All the money перевод на турецкий
5,321 параллельный перевод
Mr. Pewterschmidt, there's a man here who says he's the guy whose picture is on all the money. Holy cow.
Bay Pewterschmidt, burada tüm paraların üzerinde resminin olduğunu söyleyen bir adam var.
After all the money I have invested in him?
Ona o kadar yatırım yaptıktan sonra?
With all the money?
Paranın tamamıyla?
You got all the money in the world.
Dünya kadar paran var.
Pumped all the money into it.
Bütün paramı buraya yatırmıştım.
All the money for the trip.
Yolculuk için lazım olan bütün para.
Because he didn't ask you to sing and he wanted to make all the money.
Çünkü senden şarkı söylemeni istememiş sadece para kazanmak istemiş.
Red or black, all or nothing, all the money down.
Kirmizi veya siyah, ya hep ya hiç. Bütün para.
At first I was just gonna take all the money and throw you guys under the bus.
İlk başta bütün parayı alıp, sizi arabanın altına atacaktım.
The only reason you're not going to prison... is because your wife paid all the money back.
Hapishaneye gitmemenin tek sebebi karının bütün parayı geri vermiş olması.
- I could have had all the money back, Dom!
- Bütün parayı geri kazanabilirdim, Dom!
All the money given to Prakash Rads party ".
Tüm paralar, Prakash Rad'ın partisine gidiyor.
Do you worry that after we escape, I will kill you and take all the money?
Kaçtıktan sonra, seni öldürüp, tüm parayı almamdan korkmuyor musun?
With all due respect, with all the money that Mr. Adams is paying you, I suggest you dig deeper.
Saygısızlık etmek istemem ama, Bay Adams'ın sana verdiği parayla daha derine inmeni öneririm.
But his critics say Allison is motivated by something else... by all the money he has repeatedly taken. from Coca-Cola, Pepsi. and the American Beverage Association.
Ama ona karşı olanlar bunu Coca-Cola, Pepsi ve Amerikan İçecek Birliği'nden aldığı paralar sebebiyle söylediğini düşünüyorlar.
That's all the money we got.
Sahip olduğumuz bütün para bu.
Because Bobby over here done gave James all the money on some fake records.
Çünkü şu Bobby, sahte plaklar için bütün parasını James'e verdi.
I'll bet you all the money you've made from collecting admissions that Alfalfa is going to lose.
Topladığın bütün giriş ücretleri üstüne bahse girerim ki Alfalfa kaybedecek.
Good evening, and welcome to the student union charity quiz, which this year is raising money for prostate cancer awareness, a cause close to all of our hearts, in every sense, other than literally.
İyi akşamlar. Öğrenci topluluğu, gönüllülük sınavına hoş geldiniz. Bu sene prostat kanserine farkındalık kalplerinize hassaslık yaratmak için burada toplanıyoruz.
All the teams have asked for their money back.
Tüm takımlar paralarını geri istiyor.
The poor give all, the rich just money as they say, teacher.
"Az veren candan, çok veren maldan." derler muallim Saffet.
So, our question to you, Mr. Winters, is can you give us the name attached to the Cayman island bank account where all this money went?
Size sorumuz şu, Bay Winters tüm bu paranın gittiği Cayman Adası'ndaki banka hesabının bağlı olduğu ismi bize verebilir misiniz?
Making money is fine and all, but pay some attention to the world.
Para kazanmakla ne kadar meşgul olursan ol....... dünyanın nasıl döndüğüne bak bir.
I'm from London where they have all the jobs and the money.
Tüm işleri ve paraları alan Londra'lıyım.
Trying to keep her pride after ripping off money off of her daughter all the time.
Kızının sırtından geçinen dilencinin tekisin.
All I did was lose money at the pool hall!
Bilardoda parasını kaybedince bırakmış.
All the records for the money that I've received to do it... and the recording of her making the request for me to do it... they're all in my car's glove compartment.
Bunun için para aldım. Emri alınca bunu kasete kaydetmiştim. Bu kaset arabamın yolcu koltuğunda ki torpido gözünde bulunmaktadır.
The insurance company only obligates a four-minute mandatory evacuation for all fire alarms, which means you have 25 seconds before Addy starts losing money.
Sigorta şirketi, yangın alarmları için yapılan tahliyelerin dört dakika sürmesini zorunlu kılıyor. Yani Addy para kaybetmeye başlamadan 25 saniyen var.
Why should they be taking all the fucking money, all the fucking time.
Neden tüm parayı hep onlar alıyor ki?
All this stuff that you bought with the drug money - the houses, the cars, what have you -... you lose it because it's the crime that paid for it, right?
Uyuşturucu parasıyla satın aldığın bütün bu evi, arabayı, her şeyi kaybedeceksin çünkü, işlediğin suçun cezasını çekeceksin.
You just take all the city's dirtiest money... and bag men come and go from all over town... and nobody ever sees it coming.
Tüm şehrin kirli parasını alırsın .. çantalı adam gelir, gider ve kimse onu görmez.
We've spent all of our rent money and the landlord gave us 30 days'notice to leave.
Tüm kira paramızı harcadık ve ev sahibi evi boşaltmamız için 30 gün süre verdi.
Of all the places you can point a camera, you point it at a money-makin'crime.
Kameraya çekecek o kadar yer varken,... sen tuttun para kazanabileceğin bir suçu çektin.
So if my imagination wanders, I could piece together a situation... where this is all part of a ruse gone bad, what with the reward money and all.
Ben de düşündüm, bütün bunlar ödül parasıyla ilintili sarpa sarmış bir planın bir parçası olabilir mi diye.
Now, I handle all the financing, disbursement of money, receiving of the money.
Şimdi finansını da ben hallediyorum. Para dağıtımı, alınacak para.
Did you hear the Wolfmann's working on a way to give away all his money?
- Wolfmann'ın elindeki tüm parayı vermek istediğini duydunuz mu?
It's all about the money? It's all about the fucking money!
Mesele para, değil mi?
They told us he betrayed his best friend, all of us for the money.
En yakın dostuna, bizlere ihanet ettiğini söylediler para için.
I want the money, all of it, or I'm going to give your new identity to the Feds.
Parayı istiyorum. Hepsini. Yoksa yeni kimliğini polislere veririm.
I'm not going to tell you I'll get the money, all right?
Parayi bulacagimi söylemeyecegim.
All previous leads have been dismissed as attempts to cash in on the considerable reward money.
Tüm ipuçları, hatrı sayılır bir fidye parasını düşündürüyor
It'll be worth crazy money in a few years, and she could sell it and buy all the weed she can smoke.
Birkaç yıl içinde çok güzel para eder, ve satar ot alıp içebilir.
All I'm asking you to do is finish your own plan but for double the money.
Sizden tek istediğim iki katı paraya işinizi bitirmeniz.
The money is in the hotel and they will bring it here, all right? !
Para otelde ; onlar da parayı getirir, tamam mı?
And I just want to wish you both all of the happiness that money cannot buy.
Ayrıca her ikiniz için de de paranın satın alamayacağı tüm güzellikleri diliyorum.
I had gathered this money over the years.. ... with all my blood and sweat.
Ben o paraları toplamak için yıllarca kan ter içinde didindim!
All I knew that the money was with the peon.
O paranın o işçide olduğunu biliyordum.
He's come all the way from India for money.
Hindistan'dan tüm yolu para için geldi.
And it's all the more disappointing because The Color of Money was directed by Martin Scorsese, who is one of the two or three best movie directors around today.
Ve bu insanda hayal kırıklığı yaratıyor çünkü "Paranın Rengi" şu anda piyasada bulunan en iyi iki üç yönetmenden biri olan Martin Scorsese tarafından çekildi.
Yeah, all the pet owners wanted their money back.
Evet, bütün hayvan sahipleri paralarını geri istedi.
I'm going to use the money to put a security system in the tree house, so I can keep you all out for good.
Bu parayla ağaç eve güvenlik sistemi taktırıp hepinizi oradan uzak tutacağım.
all the world's a stage 17
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all the time 1146
all the way down 60
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all the while 44
all the way up 39
all the time in the world 18
all the way home 19
all the time 1146
all the way down 60
all the way back 32
all these years 280
all the single ladies 21
all the while 44
all these years later 16
all the way 252
all the same 273
all these people 52
all the better 80
all the things that make us 45
all the best 179
all the 77
all the more reason 40
all there 16
all the way 252
all the same 273
all these people 52
all the better 80
all the things that make us 45
all the best 179
all the 77
all the more reason 40
all there 16
all these 25
all the way in 16
the money 459
the money's gone 37
the money's good 16
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
all the way in 16
the money 459
the money's gone 37
the money's good 16
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16