Yagmurluk tradutor Russo
102 parallel translation
- Hayır, ama gidip bir manto alayım. - Çiçek odasında bir yığın yağmurluk var.
Нет, я пойду возьму пальто.
Robert, koşup çiçek odasından, Bayan de Winter için bir yağmurluk getirirsin, değil mi?
Нет, возьмешь дождевик. Он в оранжерее. Роберт!
Üzerine yağmurluk giy.
Стой! ... Я дам тебе плащ.
Sadece o odada tek başıma kalabiliyordum. Ama yağmurluk ve çamurlukla uyumaktan daha iyiydi.
Эта комната, единственное место, где я был самим собой, но это было лучше, чем спать в плаще и галошах.
Üstü başka şeylerle örtülüydü. Yağmurluk, bir çift galoş ve birkaç kitap.
Она лежала под другими вещами, под плащом, галошами и несколькими книгами.
Evet, Brezilya'da yağmur yağmadığı halde bir yağmurluk bulmaya çalış.
Лиза, на этой работе ты ездишь только с одним чемоданом.
Dolabında bir yağmurluk bulduk.
У тебя в шкафу мы нашли плащ.
Yağmurluk şeklindeki bu cihaz, yapay bir kol ve sahte bir elle donatılmıştır.
Это простое устройство состоит из искусственной руки с кистью на конце.
Bu yağmurluk.
Воттакой плащ.
Herşey bu yağmurluk mu?
- А есть что-нибудь по плащу, лежавшем на жертве?
Bu bir yağmurluk, Madam.
- Что случилось? - Этот плащ, мэм...
Sorun değil. Üzerimde yağmurluk var.
- Не страшно, на мне плащ.
Ayrıca bir yağmurluk taşıyordu.
Еще у него был плащ.
"Son görüldüğünde dirsek ve omuzlarında deri yamalar olan bir ceket giyiyor ve bir yağmurluk taşıyormuş."
На нем был твидовый пиджак с кожаными вставками на плечах... и локтях, а также плащ ".
Parlak küçük bir yağmurluk giyiyordu.
На ней маленький яркий плащик.
Başında bir yağmurluk vardı.
Он ещё надел себе плащ на голову.
Neden bir yağmurluk giysin ki? Yağmur yağıyor olamaz mı?
- Наверняка был дождь.
Sarışındı. Üzerinde kahverengi bir yağmurluk vardı.
У нее светлые волосы, а одета она была в коричневый плащ.
Mavi bir yağmurluk ile çiçekli eşarbı vardı.
У нее платок с цветочками и синий плащ.
Yağmurluk.
Плащ.
Yağmurluk.
Плащ!
Yağmurluk giymiş büyük bir kaplumbağa gibi gözüküyordu.
ѕохоже на большую черепаху в пальто.
1946'da Harry FIemming için çalışmaya gittim ve kemersiz yağmurluk fikrini buldum.
В 1946 я работал на Гарри Флеминга и придумал плащ без ремня.
Yağmurluk işindeydim ben.
Я работал в бизнесе дождевиков.
35 yıl boyunca yağmurluk sattım ben.
Я продавал дождевики в течение 35 лет.
Yağmurluk ne için?
Что, уже уходишь?
Paraşüt, yağmurluk, paletler...
Парашют, костюм, ласты.
Yağmurluk sökücü.
Детоксификационное пончо.
Yağmurluk giy.
Одень плащ.
18. doğum günümde aldığı yağmurluk için anneme teşekkürler.
Хорошо, что мама подарила плащ. Храни её Бог!
- O yağmurluk mu?
- Это что, дождевик?
Yağmurluk?
Плащи?
Yağmurluk lazım dostum.
Надо смeнить прикид.
"Yağmurluk" mu?
Я нe понимаю, какой прикид?
Fakat alamayacağımdan, sadece bir yağmurluk istiyorum.
Ќо его € все равно не получу, так что хватит с мен € и дождевика.
Yani bir yağmurluk istiyorsun?
ќ, так ты хочешь дождевик?
Yağmurluk giysen iyi edersin, çünkü kız, kısa değil.
Лучше надень дождевик, она ведь немаленькая.
Her kurtarma setinde bir yağmurluk, tek kullanımlık kamera ve bakterilere karşı korunmak için, bir mızrak var.
В каждом гастро-защитном комплекте... вы найдёте плащ-палатку, одноразовую фотокамеру... и кое-что для борьбы с бактериями - гарпун!
- Yeşil bir yağmurluk.
- В чём одет?
En son 14 / 7 / 99'da görüldü, kapişonlu sarı yağmurluk giyiyordu.
"В последний раз ее видели 14-07-99 г, была одета в желтый дождевик."
- Yağmurluk astarı gibi.
- Вот это да! - Обалдеть.
Sana bir yağmurluk vermeliydim.
Мне бы слодовало дать тебе дождивик.
Lanet olsun, su geçirmez yağmurluk 1500 dolar.
Чертов непромокаемый плащ за 1500 баксов.
Yağmurluk aldım.
Каждый год я получал дождевик.
Bu, uh, Yağmurluk istiyor olma şansları var mı?
Нет ли, эм, нет ли шанса, что им захочется плащ?
Eğer HIV negatifse kullanırız, ama pozitifse....... zaten ıslaksam neden yağmurluk giyeyim ki?
Если он отрицателен — конечно. Если положителен... Зачем одевать дождевик, если ты уже промок?
Sırt çantasında yağmurluk vardı.
A ведь в моём рюкзаке есть пончо.
Atacağına söz verdiği kırmızı bir yağmurluk giyiyordu, yıllardır dolabında saklamaya devam ettiği.
Она была одета в красное, длинное, непромокаемое пальто, которое обещала выбросить и которое она сохраняла в своем гардеробе год за годом.
- Yağmurluk mu?
- Это дождевик.
- Yağmurluk değil!
- Это не дождевик! - О, нет.
Yağmurluk değil!
Это не дождевик!