Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / A chicken

A chicken перевод на турецкий

3,747 параллельный перевод
Have you ever been to a chicken farm?
Hiç tavuk çiftliğine gittin mi?
A chicken can do as many pushups as it wants, the fox is still gonna eat it.
Tavuk dilediği kadar kendini geliştirebilir ama er ya da geç tilkiye yem olur.
So you also got a chicken stuck in here?
Demek sen de buraya tavuk sıkıştırdın?
If you come between me and my family again, I swear I'll kill you like a chicken.
Bir daha benimle ailemin arasına girersen,... yemin ederim seni tavuk gibi keserim.
You're such a chicken!
Sen bir korkaksın!
Oh, come on, don't be such a chicken.
Hadi ama. Bu kadar korkak olma.
Congratulation Mustafa, here's a chicken and some pie.
- Tebrikler Mustafa, tavukla biraz çörek getirdim.
I'm sure that cop's happy we serve a chicken parma.
Umarım o polis peynirli tavuk sattığımız için mutludur.
You are such a chicken.
Tam bir korkaksın.
I think he's just really bummed about being a chicken.
Bence ödleklik yapıyor
I ask you if my life is worth less than that of a chicken.
"Benim hayatım bu kadar değersiz mi" diye soruyordum.
I remember Cam, one time, rolled a tractor tire right through a chicken coop.
Cam'i hatırladım da bi keresinde bi tavuk kümesinin üstüne traktör lastiği devirmişti.
Like a chicken, you flap about...
"Tıpkı bir tavuğun kanadını çırpması gibi."
Like a chicken, you flap about...
"Tıpkı bir tavuğun kanat çırpması gibi."
She would sit on the floor right there, she would dissect a chicken, and pretend she was saving someone's life.
Oraya, yere otururdu tavukların kesip inceleyip birilerinin hayatını kurtarıyormuş gibi farz ederdi.
- No! I'm offering you a chicken breast, you boob!
Sana tavuk göğsü öneriyorum, seni ahmak!
Hey, Nipsey, what do you get when you cross a chicken with a hippie?
Hey, Nipsey, Bir hippi ile tavuk çiftleşmesinden ne meydana gelir?
What do you get when you cross a chicken with a hippie?
Bir hippi ile tavuk çiftleşmesinden ne meydana gelir?
Remind me never to choke on a chicken bone in front of you.
Hatırlat bana, senin gözünün önünde tavuk boğmayayım.
- Really? Like, from a chicken thing?
- Korkak tavuk musun yoksa?
Well, between work and the kids, I'm like a chicken with my head cut off.
Çocuklar ve iş arasında, kafası kopmuş tavuk gibi dolanıyorum.
Oh, and you brought a chicken.
Oh, tavuk getirmişsiniz.
Oh, by way, the lessings stopped by today, and they brought a chicken. Another chicken.
Oh, bu arada, Lessingler uğradı bugün ve tavuk getirdiler.
Two weeks ago, I wouldn't share my 20 % chicken thighs, and she bashed my head into a shopping cart.
İki hafta önce butlarda % 20 indirim kuponumu ona vermedim diye, başımı alışveriş arabasına vurdu.
And since it's Valentine's, I can bring home a bucket of chicken...
ve Sevgililer Günü olduğu için, eve bir kova tavuk getirebilirim...
He could have become a millionaire on chicken.
Tavukta milyoner olabilirdi.
So he gets a little chicken juice on his shirt. He's gotta take it off, and I'll tell ya, it was not too hard on the old peepers. Uh-oh.
Tişörtüne birazcık tavuk suyu bulaştı.
Please tell me he's a renowned chicken-and-waffle chef.
Lütfen onun ünlü bir tavuklu waffle şefi olduğunu söyleyin.
Like I'm going to spend 40 bucks on a breast of chicken.
Evet, doğru. Sanki tavuğun göğsüne 40 kağıt harcayacakmışım gibi.
An honor to have such a talented actress, you know, deal with my son's second-grade chicken pox, and Paul's Memorial Day'97 rugby concussion, and my brother trying to swim down the Mississippi naked.
O kadın herkesi oynayabilir çünkü. Sevdim seni.
He gave me a pasting because of that stuffed chicken dish.
Tavuk dolması yüzünden beni azarladı.
A fresher chicken will look like this.
Daha taze tavuk ancak bu olur!
Really, you're gonna bring the chicken suit to a play date, honey?
Gerçekten o tavuğu buluşma da oynamak için getirecek misin?
And this one time I had a bissel flu and she brought me chicken soup every day.
Bir keresinde, hafif bir grip olmuştum ve bana her gün tavuk çorbası getirmişti.
Like a chicken predicting the super bowl point spread.
Tıpkı bir tavuğun süper kupa maç sonucunu bilmesi gibi.
You used to do that when we went to Choozy's Chicken.
Choozy's Chicken'a gittiğimiz zamanlarda yapardın. Hatırladın mı?
That's a little chicken humor.
Küçük tavuk şakası.
Well, since he's neither royalty nor chicken, getting an I.D. and a correct age should be a piece of cake.
Adam ne bir soylu nede tavuk olmadığına göre kimlik bilgisini alıp yaşını öğrenmek çocuk oyuncağı olmalı.
There was a bit of a disagreement about whether they would serve chicken or ribs.
Sadece kanat mı yoksa pirzola mı pişmesi gerektiği konusunda anlaşamadılar.
Getting a little tired of chicken.
Tavuktan bıktım.
And some chicken soup and a sad movie.
biraz tavuk çorbası ve acıklı bir film.
That was the first chicken I made as a wife.
Eşin olarak yaptığım ilk tavuktu.
A few things fell out, but this chicken is good.
Birkaç şey düşmüş ama tavuk güzel.
I'll treat you to a full tandoori chicken!
Tandoori tavuk ziyafeti vereceğim size!
Stop running like a headless chicken and listen!
Beni dinle, çırpınmayı bırak.
There's a chicken place around the corner.
Köşede bir tavukçu var.
I got two large supreme pies with melty-cheese-filled butter crusts, Three dozen wings with extra ranch, two-liter coke, and a cup of fried chicken fat.
Erimiş peynir ve yağ dilimli iki büyük turta üç düzine kanat iki litrelik kola ve bir kâse kızarmış tavuk yağı getirdim.
Also, there was a single cube of chicken bouillon in the cupboard when I moved in and it's been bothering me for the last eight years...
Ayrıca taşındığım zaman dolapta kalan bir adet tavuk bulyon vardı ve sekiz yıldır da beni çok rahatsız ediyordu.
Do you guys have a lot of chicken fights?
Çok fazla deve güreşi yapar mısınız?
A lot of chicken.
Çok fazla tavuk.
I really, really want to crawl into a bottle of Pinot and just clog my arteries with some fried chicken.
Bir Pinot şişesinin içine girmek ve damarlarımı kızartmak tavukla tıkamak istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]