A wallet перевод на турецкий
1,048 параллельный перевод
- What. You find a wallet?
Cüzdan falan mı buldun?
Did you notice a wallet? .
Bir cüzdan gördünüz mü?
- A wallet!
- Cüzdanmış.
A wallet and a briefcase.
Bir cüzdan ve bir evrak çantası.
I'm not afraid of a wallet thief.
Yankesicilerden korkmuyorum.
After he had died, only his camera wallet was sent to me. In his wallet was nothing, except a ticket.
Bana bir kamera gönderdi, bir de cüzdan içinde bir bilet.
A wallet. A watch.
Bir cüzdan. bir saat.
You'll go as a wallet, you'll go as a belt, and our clear Frank...
Bir cüzdan olarak, bir kemer olarak. Ve sen de, sevgili Frank...
Does he have a wallet? No, that's it.
- Hayır bu kadar?
- I'm reporting a stolen wallet.
- Burada çalınan cüzdan rapor ediyoruz.
Can't buy a damn thing without my wallet.
Cüzdansız hiçbir şey satın alamam.
This one hustled a passenger putting his wallet away. That one picked the wallet and passed it to the third who scrammed.
Biri kurbanlarını seçiyor ve izliyor diğeri adamın yanına gidip ona birşeyler sorup lafa tutuyor ötekiside adamın cüzdanını çalıp sıvışıyor.
By accident, I saw a piece of paper that was in his wallet, and it didn't say Quincy on it, it said, er... O'Neal.
Ve kazayla cüzdanındaki bir... kağıdı gördüm, üstünde Quincy değil de O'Neill yazıyordu.
See if there's a card in his wallet.
Bak bakalım cüzdanında kart var mıymış.
You see, my office told me that they found this number scribbled on a small piece of paper in Mr. Lessing's wallet.
Görüyorsunuz ya, bürodan bu numaranın Bay Lessing'in cüzdanında küçük bir kağıt parçası üzerine karalanmış olduğunu söylediler
He was a good 20 years younger than me too, but I got my wallet back.
Benden en az yirmi yaş daha gençti ama cüzdanımı geri alabildim.
When I asked him if he ever thought about this possibility as he murdered the woman, he replied, "All I wanted was her goddamn wallet and the bitch gave me a hard time."
Ona, kadını öldürdüğünde bu ihtimali hiç düşünmüş müydün diye sorduğumda... "tek istediğim lanet olası cüzdanıydı ama sürtük zorluk çıkardı." diye cevapladı.
Besides the items I mentioned before, there were his wallet, pen, keys, pack of gum and a hanky.
Daha önce sözünü ettiğim nesnelerin yanısıra, cüzdanı, kalemi, anahtarları, bir paket ciklet ve bir mendili bulunuyordu.
I think I'd like one of those pictures for myself... wallet-size, with a glossy finish, the scalloped edges.
Sanırım ben de fotoğraflardan bir tane istiyorum. Şöyle cüzdana uyacak, cilalı, fistolu kesilmiş.
But she also takes a look at it, and sees everything described there : the peepholes, and the wallet, and the dear young man.
Gözetleme deliğini, çantayı ve sevgili genci.
If you have a big wallet, it's $ 10.
Cüzdanınız büyükse 10 dolar.
When he opened his wallet, I noticed a small indentation in the leather where he keeps it.
Cüzdanını açtığı zaman, onu koyduğu yerde küçük bir iz farkettim.
Someone gives you a calfskin wallet.
Biri size dana derisinden bir cüzdan veriyor.
Coach found a trick wallet in a novelty shop.
Koç, bir dükkânda hileli bir cüzdan bulmuş.
Someone stuck a knife in my wallet.
Biri cüzdanıma bıçak sapladı.
I hate to carry a wallet.
- Cüzdan taşımaktan nefret ederim.
You want a picture for your wallet.
Cüzdanın için resim istiyorsun.
A briefcase and matching wallet, leather... with the monogram A.R. Eighty crowns.
Bir evrak çantası, ona uygun cüzdan, deri... üzerinde A.R. yazıyor. Seksen kron.
I have a picture of my family in my wallet.
Cüzdanımda ailemin bir fotoğrafı var.
$ 175 and zero cents, cash. New bills, crisp and clean, in my wallet by 7 : 00 a.m.
175 dolar nakit, yeni, kullanılmamış ve temiz en geç akşam saat 7 : 00'de cüzdanımda.
In a matter of seconds you will have a full compliment of eight-by-ten glossies and wallet-size photos for your family collection.
Kısa bir süre içinde, aile albümünüz için 8x10 ve vesikalık boylarda parlak fotoğraflara sahip olacaksınız.
Tomorrow... A new wallet.
Yarın yeni bir cüzdan al.
It may be a slip of paper you found in his wallet.
Cüzdanında bulduğunuz bir fiş olabilir.
Let me get my wallet and I'll catch a bus and go back to my boring, very safe life.
Cüzdanımı alayım ve bir otobüs bulup sıkıcı ve çok güvenli hayatıma döneyim.
I have a picture in my wallet of the two of us together.
Cüzdanımın içinde ikimizin bir fotoğrafı var tamam mı.
A lot more than we could nick in old Ralphie boy's wallet.
Ralphie'nin kokuşmuş cüzdanındakinden çok daha fazlasını.
Last time when I escaped from the police, they found a pistol and bullet in her wallet.
Geçen sefer polisten kaçarken,
What you see is a guy who never measured a man's success by the size of his wallet!
Senin gördüğün, bir adamın başarısını cüzdanının boyuyla asla ölçemeyen biri.
See, I've never woken up in the middle of the night to find a quarter horse going through my wallet.
Gecenin bir yarısı uyanıp da cüzdanımı karıştıran bir at görmedim.
He had no wallet, but he was still wearing a watch and two rings.
Cüzdanı yokmuş ama saati ve iki bileziği üzerindeymiş.
The King should open up his wallet a little.
Kral da keseyi biraz açsın.
You, the only working parent a couple of kids chained to your wallet.
Tek çalışan ebeveyn olarak....... cüzdanına yapışan çocuklarla savaşmak!
Comin'from a guy who carries an autographed picture of Norman Bates in his wallet, that doesn't mean too much. Trust me on this one, Hank.
Norman Bates'in resmini cüzdanında taşıyan bir adamın söylediği pek de birşey ifade etmez zaten!
We found your name on a marker in Mr. Scotto's wallet.
Bay Scotto'nun cüzdanında adınızı bulduk.
THE REASON YOU NEVER TAKE YOUR WALLET OUT AT A BALL GAME OR ANYPLACE ELSE IS THAT SOMEONE'S GONNA STEAL IT FROM YOU.
Bir maçta veya böyle bir yerde cüzdanınızı çıkarmamamızın nedeni onu birinin sizden çalmasıdır.
He said, "Two people are on a motorbike... " and one loses his wallet. "
"Motosikletler giden iki kişiden birisi cüzdanını kaybeder." dedi.
Oh, a young woman returned your wallet, sir. - She found it in the store... where she works.
- Çalıştığı mağazada bulmuş.
You never really had a dream, but I only hope you had the sense to dump that wild redhead who stole my wallet.
Senin hiçbir zaman bir hayalin....... olmadı ama umarım benim cüzdanımı çalan o kaçık kızıldan ayrılmışındır.
That someone thinks of me as more than just a shoe salesman or the family wallet or the running joke at the beauty parlour.
Birilerinin beni bir ayakkabı satıcısından, aile cüzdanından veya güzellik salonunun alay konusundan öte görmesi.
Well, Chuck, I don't want people thinking that I'm the type of woman... - who's only interested in the size of a man's wallet.
Chuck, insanların beni cüzdanı kalın adamların peşinde koşan..... bir kadın olarak tanımasını istemiyorum.
- I got a picture in my wallet.
- Cüzdanımda fotoğrafı var.