A party перевод на турецкий
25,001 параллельный перевод
Go to the training unit. There's a party over there.
Eğitim yerine gidip partide eğlenin.
Before I, um... take issue with that idea, it is a well-established legal principle that a party to a contract does not also get to interpret that contr...
Bu fikirlere karşı tartışmaya girmeden önce bu iyi kurulmuş yasal ilkelerine sahip el kitabını bir kişinin yorumlaması...
You having a party?
- Parti mi veriyorsun?
It sounds like a party's going on there.
Sanki orada bir parti havası var gibi gözüküyor.
I went to a party, um, in Vegas.
Vegas'ta bir partiye gittim.
It's a party.
Parti var.
Yeah, at a party.
Evet, bir partide.
They're having a party downstairs, so if we stay quiet, I don't think they'll notice.
Aşağıda parti veriyorlar,... eğer sessiz olursak fark edeceklerini sanmıyorum.
A party-bus party don't stop.
Parti otobüsü partisi bitmek bilmez.
So, the guys and I were talking about renting a party bus and everyone going to Vegas.
Bizimkilerle parti otobüsü kiralayıp topluca Vegas'a gitmeyi düşünüyoruz.
But just to be clear, you mean a party bus with booze and music, right, not, like, juice boxes and video games?
Şunu netliğe kavuşturalım ama. İçkili ve müzikli bir parti otobüsünden bahsediyoruz değil mi? Meyve suyu kutuları ve video oyunlu değil?
There's good reason to believe that Sabine was a party to the attempt on your life.
Sabine'in, hayatına kasteden taraf olduğuna inanmak için iyi bir nedenimiz var.
He doesn't have to be on the list. He's a party to the action.
Listede olması gerekmiyor, davada taraf.
A party without alcohol. It might as well be AA.
Alkol olmayan bir parti alkolikler toplantısı olabilir.
- Waiting to throw us a party in a freaking circus tent?
- Lanet olası bir sirk çadırında bize parti vermeyi mi bekliyor?
It was a party.
Bir partiydi.
You looking for anybody in a party, check the kitchen.
Partide birini arıyorsanız mutfağı kontrol edin.
I mean, it feels wrong to have a party.
Yani parti yapmak bana yanlışmış gibi geliyor.
Well, it's not really a party.
Bu aslında gerçekten bir parti değil.
You threw me a party with a DJ.
Benim için DJ'li bir parti verdin.
So they threw a party.
Bir parti vermişler.
We had a party.
Onunla parti yaptık.
We had a party. Party got bad.
Parti yaptık ama iş kontrolden çıktı.
We had a party.
Parti yaptık.
I'm having a party tonight.
Bu akşam bir parti veriyorum.
Um, I'm thinking about kicking this party up a notch, more grown-up activi...
Partiyi biraz kızıştırıp, daha büyüklere yönelik...
A never-ending party fueled by equal parts adrenaline and sangria.
- Mezcal. Buranın rom ülkesi olduğunu düşünürsek sıradışı.
It is a farewell party.
Veda partisi.
I thought they both would be hosting a first birthday party.
Sanki onların doğum günü partisi gibiydi.
Uh, looks like a drug party gone wrong.
Görünen o ki, uyuşturucu partisi kötü gitmiş.
Charlotte was a nonstop party.
Charlotte durmak bilmezdi.
My super-awesome family was throwing me a surprise early birthday party.
Süper ötesi ailem bana erken bir sürpriz doğum günü hazırlamış.
Although that party-crashing apple slice turned out to be a welcome plus-one.
Gerçi partiye davetsiz katılan elma dilimlerinin çok hoş bir "artı 1" olduğunu söylemeden de edemeyeceğim.
Your queen needs you, your party needs you, and I would very much like a place at court.
Kraliçenin sana ihtiyacı var, partinin sana ihtiyacı var ve açıkçası ben de sarayda bir pozisyona hayır demem.
And if you want to bring another girl, we can make it a real party.
Başka bir kız getirmek istersen güzel bir parti yapabiliriz.
And Howard's birthday was a drop-off party.
Hem Howard'ın doğum günü gençler içindi.
You know, party, smoke out with the centaurs, be back in time for classes, but word got out to practically the whole first year class, except for a couple losers.
Bilirsin, parti, sentaur'larla tüttürme falan, sonra hemen ertesinde derslere yetişecektik, ama laf 1. sınıfların da kulağına gitmiş, bir kaçı dışında hepsi kayıp tiplerdi
It's a very boring party.
Çok sıkıcı bir parti.
It's a party.
Bu bir parti.
I'm a scientist, slash party planner, slash small-dog enthusiast, slash... guy who probably should have stopped at "scientist."
Ben de bilim adamı, parti planlamacısı küçük köpek hayranı ve muhtemelen "bilim adamı" nda bırakması gereken kişiyim.
Andy and Alby just want the party and the cementing of their partnership with Karen to be a community event, and, seeing as you're part of the community, they wanted to ensure that you're invited.
Andy ve Alby parti vermek istiyor Karen'la ortaklıklarını sağlamlaştırmak için halka açık bir parti yapacaklar seni de halkın bir parçası gibi görmek ve davet edildiğinden emin olmak istediler.
Bardot was communicating to Flanagan through a third party so it couldn't be traced.
Bardot, Flanagan ile üçüncü kişiler aracılığıyla iletişim kuruyordu. Böylece takip edilemeyecekti.
Is there a fucking fancy dress party?
Kıyafet balosu falan mı var?
Then you will host a garden party here at the Governor's House, for a thousand or so guests, where we're hoping to find a moment for the ceremonial planting of a tree.
Sonra da burada, Valilik Konutu'nda bir bahçe partisi vereceksiniz. Yaklaşık bin konuk olacak. Bir ağaç dikme törenine de vakit bulabilmeyi umuyoruz.
Send a rescue party if I'm not back in five. Be a sweetheart.
Beş dakikaya kadar dönmezsem kurtarma ekibi gönder.
Okay, so when you get back to the office, get a copy to each party, including a revised addendum.
Jim, hayır.
That a third-party company must perform inspections on the Washington Township plant.
Üçüncü bir şirketin Washington tesisinde teftiş yapmak zorunda oluşu.
That's not a reunion... it's a war party.
O birleşme değil, savaş partisi.
We're having a little, uh, party.
Ufak bir parti düzenleyeceğiz.
Unfortunately, it's been no party for rescuers who have saved a pod of over a dozen pilot whales after they were beached here in the South Bay this past weekend.
Onlarca karabalina geçtiğimiz hafta sonu South Bay'de karaya vurduktan sonra sadece birkaçını kurtarabilen gönüllüler için ne yazık ki durumlar iç açığı değil.
I should've known somebody that I met working at a stuck-up E Corp party would be bad news.
Bilmeliydim. E Corp partisinde çalışırken tanıştığım biri hayra alamet olmayacaktı.
party 591
partying 40
party time 60
party tonight 16
party pooper 21
party all the time 20
party people 52
party of two 19
party's over 181
party of one 25
partying 40
party time 60
party tonight 16
party pooper 21
party all the time 20
party people 52
party of two 19
party's over 181
party of one 25