English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ T ] / Tanıyorsun

Tanıyorsun tradutor Russo

6,053 parallel translation
Vasquez'i tanıyorsun.
Васкез ты знаешь.
Başkalarının göremediği özelliklerden insanları tanıyorsun.
Вы узнаете людей по их особенностям, которые не видны другим.
- Dr. Foley'i tanıyorsun.
- Ты знала доктора Фоли.
Ama bilebilecek birini tanıyorsun, doğru muyum?
Но ты знаешь того, кто может это знать, верно?
Onu tanıyorsun, değil mi?
Ты ведь знаком с ней, верно?
Kral'ı benden daha iyi tanıyorsun.
Ваше мнение о короле намного выше, чем мое.
Giselle'i tanıyorsun değil mi?
Ты знаком с Жизель?
Bayan Johnson'ı ne kadardır tanıyorsun?
- Давно ты знаешь миссис Джонсон?
Çünkü beni çok iyi tanıyorsun ya beni değerlendirmeye uygunsun.
- Вы меня так хорошо знаете, что, несомненно, можете сделать такой вывод.
Kalbini tanıyorsun.
Пойми, что говорит твое сердце.
Büyücüyü tanıyorsun.
Ты знаешь чародея.
Büyücüyü tanıyorsun.
Ты знаешь о волшебнике.
Lokantadan beni tanıyorsun, değil mi?
Помнишь меня? Мы как-то пересеклись в кафешке.
Onu ne kadar iyi tanıyorsun?
Как хорошо ты его знаешь?
- Julie ve Mickey Hughes'u zaten tanıyorsun.
- Джули и Микки Хьюсов ты знаешь.
Bu herifi ne kadar iyi tanıyorsun?
Как хорошо ты знаешь этого парня?
Cidden soruyorum. Bu adamı ne kadar iyi tanıyorsun?
То есть, насколько хорошо ты на деле знаешь этого парня?
Savaştan sonra Plum Island'ta onunla çalışmıştın. Ryan Dunbrack olarak tanıyorsun.
Вы работали с ним на Плам Айленд после войны и знали его как Райана Дунбрака.
Onu tanıyorsun!
- Ты знаешь его!
Belli ki onu tanıyorsun.
Вы несомненно знаете его.
Ben, beni tanıyorsun.
Бен. Ты знаешь меня.
Evet, elbette ki tanıyorsun.
Конечно знаешь.
Büyükbaban büyükbabanı tanıyorsun.
Твой дедушка ты знаешь дедушку.
Onu tanıyorsun, değil mi?
Ты знаком с ним... не так ли?
Onu hala tanıyorsun.
И всё ещё знаешь.
Oh, Valois'i ve orda çalışan hizmetçileri tanıyorsun.
Ох, Вы знаете двор Валуа и тех, кто там служит.
Hey, onu bir haftadan daha kısa süredir tanıyorsun.
Ты знаешь ее меньше недели.
- Judy'i nereden tanıyorsun?
Откуда ты знаешь Джуди?
Yani... Theo'yu tanıyorsun.
Итак, ты знаешь Тео.
Onu tanımıyorsun bile.
Ты её даже не знаешь.
Sen nasıl tanımlıyorsun peki?
Что для тебя значит враг?
Bana şans tanımıyorsun.
( ЖЕН ) Но ты ОТНЯЛА у меня эту возможность.
Mikhail'i tanıyorsun sen de.
Ты же знаешь Михаила.
Bana inanmak yerine düşmanla fazla samimi olan, çok az tanıdığın bir adama umut bağlıyorsun.
Вместо того, чтобы поверить в меня, ты доверяешь человеку, которого едва знаешь, и который слишком тесно связан с врагами, насколько я вижу.
- Çok fazla İtalyan tanımıyorsun, değil mi?
- Ты с не многими итальянцами знакома, так ведь?
Carlo'yu tanımıyorsun.
Ты не знаешь Карло.
Onları benim kadar iyi tanımıyorsun.
Ты не знаешь их так, как я.
Beni çok iyi tanıdığını sanıyorsun!
Думаешь, что отлично меня знаешь!
Onu tanıyorsun.
Ты же её знаешь.
Onu tanımıyorsun.
- Вы его не знаете.
Kader acımasız değil mi? Bu kızı tanıyorsun.
Видишь, как непредсказуема судьба?
Korkarım ki beni çok iyi tanımıyorsun.
Боюсь, ты плохо меня знаешь.
Yani Winston biliyor ama Winston'ı tanımıyorsun.
Ну, Уинстон знает, но ты не знаешь Уинсона.
Beni öyle tanımıyorsun Cece.
Ты не настолько меня знаешь, Сиси.
Yemin ederim tanımıyorsun.
Я клянусь...
Adamı tanımıyorsun.
Ты его не знаешь.
Beni tanımıyorsun.
Вы меня не знаете.
- Beni iyi tanımıyorsun. - İnsanları tanırım.
- Ты не слишком хорошо меня знаешь.
- Sen tanımıyorsun.
Ты его не знаешь.
Seni tanıdığım günden beri ilk defa yaşından küçük davranıyorsun.
Знаешь, впервые с тех пор, как мы познакомились, ты ведешь себя намного младше своих лет.
Bana bak Lizzy, beni tanımıyorsun bile.
Слушай, Лиззи, ты не знаешь меня.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]