Karı tradutor Russo
113,251 parallel translation
Kavanozda bir karınca. Bir kurşun üzerinde bir köpek.
Муравей в банке, собака на поводке
Bu yakıt ile havayı karıştırır, Ve sonra hiç hile yapmadan, Havaya uçuruyor!
В его двигателе топливо смешивается с воздухом, а потом, без всяких хитростей, взрывается!
Ve işi bitti! Tüm 471 feryat gücünü açığa çıkarın
И он тронулся с места, выпустив на волю 471 неистовую лошадиную силу.
Aslında, bu konuda Burada tek şey Bu bir ses çıkarıyor.
Вообще-то, это практически единственная вещь в этой машине, которая издает звуки.
Dürüst olmak gerekirse, plebler her şey hakkında böyle bir ses çıkarır.
Честное слово, плебеи поднимают такой шум из-за всякой мелочи.
Ya da karınca gibi ucuz bir şey alabilirsin. - Karınca ne?
Или можете приобрести что-то дешевое, например, муравья.
- Bu karınca.
- Какого муравья? - Вот этого муравья.
Öyle Adlarımızı karıştırdık Çünkü her ikisi de J. ile başlar.
Может быть. Не знаю. Это как перепутать наши имена - они оба на "Дж".
Çelik gibi karın kaslarıyla ilgili konuşalım.
Вот что значит стальной торс.
Kafası karışık korkmuş.
Он... растерян и боится.
- Çıkarılabilir mi?
Его можно удалить? Нет.
- Ama. Karışma.
- Не вступай в бой.
Artık oradakilerin hepsi aynı bu yüzden de karışıklık olamayacak.
Ну, теперь его занимаю я, так что путаницы не возникнет.
Özür dilerim. İlginç bir kültürel karışım.
Интересная смесь культур.
İçlerine karışmayı denememizi öneririm.
Я советую вписаться в коллектив.
İmparatorumun çıkarına... olan şeyi yaptım.
Я не жалею о том, что сделала. Это было в интересах моего императора.
Burada olsaydı, bu karışıklığın içinde olmazdım.
Нет, иначе я не попала бы в такой переплёт.
Öyle, savaşla beraber herşey karıştı.
Да, конечно. Сам понимаешь - война, дурдом...
Efendim, 4. katta bir karışıklık var C takımı yanıt vermiyor.
Сэр, у нас непорядок на уровне четыре. Отряд "Си" не отвечает.
- O kadar da karışık değil o artık benimle.
Всё не так уж сложно. Теперь она со мной.
Öyle söylemek istememiştim, ben sadece aklım karışmıştı.
Я говорила всё это не всерьёз. Я просто совсем запуталась.
Bütün koloniyi yok edecek nükleer bombayı... kıçınızdan çıkarıp hayatınızı kurtardık.
- Вы лжёте. Так, мы только что спасли вас всех, сбив ракету, которая могла уничтожить всю колонию.
Her türlü karışıklığa karşı hazırlıklıyız..
Мы готовы к любым осложнениям.
- Yorgun karışık.
Дезориентированным. Ой!
Nörotoksin aklını karıştırıyor, ya onlar senin anıların değilse?
Этот нейротоксин отшиб тебе мозги. Что, если это не просто воспоминания?
Nörotoksinin etkileri, aklını karıştıyor.
Это воздействие нейротоксина. У тебя от него крыша едет.
Onlar senin karın ve kızın.
Речь о твоей жене и дочке.
Karımı korkutuyorsun.
Вы пугаете мою жену.
Bana şu iğrenç karışımları içirse de başımdaki ağrıları alıp götürüyor.
Она заставляет меня пить мерзкое варево, но оно прогоняет головные боли.
Yalnızca beni bulmakla kalmayıp karımı ve oğlumu da bulmuş.
Но нашёл не меня, а моих жену и сына.
İkinizin adına sevindim! Siz doğa parkurunun tadını çıkarırken biz ikimiz Seth'le Cece'nin nasıl alevli yemeğe dönüştüğünü bulmaya çalışıyorduk.
Пока вы двое наслаждаетесь там видами природы, я и этот парень пытаются понять как Сет и Сиси стали фламбированым блюдом.
Biz gidince onları dışarı çıkarıp öldürün.
Как только мы закончим, отведите их на улицу и прикончите.
Ortalık biraz karışabilir ama daha çabuk yanıt alırız.
Он может быть немного беспорядочным, но скоро мы получим больше ответов.
- Ve bunun haklı çıkarılması gerekiyordu...
И это должно оправдать... Повзрослей!
- Kimler karışmış biliyor musun?
Вы знаете, кто замешан?
- Bu işten çıkarım ne?
А мне что с этого будет?
Ailemi temize çıkarıp mal varlığımı koşulsuz olarak serbest bıraktığınızda Dünya'yı ve Mars'ı tüm sistemi havaya uçurmaktan alıkoymak için nasıl yardım edebileceğimi konuşuruz.
Когда вы безоговорочно реабилитируете мою семью и разморозите мои активы, тогда и поговорим о том, что я могу сделать, дабы удержать Землю и Марс от уничтожения Солнечной системы.
Kaza - e haliyle - den halini... karıştırma sendromuna neden olmuş.
Из-за аварии у него, скорее всего, какая-нибудь там "то есть, то нет-лексия".
Karının bilgisayarından kanıt çaldın.
Ты соврал, что взял самоотвод. Ты украл улики с компьютера жены.
Doğruyu söylemek gerekirse burada olduğun için minnettarım. Çünkü benim de biraz kafam karışık.
Честно говоря, хорошо, что ты пришла, мне ведь и самому не по себе.
Kurtarılman imkansız, bunu aklından çıkar.
Их спасти невозможно, так что выкинь из головы.
İyi iş çıkar.
{ Шестой смеётся } Твори добро.
Aslında bundan çok daha karışık.
5-АЯ :
Lütfen beni çıkar!
Пожалуйста, выпустите меня!
- Çıkar bizi buradan!
Выбираемся отсюда!
İhbar edilen olayların genelde çevredeki yangınlardan kaynaklanan tesadüfi ölümler olduğu ortaya çıkar.
Зарегистрированные случаи, как правило, оказываются случайными смертями из-за пожара неподалеку.
Eğer varsa, o zaman doğruyu söylediğimiz ortaya çıkar.
- Секретная лаборатория. Если она действительно там, то мы говорим правду.
Çıkar ağzındaki baklayı, Flynn.
Если снова уходишь, просто скажи мне.
Uyurgezer istasyondan çıkar çıkmaz ona da saldıracaklar!
Как только "Лунатик" поднимется над станцией, его возьмут на прицел.
Çıkar şimdi.
Он сейчас выйдет.
Birkaç dakikaya çıkar.
Дайте ему несколько минут.
karışma 72
karısıyım 19
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karıştır 42
karım öldü 19
karıcığım 21
karışmayın 19
karısı mı 31
karısıyım 19
karım yok 16
karım ve ben 25
karım nerede 56
karıştır 42
karım öldü 19
karıcığım 21
karışmayın 19
karısı mı 31
karın var mı 18
karın ağrısı 18
karım mı 39
karınız 52
karın nerede 32
karıncalar 18
karın nasıl 41
karınız mı 21
karın mı 65
karın ağrısı 18
karım mı 39
karınız 52
karın nerede 32
karıncalar 18
karın nasıl 41
karınız mı 21
karın mı 65