Geçmiş tradutor Russo
7,001 parallel translation
Hem baygın, hem bir sürü kemiği kırık, hem de sokak direğine geçmiş hâldeydi.
Жертва без сознания, множественные переломы, висел на фонарном столбе.
Geçmiş duygusal ve fiziksel travmayı tekrar yaşıyorsunuz.
Ты заново переживаешь пост эмоциональную и психическую травму.
Kurşun delip geçmiş Daniel.
Пуля прошла насквозь.
sadece iki aylığına gitmeme rağmen, köprünün altından çok sular geçmiş gibiydi.
То есть, я ведь просто ушла почти на два месяца, а он себя вёл, будто это уже не важно.
Senin hayatını bağışlayan tek şey geçmiş 25 senede bu şehre hizmetlerindir.
Единственное, что спасет тебе жизнь, это 25-ти летняя служба этому городу.
Evet ama bunların üzerinden çok zaman geçmiş.
Да, но... Это было давно.
Üstünden uzun zaman geçmiş olsa da.
Даже если прошло много времени.
"Geçmiş Yaşama Geri Dönme Terapisti" tarafından sunulucak olan önümüzdeki hasta bir konferans var.
на следующей неделе будет лекци € которую делает "врач по регрессии"
Geçmiş yaşam hikayesi, saçmalık.
Прошлая жизнь.. все это фигня.
O geçmiş hayatların iblislerini saplamak yerine anne sorunlarını tedavi eden bir koca istedi. Bu yüzden terapisti için beni terk etti.
Жена хотела, чтобы я был обычным терапевтом, а не копался в прошлых жизнях, поэтому и ушла к своему терапевту.
- Ne yani, birini geçmiş bir yaşamına götürebilmenin imkanı yok ama iki kişi aynı şeyi paylaşabilir, sence bu mümkün mü?
- А что, если это правда? - Что, думаешь, возможно, ты не только вызвал воспоминания о прошлой жизни, но эти двое разделяют тот же опыт?
Bilâkis geçmiş-yaşam dönüşü hakkında ne kadar biliyorsun?
Что вы знаете о регрессии в прошлые жизни?
Geçmiş yaşam saçmalıklarını sonuna kadar oturarak izlemek senin kefaretindir.
Это твое наказание за то, что заставил меня сидеть и слушать этот бред о прошлых жизнях.
Gerçekten bunu etkileyen geçmiş bir yaşamın mümkün olduğunu düşünüyor musun?
Думаешь, прошлая жизнь способна воздействовать на настоящую?
Hastanede nöbeti geçmiş, ama ameliyat sırasında komaya girmiş.
В больнице удалось справиться с приступом, но во время операции она впала в кому.
Hastalar gerçek hayattan kesitler görebildiyse, Bay Anderson da bu sırada Jane ile iletişime geçmiş olabilir mi?
Если перед смертью они вспоминали свою жизнь, возможно ли, что в этот момент мистер Андерсон каким-то образом связался с Джейн?
Bir de geçmiş olsun kartını görsen.
Видела бы ты открытку с пожеланиями выздоровления.
Ama unutmayın ki Kyle'ın geçmiş yaşamından bir şey hatırladığını bilmiyoruz.
Но нет никаких данных о том, что Кайл помнит свою прошлую жизнь.
Bu vaka çocuklardaki geçmiş hayat deneyimleri bildirgemiz olabilir.
Есть потрясающие исследования о воспоминаниях прошлых жизней у детей.
Günümüz fobileri büyük ihtimalle geçmiş yaşam deneyimlerimize dayanıyor. Çok çok erken yaşlardaki yetenekli, dahi çocukları düşünün.
Возможно, причины наших фобий кроются в трагедиях прошлых жизней, так же, как и таланты, которые проявляются в раннем возрасте.
Korkunun elimi ayağımı bağlamasına izin verdiğimi söylemek yazar olmadığımı söylemek gibi olur ki, onun yerine "Beni tekrar dünyaya sürün artık benden geçmiş zaten" demek yeridir.
Сказать, что от страха я стал недееспособен — всё равно что сказать, что на самом деле никакой я не писатель, или что-то вроде : "Господь, так отошли меня обратно на землю, ибо я уже не тот."
Ayrıca, bütün operasyonun başına geçmiş olacağım.
Я буду во главе этой операции.
Geçmiş geçmiştir.
Что было - то прошло.
Yerine de bu geçmiş.
Заменив этим.
Bisikletle güneye doğru gidiyormuş. Kontrolü kaybedip orta çizgiyi geçmiş. Tam burada yüksek hız yüzünden takla atmaya başlamış.
Похоже, мотоциклист направлялся на юг, потерял управление, выехал на встречку, слетел с дороги на высокой скорости.
Saat 03 : 50'de birisi benzin almadan kredi kartını geçmiş.
В 3 : 50 кто-то провел кредитку, но так и не заправился.
Kurşun delip geçmiş.
Пуля прошла навылет.
Bayan Crawley'in tarafına geçmiş.
- Она этого ожидала. - В каком смысле?
Biliyorum. Evet ama her zaman söylerim. Geçmiş geçmişte kaldı.
Однако, не стоит ворошить былое.
Bir Jonas Flemming oluşturup, ona bir geçmiş yaratmak zor olmazdı...
Им не составит труда создать Джонаса Флемминга и придумать ему историю.
Sabıka kaydı yok, geçmiş kaydı yok.
Ни судимостей, ничего.
Bu Reddington ve Keen arasındaki tüm bu kişisel bağ konuşmaları neden onu seçtiği, bazı paylaşılmış geçmiş...
Все эти разговоры о каких-то личных связях между Реддингтоном и Кин, о том, почему он ее выбрал, общем прошлом -
Mobilyaların modası geçmiş.
Мебель устарела.
Ben, Jimmy Shive-Overly vakti geçmiş bir yazarın köpeği olmayacağım.
Я, Джимми Шив-Оверли, никогда не буду чьим-то мальчиком на побегушках.
Geçmiş olsun.
Вот печалька.
Edith söz konusu olunca öyle şeyler söylüyorum ki, iş işten geçmiş oluyor
С Эдит я срываюсь, а потом уже ничего не исправишь.
Ardından eski adıyla KGB'ye geçmiş.
Российские спец. войска.
Ayrıca QR14 yüz tanımlama sistemiyle evin içinde yada dışında geçmiş beş yıllık tüm kayıtlarda da bir şey yok. Michael Bolton'da, Walter'in geçen yıl ki doğum gününde bir performans sergilemiş ama onda da şüpheli bir şey yok.
Я запустил распознавание лиц всех посетителей в доме за последние пять лет, и кроме того, что Майкл Болтон выступал на дне рождения Уолтера в прошлом году, тоже ничего.
Baban kendinden geçmiş.
Твой отец крепко спит.
"İnananlar sorguya çekilmeyecek... "... ama ölümden yaşama geçmiş olacaklar.
Тот, кто верует, не предстанет он перед Судом, он уже перешёл от смерти к жизни.
Alfredo'nun araba hırsızlığında uzman olduğunu biliyoruz ama bağımlılığı teknik gereksinimleri karşılamasının zorlaştırdığı zaman daha geleneksel suç dallarına geçmiş.
- Альфредо был профессиональным угонщиком, но когда его зависимость стала мешать выполнению технических требований этой работы, он обратился к более традиционной разновидности преступлений.
O da kendinden geçmiş durumda.
Она в отключке.
Gelmiş geçmiş en sıkıcı güç bu bence.
Это самая скучная суперсила, которая только может быть.
Tony'yle evlenmekten vaz mı geçmiş?
Она передумала выходить за Тони?
Onun için fazla iyiydin zaten. Sen böyle genç ve güzelken, o yaşı geçmiş ve çocuk ruhlu Ra Joon Mo yanına hiç yakışmıyordu zaten.
что ты для него слишком хороша. как ты.
Şimdi sana bakalım, neredeyse aradan 20 yıl geçmiş ve Broadway'e geri mi dönüyorsun?
И взгляни на себя, спустя 20 лет ты возвращаешься на Бродвей.
Barton'un plakası bulunan bir araç I-87 yolunda turnikeden geçmiş, kuzeye gidiyor.
Машина с номерами Бартон проехала через пункт оплаты на И-87 на север.
Zavallı bir Batılı fahişe ülkeme gelip de bana sapkın Kur'an yorumlarını dayatabileceğini sanması için nasıl çarpık yollardan geçmiş olabilir ki?
С чего такая жалкая западная шлюха, как ты решила, что она может заявиться в мою страну и навязывать мне свои ущербные трактовки Корана?
- Geçmiş olsun.
Хорошая работа.
Liam'ın hatırlıyor olduğuna inanıyorum. Geçmiş bir yaşamından hatıralar. Ve TSSB'nin Irak'tan gelmediniğin açık kanıtı.
Полагаю, что воспоминания Лиама связаны с воспоминаниями его прошлой жизни, а источником посттравматического стресса стала не служба в Ираке, а серьезная травма, перенесенная им в ходе сражения во время войны в Корее... за 30 лет до его рождения.
Bass Master'la ilgili bazi geçmis tarihli yayinlara bakma zamanim olur.
Наконец-то, наверстаю упущенное по журналам о рыбалке.
geçmiş olsun 71
geçmişte 40
geçmişi 24
geçmişte kaldı 32
geçmişi unutalım 16
geçmişteki lider 19
geçmiyorum 21
geçmişte 40
geçmişi 24
geçmişte kaldı 32
geçmişi unutalım 16
geçmişteki lider 19
geçmiyorum 21