Acknowledge перевод на турецкий
1,834 параллельный перевод
Physicians are reading disease, because they refuse to acknowledge that the body...
Doktorlar hastalığı okurlar çünkü inkar ederler ki vücut...
But perhaps you could acknowledge that this is a person.
Ama belki, en azından insan olduğunu onaylar mısın?
If we acknowledge the existence of someone watching us from above, he would be impossible to catch... and I'd either be dead already, or be toyed with, forever...
Eğer böyle bir şeyin olduğunu farz edersek onları asla yakalayamayız. Eğer öyle olsaydı, şimdiye kadar çoktan ölmüş ya da onların elinde kuklaya dönmüş olurdum.
I WAS AFRAID TO ACKNOWLEDGE THEM. I--I MEAN, NOT THE GHOSTS, BUT I WAS AFRAID WHAT OTHER PEOPLE WOULD THINK.
Ben onların gerçekliğini kabul etmeye korkardım yani hayaletler yüzünden değil insanların ne düşüneceğinden korkardım
There's been a real reticence to even acknowledge that there is a humanitarian crisis in Sudan.
Sudan'daki insani krizden dolayı burada ciddi bir suskunluk var.
I would rather see her hanged than acknowledge her as my mistress!
Onu asılmış görmektense, yardımcım olduğunu kabullenmesini isterdim!
If you acknowledge that your opinions were misguided, evil, contrary to the law of god... then you will be spared the great pains you must otherwise endure.
Fikirlerinin, seni kötü yola Sevk ettiğini ve şeytanca olduğunu,... Tanrı'nın yasalarına karşı geldiğini itiraf edersen bağışlanacaksın. Aksi takdirde yanacaksın.
I beg of you acknowledge your sins.
Yalvarırım günahlarını kabul et.
All we can do is pray and appeal to his great and infinite mercy and acknowledge our sinful natures and our need for his grace.
Yapabileceğimiz tek şey dua etmek ve merhametine sığınmak ve yaratılışımızın günahkar olduğunu ve O'na ihtiyacımız olduğunu kabul etmek.
Even you must acknowledge it.
Artık bunu sen de anlamalısın!
I don't acknowledge this.
Kabul etmiyorum.
We acknowledge the defendant's presence near the site.
Sanığın olay yeri yakınında olduğunu kabul ediyoruz.
Whether it be deposition by the prosecution or the police, the defendant and his lawyer must acknowledge its contents to admit it as an evidence.
Ayrıca, savcılığın veya polisin davalının avukatına delillerin tüm içeriğini iletmek zorundadır.
I want to acknowledge the heart and the soul of this campaign- - my wife kitty mccallister.
Bu kampanyanın kalbine ve ruhuna teşekkür etmek istiyorum - Karım Kitty McCallister.
I acknowledge that katherine and I have had our differences, but we have all been through a lot recently.
Kathrine'le anlaşamamış olduğumuzu inkar etmiyorum, ama bunun üstesinden çoktan geldik.
I think someone should acknowledge how insane and amazing this is - and it's all because of you.
Birisi bunun ne kadar çılgın ve şaşırtıcı olduğunun farkına varmalı ve bu senin eserin.
If we're gonna beat this thing, we got to get Briggs to acknowledge it.
Eğer bu tasarıyı alt edeceksek bunu Briggs'e kabul ettirmeliyiz.
Your Honor, I fully acknowledge and take responsibility for the danger in which I've put my family and friends. But I categorically deny any allegations of doing so with the intention of killing anyone.
Sayın Yargıç, ailemi ve arkadaşlarımı tehlikeye attığım için üzerime düşen sorumluluğu almaya hazırım ama bunu herhangi birisini öldürmek için yapmış olduğuma dair suçlamaları reddediyorum.
All I wanted was for him to just simply acknowledge me.
Tek istediğim sadece beni tanımasıydı.
Would the student body please acknowledge the 305th Arch Chancellor?
Öğrenci kurulu lütfen... 305inci Baş Şansölyeyi onaylar mısınız?
I wanna take a little time right now to acknowledge feathers for scoring an amazing touchdown this Saturday.
Şimdi Feathers'ı kullanmak için zaman istiyorum. Bu cumartesi yaptığı inanılmaz touchdown için.
It helped me to acknowledge the mercy of God almighty.
Yine de, tanrının yol göstermesi için yaşanması gerekliydi.
They don't acknowledge that they exist.
Var olduklarının farkında değiller.
Still, Emerson was forced to acknowledge it had been a job not so well done, where Simone was concerned.
Bu hala, Emerson'un Simone ile ilgili kısmının pek de iyi olmadığını kabul etmek zorunda kaldığı bir işti.
She heard, she didn't acknowledge it.
Duyduysa da tasdik etmedi.
I just want to acknowledge, uh, Jake, that Amy and I met alone
Jake'e geçen hafta Amy ile yalnız görüştüğümüzü...
But Ishigami still refuses to acknowledge it.
Fakat Ishigami hâlâ bunu kabul etmemekte direniyor.
I will never acknowledge a son like him.
Onun gibi bir oğlu asla tanımam.
Let's acknowledge the curve, Samantha.
kabul edelim Samantha, Kullanıcı eğrisi.
I'm gonna acknowledge him in my speech.
Ona konuşmamda yer vereceğim.
I just acknowledge that the other half of the glass is a desolate void of disappointment, misery, and regret.
Sadece bardağın diğer yarısının hayal kırıklığı, acı ve pişmanlık dolu olduğunu biliyorum.
So, you're going to acknowledge that people can change?
Yani insanların değişebileceğini kabul mü ediyorsun?
Um, first of all, I just want to acknowledge that I know that I'm not the easiest man to work for, but I want to thank you for all your hard work.
Öncelikle, şunu bilmenizi isterim ki ben müdürünüz olacak biri değilim.
The number sixes also have become, the gateway for the audience to be forced to acknowledge the humanity within the Cylons.
6 numaralar aynı zamanda Cylonlar içerisinde insanlığı onaylatmak için zorlayan taraflardan biri.
Since then plenty more have been killed or maimed, including friends and loved ones we can't even publicly acknowledge.
Alenen kabul edemesek bile, o günden beri sevgililerimiz ve arkadaşlarımız dahil olmak üzere bir çok insan öldürüldü veya sakat kaldı.
He didn't even acknowledge me.
Bana selam bile vermedi.
We can't even acknowledge each other.
Birbirimizi farketmeyeceğiz bile.
There are plenty of people taking care of pointing out the good stuff and the benign stuff and we can acknowledge that and then concentrate on the problems.
İyi ve tehlikesiz birçok yanları olduğuna dikkat çekmekle ilgilenen bir sürü insan var. Biz de onları onaylayabilir ve sorunlara odaklanabiliriz. Eleştirmenler böyle yapar.
Let us acknowledge, just for the sake of the records, that your rights have been read to both of you and that you have waived those rights and are cooperating with us in the investigation of the rape and murder of michelle clark.
Haydi, kayıt için şu bilgilerin üzerinden bir geçelim ikinize de haklarınız okundu ve Michelle Clarke'nin tecavüz ve cinayeti soruşturmasında haklarınızdan vazgeçip işbirliği yapmayı kabul ettiniz.
Detectives, I fully acknowledge and accept the mistakes of my youth.
- Dedektifler, gençliğimde yaptığım hataların farkındayım. Nükleer bir tesiste Vandalizm suçu işlemek aptalca bir hareketti.
The only time you people even acknowledge me is when you want something.
Beni sadece benden bir şey istediğinizde görmezden gelmiyorsunuz.
Please don't acknowledge me yet.
Lütfen beni tanıdığını belli etme.
The State Police would like to acknowledge the very fine support work of several FBI field officers.
Eyalet Polisi, bir kaç FBI çalışanına, desteklerinden dolayı teşekkür ediyor...
"I acknowledge that by signing this document I waive my constitutional right against unreasonable search and seizure."
Bu belgeyi imzalayarak gereksiz arama ve yakalama hakkımdan feragat ettiğimi kabul ediyorum.
He intends to act on this by not speaking to you, feigning an inability to hear you when you speak and otherwise refusing to acknowledge your existence.
Bu rolünü seninle konuşmayarak sen konuştuğunda duymayarak ve gerekirse varlığını reddederek ortaya koyuyor.
Acknowledge him in all things, and he will guide your way.
O'nun her yerde olduğunu kabul edin ve O da size yol göstersin.
Drink to acknowledge him.
Kabul etmek için, için.
3569, acknowledge.
3569, cevap ver.
You would do well to acknowledge it.
Ne ile ilgili olduğunu onlara söylesen nasıl olur?
Acknowledge it as a fact.
Bunu işin gerçeği olarak onlara sun.
You're lucky if they acknowledge you on their way out the door.
Çıkarken selam verirlerse kendini şanslı sayıyorsun.