Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / Almost immediately

Almost immediately перевод на турецкий

225 параллельный перевод
Chorine dissipates almost immediately in the human body.
Klor insan vücudunda neredeyse hemen dağılır.
I think she's sailing back to Paris almost immediately.
Sanırım derhal Paris'e geri dönecek.
Almost immediately she had a child.
Hemen arkasından tuttu bir çocuk doğurdu.
I turned out of the high street almost immediately.
Derhal High Street'ten saptım.
Almost immediately, in about two weeks'time.
Neredeyse hemen, iki hafta içinde.
Fortunately, an epidemic of diphtheria restored the status quo almost immediately and even brought me a bonus in the shape of the Duchess.
Neyseki bir difteri salgını mevcut durumu neredeyse hemen düzeltti. Ve hatta düşesin ölümüyle, ikramiye bile verdi.
Both ships sank almost immediately.
İki gemi de anında battı...
Working almost immediately...
Çalışmalara derhal başlanacaktır...
Anyhow, I realized almost immediately that you were crying in a way that broke my heart.
Bir anda, ağladığınızı farkettim bu, bir bakıma, içimi acıttı.
Almost immediately after that Terry was killed in a street accident.
Bunun neredeyse hemen ardından Terry bir sokak kazasında öldü.
Money was taken down and pocketed almost immediately, sir.
Para alındı ve hemen cebe atıldı, efendim.
Almost immediately.
Hemen denebilir.
We left the Villa Rosa almost immediately.
Hemen Villa Rosa'dan ayrıldık.
Almost immediately afterwards, I was called away for military service, a rebellion in the Polish province.
Evlendikten az sonra askeri hizmete çağrıldım. Leh isyanının bastırılması için.
He was joined almost immediately by the controller and a guardian who was on patrol outside.
Ardından denetmen ve dışarıda devriye gezen muhafız geldi.
She was a good witch, and she married the white mouse with the red eyes, and he must have nibbled her warts or something because she went up in a puff of smoke almost immediately.
İyi bir cadıydı, kırmızı gözlü beyaz fare ile evlendi, bu fare onun siğillerini falan kemirmiş olmalı çünkü kadın neredeyse bir anda buharlaşıp kayboldu.
Almost immediately.
Kendine geldiği an.
The ship will resume normal operations almost immediately.
Gemi, normal operasyonlarına derhal dönecektir.
If the Russians learn we're on the move because of all the information we have, they could make those missiles operational almost immediately, pointed at every big city in America.
Eğer Ruslar elimizdeki istihbarat nedeniyle hareket geçtiğimizi öğrenirlerse o füzeleri Amerika'daki büyük şehirlerden birine doğrultup hemen kullanırlar.
Episode two of the death of mary queen of scots can be heard on radio 4 almost immediately.
İskoç Kraliçesi Mary'nin Ölümü'nün İkinci Bölümü Radyo 4'te dinlenebilir.
It stopped bleeding almost immediately.
Kanamayı neredeyse bir anda kesti.
They started having a row almost immediately.
Hemen tartışmaya başladılar.
The drug acts almost immediately.
İlaç anında etkisini gösterdi.
Things began to fall apart almost immediately.
Her şey çabucak bozulmaya başladı.
Almost immediately.
Hemen.
I guess you'll be moving out of here almost immediately?
- Oh, evet, çok güzel. Sanırım buraya sık sık gelmek zorunda kalacaksınız?
The man who, upon taking office as World Federation president 5 years ago at the age of 35 almost immediately achieved a total ban on nuclear weapons between the East and West and then repeated that success by realizing a working peace plan between Israel and the New Arab League.
Dünya Federasyonları başkanı olan adam bundan 5 yıl önce, 35'indeyken doğu ve batı arasında nükleer silâhlara mutlak bir yasak getirdi. Ve sonra İsrail ve Yeni Arap Birliği arasında bir barış plânı gerçekleştirdi.
With a lifeguard who was more a high school buddy a painter who did frescoes for your restaurant and a married man with whom you broke off almost immediately.
Biri, cankurtaran ve liseden arkadaşındı diğeri restoranına fresk yapan biri öbürü de hemen bıraktığın evli bir adam.
I found almost immediately that he didn't have much conscience.
Kısa bir sürede de vicdanının sızlamadığını fark ettim.
It seems that almost immediately after birth, they begin artificial implants.
Doğumdan hemen sonra, yapay implantlara başlanıyor.
We can tackle the problem of restructuring distribution lag almost immediately.
Düzenleme aşamasındaki dağıtım sorununu hemen ele alabiliriz.
Which can be folded very tightly indeed but which, when unpacked, can be thrown away almost immediately.
Böyle katlayabilirsiniz. Ama açarken fırlayıp gidebilir.
- There isn't much to tell. That idiot churchwarden arrived almost immediately.
- Sana anlatmam gereken çok şey var.
It came true almost immediately. The second was, "The owls are not what they seem." The third was about a man who points without chemicals.
İkincisi "Baykuşlar göründükleri gibi değil.", üçüncüsü ise kimyasallar olmazsa gösteren bir adam konusundaydı.
And you will become... romantically entangled with him almost immediately.
Ve sen de ona bağlanacaksın hem de görür görmez.
I put it out almost immediately.
Bunu hemen koydum.
Is there any clue why Patient Zero is still alive and others in this cluster died almost immediately?
Hasta Sıfırın neden yaşadığı ile ilgili bir açıklama var mı ve bu kümedeki diğerleri neden hızlıca öldü?
He requested the aid of the Elder Kincho Daimyojin at Komatsujima City, but fell gravely ill almost immediately afterwards.
Kamatsujima Şehrindeki, ihtiyar Kincho Daimyojin'den yardım istedi ama oraya vardıktan hemen sonra ağır şekilde hastalandı.
HydrogenSulfate begins to enter our blood through the skin excluding oxygen almost immediately, a wetsuite is no protection
Hidrojen Sulfat derimizden kanımıza karışmaya başlıyor. oksijeni hemen dışarı çıkarıyor, ıslak bir giysi koruma değildir.
Based on Klingon transmissions we've intercepted, the outlying Cardassian colonies were overrun almost immediately.
Yakaladığımız Klingon haberleşmelerine göre kenarda kalan Kardasya kolonileri neredeyse anında ele geçmiş.
- They came up with it almost immediately.
- Sonucun gelmesinin eli kulağındadır.
- I can get it almost immediately.
- Unuttum. Getiriyorum.
Almost immediately, the police got there.
Hemen sonra polis geldi.
Almost immediately, we began to get a version of the blue flu.
Sonra ne oldu, Bayan Jones? - Hemen sonra bir çeşit. salgın başladı.
Well, luckily I didn't suffer my heart exploded almost immediately.
İyi ki fazla acı çekmedim, kalbim hemen patladı.
Last time she passed out she regained consciousness almost immediately.
Geçen sefer krize girdiğinde onu neredeyse kaybediyormuşuz.
I fell asleep almost immediately.
Hemen uyuyakalmışım.
Almost immediately.
- Hemen şimdi.
This revolt is timed to start almost immediately.
Bu isyan neredeyse başlamak üzere.
But the Russians persisted almost until the end in saying that there should be no trial - these men were criminals and should be immediately executed the moment they were caught.
Ancak Ruslar neredeyse son âna kadar yargılama olmaması gerektiği konusunda ısrarcı oldular. O adamlar suçluydu ve yakalandıkları anda idam edilmeliydi.
It's almost 11 : 30. Isn't it better to... Immediately!
- Saat 11 : 30 neredeyse, sabaha yapsak...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]