A thousand dollars перевод на турецкий
654 параллельный перевод
- Poop up or shut up! - Of course I'll bet you, Chris. A thousand dollars.
Bu sırada Bobby, dayısının verdiği ufak tefek işleri hallediyordu.
I'll give it to the Milk Fund. If you ever have any money to the Milk Fund it would churn out of sheer astonishment. - A thousand dollars.
Ve gelecek cumartesi tekrar boş olacağını ve onu tekrar görebileceği düşünüp, o günü iple çekiyordu.
Sorry, Mr. Janoth. A thousand dollars each week... and a grand prize of $ 25,000 to be awarded...
-... her hafta bin dolar veririz büyük ödül de $ 25,000 olur.
A thousand dollars?
- Bin dolar olsun mu?
Old Walrus here has got nearly a thousand dollars in his pocket.
İhtiyar Walrus burada, cebinde neredeyse bin dollar parası var.
Here's a thousand dollars.
Al sana bin dolar.
I'll give you a thousand dollars.
Sana bin dolar veririm.
How'd you like to make yourself a thousand dollars a day, Mr. Boot?
Günde bin dolar kazanmaya ne dersiniz Bay Boot?
Listen, I'm gonna bet you there's a thousand dollars invested in this stuff.
Bahse girerim, burada 1.000 dolarlık yatırım var! Peki, tamam!
I'm prepared to offer you a thousand dollars and you may walk out today right this moment, if you choose.
Sana bin dolar vermeye hazırım. İstersen bugün çıkabilirsin. İstersen hemen şu anda.
I offered you a thousand dollars, then $ 5,000.
Hiç param yok. Sana bin dolar teklif etmiştim.
a thousand dollars.
Bahse girecek olsam, 1.000 dolar değerinde olduğunuzu söylerdim.
- A thousand dollars a shot?
- Atışı bin dolardan?
A thousand dollars?
Bin dolar mı?
Kelly gave me a thousand dollars to go away and have my baby.
Kelly işten ayrılıp, bebeğimi doğurabilmem için bana 1000 dolar verdi.
- l said I've got a thousand dollars.
- Bin dolarım var dedim.
- A thousand dollars.
- Bin dolara.
- A thousand dollars?
- Bin dolara mı?
A thousand dollars for a woman who can't talk?
Konuşamayan bir kadına bin dolar mı?
That must be at I east a thousand dollars.
Orada en az bin dolar olmalı.
A thousand dollars.
- Bin dolar.
For a thousand dollars?
1,000 dolara mı?
There's a vase out there worth a couple of thousand dollars.
Şurada bir kaç bin dolarlık bir vazo var.
Well, we won't quibble over a few thousand dollars.
Pekala, birkaç bin Dolar için tartışmayacağız.
Well, what's a few thousand dollars anyway?
Birkaç bin dolardan ne çıkar ki?
Ten thousand dollars is a lot of money, Ong... ... just to save some trouble.
Sadece bazı dertlerden kurtulmak için 10.000 dolar, çok para Ong.
All right, I'm going to give you that five thousand dollars... because I've got a lot of work to do and no time for fighting.
Pekala, Sana şu Beşbin doları vereceğim... Çünkü yapacak çok işim var ama kavga edecek zamanım yok.
Here's a draft on the Bank of Omaha... for five thousand dollars.
Omaha Bankasının... beşbin dolarlık ödeme çeki.
A few hundred thousand dollars.
Bir kaç yüz bin dolar.
He knew that Justice Longstreet would be glad to protect his daughter from any scandal by paying a few thousand dollars.
Yargıç Longstreet'in, kızının skandallara karışmasına izin vermeyeceğini biliyordu. Hedefi birkaç bin dolardı.
Well, then I figure I got a couple of thousand dollars shakedown.
Ben de birkaç bin dolar sızdırabilirim diye düşündüm.
A thousand dollars.
Bin dolar.
Not a thousand or hundred dollars!
Bin ya da yüze de mal olmayacak!
For a few thousand dollars more you could have his place without any trouble.
Birkaç bin dolar daha versen o toprakları belaya bulaşmadan alırdın.
It all goes into the office. Out of the entire take, only a few thousand dollars...
Acil durumlar için toplam paranın... sadece birkaç bini bürodaki kasaya konuluyor.
Seven hundred and fifty thousand dollars, a capital gain.
Satış bedeli 750.000 dolar.
Fifty thousand. That's a lot of dollars.
50 bin Dolar çok para.
When we came here a few hours ago, the only thing we had in common was the 10 thousand dollars we'd get.
Bir kaç saat önce buraya geldiğimizde hepimizin tek ortak noktası kazanacağımız 10 bin dolardı.
Why should even a millionaire want to give each of us 10 thousand dollars to spend one night in a gloomy old house?
Neden bir milyoner bu kasvetli evde bir gece geçirme karşılığında her birimize onar bin dolar versin ki?
In the meantime, I have to have a couple of thousand dollars to get along on.
Bu arada geçinmek için birkaç bin dolara ihtiyacım var diyeceğim.
But it's okay if Mama want to take a few thousand dollars of her money
Annem parasının birkaç bin dolarını üniversitede okuman için verecekse
You'd be dead, and I'd be out a hundred thousand dollars.
Sen ölürsün, ben de yüz bin dolardan olurum.
A hundred thousand dollars?
- 100 bin dolar mı?
That he wanted me to steal a hundred thousand dollars from the bank.
- Bankadan 100 bin dolar çalmamı istediğini söyledi.
I'm giving you 20 % of a hundred thousand dollars.
Sana 100 bin dolardan % 20 pay veriyorum.
One thousand dollars a man going in.
Kabul edenlere kişi başı 1000 $.
it's gone up to ten thousand dollars.
o, 10.000 Dolar'a yükselmişti.
Sixteen thousand dollars a kilo?
Kilosu on altı bin dolar mı?
Fourteen thousand dollars a kilo is a good price, if it's pure heroin and if I was in the market.
Eğer eroin safsa ve sen de gerçek satıcıysan kilo başına 14 bin dolar iyi fiyat.
- A couple of thousand dollars.
- Birkaç bin dolar.
Where the hell does he expect me to find a hundred thousand dollars?
Yüz bin doları nereden bulayım istiyor?