Sağolun tradutor Russo
1,651 parallel translation
Sağolun, ama ben her zaman otobüse binerim.
Спасибо, я всегда езжу на автобусе.
Sağolun gençler.
Спасибо, сынки.
Yiyecek bir şey ister misin? Hayır, sağolun bayan.
— Хочешь что-нибудь поесть?
Sağolun.
Спасибо.
Sağolun, teşekkürler.
Спасибо, не стоит.
Kırmızı bandı kesmeme yardım ettiğiniz için sağolun.
Спасибо за помощь в преодолении бюрократии.
Başınız sağ olsun. - Sağolun.
Примите мои соболезнования.
- Sağolun.
- Спасибо.
Geldiğiniz için sağolun Bay Sherman.
Спасибо, что зашли, мистер Шерман, сэр.
Will'in gelmesine izin verdiğiniz için sağolun.
Спасибо, что разрешила привезти Уилла.
Beni görmeyi kabul ettiğiniz için sağolun Bayan Collins.
Спасибо, что согласились со мной встретиться, миссис Коллинз.
Sağolun Bay F.
Спасибо, мистер Фишер.
- Vücudu çok güzel görünüyor. - Sağolun.
Благодаря вам его тело отлично выглядит.
Sağolun çocuklar.
Спасибо, ребята.
Yemek için sağolun, çocuklar
[Желает себе приятного аппетита]
Sağolun! Ben kazandım!
Спасибо!
Sağolun, Efendim.
Спасибо, сэр.
Soruyu açık sordunuz içi sağolun dekan...
Я очень рад, что вы задали этот вопрос...
Sağolun, götler.
Спасибо, сральники.
Sağolun, efendim.
- Спасибо, сэр.
Ne zaman kalkıyor? Sağolun. Bir dakika bekleyin.
В котором часу вылетает?
Tamam, sağolun.
Ладно, спасибо.
Geldiğiniz için sağolun Bay Dolan.
- Спасибо, что пришли, мистер Долан.
- Sağolun, çocuklar.
- Благодарю, парни.
Sağolun beyler, Şimdi daha iyiyim.
Спасибо, ребята. Мне стало лучше.
Tekrar sağolun.
Спасибо ещё раз.
Hayır, sağolun. Eşim bekler.
Нет, благодарю, меня ждет жена.
Neden akşam yemeğine kalmıyosunuz? Hayır, sağolun.
Они не выглядят печальными.
Sağolun komutanım.
Спасибо, сэр.
Benimle rüyayı paylaştığınız için sağolun.
Спасибо, что остановил поезд для меня
Hayır, sağolun. İşim var.
Спасибо, но мне некогда...
Geldiğiniz için sağolun, ama savaşta büyü kullanmamaya karar verdim.
Очень рад. Но я не собираюсь использовать волшебников в этой войне.
- Sağolun.
- Спасибо большое.
Sağolun ben hallederim.
Нет, спасибо.
Hayır, çok sağolun. Ofise uğrayıp birini ayarlarım.
Нет, не надо, из нашей конторы пришлют ребят.
Muhtemelen bu satış fiyatını artırır, sağolun.
повысит цену дома при продаже.
- Kale'ye hoşgeldin. - Sağolun.
- Добро пожаловать в наш форт.
Peki, sağolun...
Окей, спасибо...
Sağolun.
Отлично, сnасибо.
Sağolun.
Сnасибо.
- Sağolun. Adam beni sevdiğini söyledi.
Этот человек сказал, что он меня любит.
- Pardon. Hızlı gitmeniz benim için çok önemli. Sağolun.
Мне это казалось даже забавным в первом сезоне, с Хорхе и про "Мистер Clean"
Sağolun ama zaman azalıyor.
- Мы гордимся вами. - Спасибо. Код, чёрт возьми.
Yardımınız için sağolun.
Спасибо за помощь.
Sağolun çocuklar.
Спасибо, парни.
Sağolun.
- Спасибо.
Geldiğiniz için sağolun. Teşekkürler.
- Спасибо, что пришли, спасибо.
Sağolun.
Да.
Sağolun Albay.
Хорошо.
Sağolun.
Где мы должны построить это здание?
- Sağolun.
Спасибо.
sağolun efendim 108
sağolun çocuklar 19
sağol 3875
sagol 40
sağol canım 28
sağolasın 52
sağol tatlım 18
sağol baba 51
sağol anne 26
sağol dostum 66
sağolun çocuklar 19
sağol 3875
sagol 40
sağol canım 28
sağolasın 52
sağol tatlım 18
sağol baba 51
sağol anne 26
sağol dostum 66