Kızgın değilim tradutor Russo
540 parallel translation
Bak, sana kızgın değilim.
Послушай, я не издеваюсь над тобой.
Size kızgın değilim, Teğmen.
Я не хотел кричать на вас, лейтенант.
Kızgın değilim!
Какже ты нам надоел.
Sana kızgın değilim.
Я бы не смог на тебя сердиться. Ничего не хочу говорить.
Karen, kızgın değilim. Sadece endişeliyim.
Карен, я не сержусь Я просто обеспокоен
Ona kızgın değilim.
Я на него не сержусь.
Buna rağmen size kızgın değilim. Çünkü...
Хотя, я вам признателен в глубине души.
Sana kızgın değilim.
Я не злюсь на тебя.
- Hayır, sana kızgın değilim.
Нет. Не злюсь.
Kızgın değilim.
Я не сержусь.
Kızgın değilim.
А я и не сержусь. Давай быстрее.
Kızgın değilim ama aptal muamelesi görmekten hoşlanmıyorum.
Я не рассердился, но я не люблю, когда со мной обращаются, как с идиотом.
Azıcık bile olsa kızgın değilim.
Я ни капли не сержусь.
Bunu bana Vietnam yaptı ama kızgın değilim, teşekkürler.
- Война во Вьетнаме сделала меня таким, но я не скуксился! Спасибо Вам!
- Kızgın değilim demiştiniz.
- Вы сказали что не сердитесь.
Belki de bana kızgınsın ama ben sana kızgın değilim.
Может, тебе плевать на меня, а мне нет, я ведь тебя не видел.
Sana kızgın değilim, Makiko.
Я не сержусь на тебя, Макико.
Kızgın değilim.
Я не злюсь.
- Kızgın değilim.
Я не злюсь.
Kızgın değilim, sadece çok utandım.
Я не злюсь, я просто в замешательстве.
Sana kızgın değilim.
Я на тебя не в обиде.
Kavgacısın, ama sana kızgın değilim. Seni seviyorum.
Хотя ты и бунтарь, я все равно люблю тебя.
Hayır, hayır. Ona kızgın değilim.
Нет, нет, я не злюсь на него.
Kızgın değilim.
Я нe злюcь.
Yani söylediysen de sana kızgın değilim.
Я имею в виду, если вы сделали, я не сержусь на тебя.
- Sana kızgın değilim.
- Я не сержусь на тебя. - Илага.
- İlaga. Yapma, sana kızgın değilim dedim.
- Перестань, я не сержусь.
- Kimseye kızgın değilim.
- Я ни на кого не злюсь.
- Kızgın mı? Hayır kızgın değilim.
Что твой визит доставил мне огромное удовольствие.
Kızgın değilim, benim sadece kafam karışık.
Я не сержусь, я просто сбит с толку.
Kızgın değilim.
Я не злюсь!
Sana kızgın değilim. Beni iki çubukla kazmam için bırakmıştın.
Ты ведь бросил меня с этими палочками на верную смерть, совершенно одного.
Görünüşe göre, eski güzel günlerden konuşmuşsun ama sana bu yüzden kızgın değilim.
Похоже, вы говорили о прежних днях. Но я не поэтому сержусь на тебя.
Ve sana kızgın değilim Pacey.
И я не злюсь на тебя, Пэйси.
- Neden bahsediyorsun sen? Sana kızgın değilim.
- Ну что ты говоришь, я не злюсь.
Sana kızgın değilim.
Я на тебя не зол.
- Kızgın değilim.
- Я не злюсь.
Sana kızgın değilim.
Я на тебя не сержусь.
Hayır, kızgın değilim.
Нет, я не злюсь.
- Size kızgın değilim.
- Я на вас не злюсь.
Hayır, kızgın falan değilim.
Нет-нет, я не сержусь.
Birde kızgın değilim diyor.
А говоришь, не рассердился.
Onlar sana kızgın. Ben değilim.
Они злятся на тебя, а я нет.
- Aslında kızgın bile değilim.
Ты знаешь, я сошел с ума.
Ben kızgınım, korkmuş değilim!
Испугался? Я разозлился, а не испугался!
Sana kızgın bile değilim!
Я даже не на тебя зол!
Ben onlara kızgın falan değilim.
Я ни на кого не обижаюсь.
Kızgın değilim.
Но я разочарован.
Zaten diş hekimi değilim diye çok kızgın bana.
Она и так зла на меня, потому что я не дантист.
Kızgın falan değilim, sen kurcalayıp bulamayınca, havamı kaybettim.
Я не злилась. Ты копошился и я потеряла настрой.
Sana kızgın değilim, Greg.
Я не злюсь.