Sallanıyor tradutor Russo
271 parallel translation
Harry! Ev sallanıyor.
Прекратите, весь дом трясется.
Gerçekten dünya sallanıyor, Lordum.
Да, верно, всё в нём валится, милорд.
Neden hareket ediyor ve sallanıyor?
Почему она двигается? И трясётся?
Başkan Eisenhower kollarında sallanıyor...
Президент Эйзенхауэр машет руками...
Dostlar, takma dişleriniz sallanıyor mu?
Друзья, у вас шатаются зубные протезы?
Bu otel sallanıyor'.
Этот отель качает.
Palmiye ağaçları rüzgarda hafifçe sallanıyor. Ham papayaların kokusu geliyor. Mavi kıyı gölü, beyaz kum ve altın tenli kızlar.
Пальмы покачиваются под дуновением морского бриза,..... аромат свежей папайи,..... голубая лагуна, белый песок, девушки с золотой кожей.
Bir el sallanıyor, diğeri yana çivilenmiş gibi!
Одной рукой отмахивает, а другая к боку прижата, как гвоздем пришита.
Organın düzgün ama bir yeri sallanıyor.
Твои органы работают отменно, но вот одна деталь не привинчена как надо
Damocles'in kılıcı sallanıyor başımın üstünde Biri ipliği kesecekmiş gibi bir his var içimde
Дамоклов меч надо мною висит, и кто-то у нити наготове стоит
Damokles'in kılıcı sallanıyor başımın üstünde
Дамоклов меч надо мною висит!
Sallanıyor, gerçekten.
Меня по-настоящему трясет.
Ay, öyle görünüyor ki gerçekten bir çan gibi sallanıyor aynen 1000 yıldan daha kısa bir süre önce asteroit çarpmış gibi.
Оказывается, Луна и вправду слегка раскачивается, как колокол, как если бы менее 1000 лет назад произошло столкновение с астероидом.
Ve onun altında adaletin altın kılıcı ile birlikte altın terazi sallanıyor ölüm ve cezanın hemen yanında bulunuyorlar.
А ниже - Правосудие с золотым мечом и золотыми весами, в сопровождении Смерти и Наказания.
Balıklar çember oluşturuyor... ve yüzeyde nilüferler sallanıyor.
От рыбы в пруду круги на воде и белые водяные лилии качаются на поверности.
( Music ) Sen sallanıyorsun ( Music ) rap müzikle., mikrofon titriyor... B-boylar için, o vücudunu dansta sallandırıyor.
Для рэп-МС важен стиль читки... для би-боев - стиль элементов в брейк-дансе.
Hâlâ sallanıyor, şuna bak hele! Koş ulan, koş! Yürü lan yürü, eşek oğlu eşek!
Да побыстрее.
Biraz sallanıyor galiba.
Шатается только.
Bir bu yana sallanıyor... Bir şu yöne sallanıyor... Rüzgar estiğinde dönüyor.
Качается, болтается... ветер подует — закружится.
Bir bu yana sallanıyor... Bir şu yöne sallanıyor... Rüzgar estiğinde dönüyor.
Качается, болтается, ветер подует — закружится.
Bakın, nasıl sallanıyor.
ѕосмотреть, как он будет качатьс €.
Adamlar ateş etmeyi bırakana kadar bir süre aşağı doğru sallanıyor.
Он застыл, пока те не перестали.
İlk başta iskele sallanıyor sandım.
Сначала я подумал, что качается мосток.
Üç veya dört saat boyunca fırtınalı denizde küçük bir bottayken dengenizi sağlamak için sallanıp dururken sahile çıktıktan ve iskelede olduktan sonra kendinizi halâ sallanıyor hissettiğinize dair kendinize yemin edebildiğiniz oldu mu?
Вы когда-нибудь пытались поднять чемодан, который вы думали полный, а оказалось что нет? И вы делаете так. И на какую-то долю секунды, вы чувствуете себя очень сильным.
Tüm ofis sallanıyor!
Ты опозорил всех!
Sallanıyor.
Позор!
Lamba sallanıyor!
Ой, люстра колышется. Видишь, она колышется.
- Anlat bakalım ozman, kamera neden hep sallanıyor?
Лучше скажи мне, почему камера все время трясется.
Sallanıyor cennette bayraklar.
В небесах развеваются флаги
Biraz sallanıyor gibisin.
- Ты что-то слабо выглядишь.
Sallanıyor.
Трясет.
- Sanki biraz sallanıyor.
- Ёто всего лишь коронка.
On yıl önce olsaydı... o zenci bir ipin ucunda sallanıyor olurdu.
10 лет назад этот ниггер висел бы уже на верёвке с яйцами во рту.
"Musa" biraz sallanıyor.
Иуда слабо держится
Yerli dansçılar etrafımda dönüyordu. Kolları bacakları sallanıyor, elleri kalçalarında tozlu bir şekilde zıplıyordu.
"Я пробрался сквозь кусты, a там туземные танцоры кружились передо мной их ноги молотили, руки изгибались под пятками вздымалась пыль."
Gördün mü? Shep sallanıyor.
Видишь, Шеп умный.
Sallanıyor
Он вращается.
# Sallanıyor bir burun kılında Sallanıyor kolaylıkla #
Качается на волосе из носа Качается с большой лёгкостью
Minibüs sallanıyor.
Фургончик качается.
- Yer sallanıyor.
- Поверхность раскалывается!
- Yeniden sallanıyor.
- Эй, у них проблемы. - Там острия.
Bütün kocalar ediyor, ya da sadece sallanıyor.
- Другие мужья такие же неуклюжие.
, bu parti sallanıyor. Hadi devam edelim.
Вечерина в полном расколбасе.
Sokak lambası sallanıyor Yakında sabah olacak
Проходит время ночи.
Saat gecenin 3'ü, tişörtünde patates kızartması kırıntıları var. Bir gözün açık, tek ayağında çorap sallanıyor.
В 3 часа утра, картофельный чипс приклеился к вашей рубашке, один глаз открыт, носок свисает с ноги.
Sallanan sandalyede sallanıyor, kekler pastalar pişiriyor.
Качается в кресле, печет пироги и пышки
- Jake, sallanıyor biraz.
- Джейк, он слегка покачивается.
Çok yukarıda, kuleden sallanıp tangırdıyor.
Высоко в главной башне подвесили пустую тыкву.
Çok yukarıda... kuleden sallanıp tangırdıyor.
Высоко в главной башне... подвесили пустую тыкву.
Sallanıyor!
- Позор!
Tüm ofis sallanıyor!
Ты опозoрил всех!