Tamamen doğru tradutor Russo
297 parallel translation
Evet, tamamen doğru.
Да, всё верно.
Tamamen doğru.
Да, чёрт возьми.
Evet bu Clay, tamamen doğru.
Это точно Клэй. Ошибиться невозможно.
- Belki, fakat sen hiç düşünmüyorsun..... ki bu tamamen doğru, çünkü eğer konuşurken çok içersen, biz yapmak için başka şeyler bulacağız.
- Может быть, но я вас не понимаю. Если вы пьяны, можно еще чем-нибудь заняться вместо бесед.
- Tamamen doğru.
- Довольно точно, капитан.
Hepsinin tamamen doğru olması dışında.
Если не считать, что все это абсолютная правда.
Tamamen doğru.
Правильно.
Bu tamamen doğru değil.
Ну, не совсем верно.
O yüzden için rahat olsun. Söyleyeceğin şey tamamen doğru.
Так что просто расслабьтесь, потому что то, что вы скажете, абсолютная правда.
Tamamen doğru.
Это все правда.
Tamamen doğru Al, bu karşılaşmayı 100 milyondan fazla insan izleyecek.
Да, Эл. Более 100 миллионов людей по всему свету смотрят этот матч.
Aslında tamamen doğru.Mickey'le birlikte yaşamak, Donald ve tüm tayfayla.
Так и есть. С тех пор здесь живет Микки, Дональд и вся остальная команда.
Tamamen doğru.
Вот именно.
- Bu tamamen doğru değil.
- Это не совсем так.
Tamamen doğru.
- Совершенно верно.
Çalışma istiyor. Burada olan bir şey tamamen doğru değil, öyle değil mi?
Чего-то здесь не хватает, не так ли?
Kızkardeşi hakkında duyduklarımızı tamamen doğru olmayabilir.
То, что мы слышали о его сестре, могло вполне быть ложью.
Tamamen doğru değil.
Это не совсем так.
Ama bu tamamen doğru olmayacak.
Но это будет не вся правда.
Tamamen doğru.
Совершенно верно.
- Bu tamamen doğru değil biliyorsun.
- Я ведь не поэтому это делаю.
Diyor ki : "Tamamen doğru değil bu bilgiyle masumiyetinizi kaybetmenizi istemiyor, ölmeyeceksiniz yani."
Змей сказал : - Ну, это не совсем так. Он пускает вам пыль в глаза, потому что не хочет, чтобы вы постигли это знание, не хочет, чтобы вы потеряли свою невинность.
- Tamamen doğru.
- Примерно так.
- İskender! Bu Krallığımızın onuru ile ilgili! - Tamamen doğru!
Александр, речь идет о чести всего нашего царства!
Bunun tamamen doğru olduğunu söyleyemem.
Не обязательно.
Bu doğru ama tamamen doğru değil. Çünkü hepimiz bağlıyız. - Çünkü biz bağlıyız.
Но это лишь часть правды, потому что между нами есть связь.
Polis tamamen doğru olduğuna inandığı... iki kaçağa ait robot resimleri dağıttı.
... предположительно со своим подельником. Полиция распространила очень точные, по их мнению,.. ... изображения этих двух подозреваемых.
Tamamen doğru değil ama doğru.
Не, это не совсем, правда. Но совсем немного.
Bir dahi değil ama söyledikleri tamamen doğru şeyler. Yeni krallığın düzene, kanuna ve otoriteye ihtiyacı var.
Надо в зародыше пресекать любые попытки возврата к анархии и беспорядку,
Bu doğru size tamamen güveniyorum.
Да, знаю, я могу вам доверять.
- Tamamen içine doğru çekiliyoruz.
Нас затягивает прямо туда.
Evet, doğru. Bugün pazar. Tamamen unutmuşum.
Воскресенье, вечно я забываю о нем.
Tamamen böyle denir, doğru.
Именно так, да.
Doğru. Tamamen ahlâki bir ikilem.
Согласен, это серьезная моральная проблема.
Matmazel Dean, tamamen kasıtlı olarak arabayı ağaca doğru sürdü.
Нет, совершенно намеренно мадмуазель Дин врезалась в дерево.
- bu doğru, tamamen doğru - sözünü kesme bir peçeteye sümkürür ve sonra geri içine çeker bunu sadece bir kaç defa yaptım
- Это правда. Все это правда. - Не перебивай.
- Bu tamamen doğru değil.
Здесь на борту еще 12 детей в возрасте от 8 до 16 лет.
tamamen doğru, ozaman soğuk almadım benim miğdem birdenbire...
йЮОХРЮМ! йЮОХРЮМ!
Bunun doğru karar olduğunu biliyorum çünkü tamamen sakinim. Bak.
Я знаю, что это верное решение поскольку я полностью спокоен на его счёт.
Ancak bu duruşmayı hariç tutarsak bize tamamen güvenmediğinizi söylemek doğru olur mu?
Но вы согласны, что за пределами этой комнаты вы нам не доверяете?
Eğer bu konuda ciddi olsaydın, beni kesinlikle On kere güçlü Kamehame-Ha ile vururdun, ve beni tamamen havaya uçururdun. Doğru değil mi?
то мог бы уничтожить меня одним Десятикратным Камехаме-Ха.
Yeterince doğru ama hâlâ... Bu devam ederse tamamen kapatmak zorunda kalacağız.
Да, правильно, но всё равно если это продолжится, нам придётся прекратить свою деятельность.
Poposunu tamamen örten biriyle, bunun doğru yol olduğuna inanıyorum.
Чтобы вся задница была закрыта как надо. - Нет.
Biz tamamen iyi niyetliydik, tabi ki. Onu insanı delirten bir kefenin peşine yollayarak kötülükler şehrine tek gidiş bileti. Doğru.
Хотя у нас конечно же были хорошие намерения.
Tamamen doğru, kardeşim.
Как скажешь.
Onun da faydaları var tabi! Doğru mu söylüyordu yalan mı karar veremiyordum. Tamamıyla aklı başında veya tamamen manyak.
Я не мог понять, блефует он или нет, в здравом ли он уме?
Tamamen öyle olmasaydınız, bu dediğin doğru olurdu.
Что было бы прекрасно, если бы это не было совершенной неправдой.
- Uzun bir cetvel olsun. Doğru ölçelim. Tamamen uzattığından emin ol.
держи прямо.
Çok doğru, babamızı bir geceliğine değil tamamen hapisten kurtarmaya çalışmalıyız.
Мне он то же самое говорит.
Doğru ya! Vay canına, onu tamamen unutmuşum.
Я совершенно про него забыла.
Fakat bir şeyi doğru yapsaydı,... tamamen aptalca olmazdı.
Ему удалось вырастить нормального человека.
doğru 10892
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
dogru 95
doğrudur 303
doğru söylüyorsun 77
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğru değil 421
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru diyorsun 34
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğru değil 421
doğru söylüyorum 192
doğruyu söyle 121
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru diyorsun 34
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47