Toplantı tradutor Russo
14,453 parallel translation
9'la 13 : 30 arası toplantıdaydı. O sırada Haley'nin elbisesini alacağı Alex'in hediyesi için Best Buy'daki Stan'le görüşeceği alelacele eve dönüp topkekleri pişirmeye başlayacağı garajdaki yayık makinesini alıp dondurma yapacağı hediye paketleyeceği ve topkekleri süsleyeceği 90 dakikalık bir boşluğu olmuş.
Она была на встречах с 9 утра до 13 : 30, потом полуторачасовое окно, чтобы купить платье для Хейли, встретиться со Стэном в ЛучшейПокупке насчёт подарка Алекс, потом быстро домой, где она могла бы начать печь кексы,
Telefonun masanın üzerinde kalmıştı. Sen personel toplantısındayken Alex mesaj attı.
О, ну, Вы оставили свой телефон на столе, а Алекс прислала сообщение, когда Вы были на встрече.
Doğru ya, Iowa müzakere toplantısı.
Верно... Айова. Встреча сторонников партии.
Evlilik sözleşmesi toplantısına girmek üzereyim de sadece ne kadar sert davranmamız gerektiğini bilmek istiyorum.
Иду на подписание брачного договора. Я просто хотела уточнить, насколько далеко мы готовы зайти в этом споре.
Evet David, şuanda bir toplantıdayız.
Да, Дэвид, у нас здесь встреча вообще-то.
Yarın müzakere toplantısı olacak ve hepimiz rahatlayacağız.
Завтра встреча сторонников партии для выбора кандидатов, и все прояснится.
Toplantı üç dakika içinde başlayacak.
Встреча сторонников партии начинается через 3 минуты.
Eğer biraz oy kaybettiysek, şimdi geri almamız için tam şansı. Toplantının olduğu merdivenlerinin oraya.
Если мы потеряли несколько голосов, то это наш шанс получить их обратно... здесь, на встрече сторонников партии.
- Altı tane parti toplantısında çalıştım ve hiçbir bölge yöneticisinin zaman yüzünden mantıklı bir davranışını reddettiğini görmedim.
- Я работал на 6 встречах сторонников партии и никогда не видел, чтобы глава избирательной комиссии отклонял запрос на обоснованную временную задержку.
Haberler, müzakere toplantısını kimin kazandığını anons etmek üzere.
Телесети собираются объявить предполагаемого победителя по результатам встреч сторонников партии.
O gün Mina'yı okuldan ben alacaktım. Toplantım uzadı.
Это я должен был забрать Мину из школы в тот день, но дал совещанию затянуться...
Toplantıya geç kaldım.
Я опаздываю на встречу.
Bu sabah ifade vermesi için düzenlediğimiz toplantıyı kaçırdı.
Он пропустил утреннюю встречу по поводу его показаний.
Özür dilerim. Ayarlanmış bir toplantımız mı vardı?
А у нас разве была запланирована встреча?
Toplantıyı ben düzenlemiştim.
Это мое совещание.
Biliyorum dünya, doğal olarak etrafında dönüyor ama onun kalp krizine basın toplantının neden olmadığına oldukça eminim.
- Эли, знаю, обычно мир вращается вокруг тебя, но я практически уверен, твоя пресс-конференция не имеет отношения к папиному приступу.
Toplantılara sırf hâkim zorladığı için gittiğini biliyorum.
Я знаю, ты ходишь на встречи только из-за постановления судьи.
Toplantılara gidiyor musun?
Ты ходишь на встречи?
Evet, toplantılara gidiyorum.
Да, я хожу на встречи.
Yarınki toplantımızı Hudson'daki Odatta'da yapmaya ne dersin diye soracaktım.
Не можем ли мы перенести нашу завтрашнюю встречу в вашу гостиницу "Одетт".
Yani başka nasıl Lobos toplantısının doğru adresini bilebilirdi ki?
Иначе откуда она тогда узнала, где искать Лобоса?
Tommy, bu gün için ayarlanmış bir toplantımız yoktu, değil mi?
- Томми? Мы не договаривались сегодня встретиться.
Akşamdan kalma kankaları toplantı odasında sızdı.
Его приятели в конференц-зале, отходят от жуткого похмелья
Post prodüksiyon toplantısı vardı ve harici hard diskimi unutmuştum.
У меня была встреча по обработке снятого материала, а я забыл свой жесткий диск.
Sonraki toplantıya sakat olanı da getirmeliyiz.
На нашей следующей встрече должен присутствовать инвалид.
Toplantıya başlamak üzereyiz.
Мы вот-вот начнём переговоры.
Üzgünüm ama anladığım kadarıyla Bayan Florrick bugünkü toplantıya katılmak zorunda.
Простите, но я думал, что миссис Флоррик будет присутствовать на этом собрании.
Bir toplantım var.
У меня встреча с членами совета.
Görünüşe göre gece erken saatlerde burada bir toplantı olmuş.
Очевидно, тут недавно была служба.
Aksi halde, Sabine Raoult'u sorgulamak için ruh çağırma toplantısı yapacağız.
В противном случае, придется прибегнуть к спиритизму чтобы допросить Сабину Рауль.
Toplantı yapıyormuş.
Он заканчивает встречу.
Ortaklarla bir toplantı daha yaptık.
Была еще одна встреча партнеров.
Yönetim kuruluyla bir toplantıdaydık, şimdi geldik.
Мы только что встречались с комитетом управляющих.
Baktım. Notuna 89.75 verdiğin ile bir toplantı ayarladım. Tracy.
Да, я, ээ, назначил собеседование с той, у которой рейтинг 89.75 %.
Dün geceki toplantıdan sonra senin durumundaki birini yalnız bırakamazdım.
После вчерашних посиделок я тебя в таком состоянии бросить просто не мог.
Beni indirmeye çalışacaktır, kafama sıkabilmek için bir toplantı ayarlamaya çalışabilir.
И спрашивать я не собираюсь, он и так хочет встретиться и прострелить мне к херам башку.
Daha şimdi oradaki bir toplantıdan geldim.
Я сам только что оттуда.
Söyle bana, Ghost Truth'daki toplantıya nasıl tepki verdi?
- И как Призрак отреагировал на собрание в клубе?
Milan'la arasında kısa bir yüz yüze toplantı ayarlayalım kendini rahat ve özel hissetsin.
- Встретится, поговорит, почувствует себя важным, все такое.
Toplantıdan önce, bunu ceketinin yakasına tutturacaksın.
Перед встречей прикрепите на внутреннюю сторону воротника.
Gelirse toplantıya, kayda alacaksın onu da. Gelmezse şayet, ona da konuşmanın bir kısmında yer vereceksin.
Придет – запишете его голос, не придет – заговорите о нем на встрече.
Ajan Knox'la toplantıyı haber vermek için buluşmak istediğim gibi, anında tuvalette buluşmak istediğini söyledi ve elime küçük bir kayıt cihazı tutuşturdu.
Ты был прав. Я связался с Ноксом по поводу встречи, и он тут назначил мне свидание в сортире. И он мне дал записывающее устройство.
Bu kadar kısa sürede ayarladığınız bu toplantı için bir teşekkür göstergesi.
В благодарность за столько скорую встречу.
Evet, avcılar Spotify kanalı araclığıyla toplantılar düzenliyordu.
Да, Охотники договаривались о встречах через канал на Спотифае.
Eğer konuşmayacaksan Dört Numara'yla bir toplantı ayarlamak istiyoruz.
Если ты отказываешься говорить, мы бы хотели организовать встречу с Братом номер 4.
Saat 10'da Toplantı.
Джексон : "Брифинг в 10 : 00"
Toplantı bitmiştir.
Встреча окончена.
McCarthy olayıyla alakalı bir toplantımız var.
У нас совещание по МакКарти.
10 dakika içinde toplantı.
Летучка в 10 : 00.
Böylece saat üçteki personel toplantısına yetişmek için çocukları okuldan almaya sekiz dakikası kalmış.
притащить машинку для мороженого из гаража, взбить, смешать и заморозить, что оставило ей всего 8 минут на то, чтобы вернуться для встречи в 15 : 00.
Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mı? Mr. Boss davamızı baltayamazsın, o yüzden toplantılarımızı ekmeyi bırak.
Можешь перестать подрывать наше дело против мистера Босса.