Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / Although i

Although i перевод на турецкий

5,309 параллельный перевод
And, um, I get a free room here at the bed and breakfast, although it's not so much breakfast anymore, so...
Ücretsiz odam ve kahvaltım var, gerçi artık fazla kahvaltı olmuyor...
Although I never entertain boys.. ... but now I have no option
Oğlanları hiç eğlendirmeyeceğimi düşünürdüm ama şu anda başka çarem yok.
although I think you spent more on martinis and you didn't make painting.
Sanırım sanatsal resim yapmaktan çok martina üzerine vakit harcadın.
No, although I do kind of have- -
Hayır ama bir konuda fetişim var.
Although I was always fond of Henry.
Henry'nin yeri her zaman ayrıydı.
Mr. Allen, although I I was very anxious... to determine the... scope of its capabilities... I advise caution.
Bay Allen, yeteneklerinizin tam sınırını bulmaya istekli olsam da kendinizi dizginlemenizi öneririm.
Although I am a vagina enthusiast.
Buna rağmen bir vajina meraklısıyımdır.
Although I really don't know anything about love, if I'm gonna be honest.
Dürüst olmak gerekirse, aşk dediğin şeyle ilgili hiçbir şey bilmesem de.
The great Leonardo da Vinci, who I'm certain was a warlock, although it's never been proven, in his masterpiece The Last Supper, depicted grilled eels, bread and wine on the table.
Her ne kadar ispatlanamadıysa da büyücü olduğuna emin olduğum büyük Leonardo da Vinci, şaheseri olan Son Yemek'te masada ızgara yılan balığı, ekmek ve şarap olduğunu göstermişti.
- Although I don't really think a taco could do that to a person.
- Her ne kadar taconun bunu bir insana yapabileceğini düşünmesem de.
Although I doubt that Dr. Lecter gave you the same advice on murder that he gave me.
Yine de, Dr. Lecter'ın cinayet hakkında sana benimle aynı tavsiyeyi verdiğinden şüpheliyim.
Although I have an idea of one place to look.
Yine de bakacak bir yer biliyorum.
Although I do find it interesting, you saying "love life" instead of "dating."
". Escort "sen" aşk hayatı " yerine söyleyerek Martha Stewart
Although I see it finds you in shackles.
Ama bakıyorum da sabah size zincirle gelmiş.
She did kill me, although I'm weirdly better off.
Beni öldürdü de. Ama tuhaf bir şekilde böylesi daha iyi oldu.
Although I usually take mine with a little more awkward silence.
Genellikle ben kahvemi biraz daha bu tuhaf sessizlikle alırım ama...
I'd invite you to stay for dinner, but I'm not very familiar with the traveler cuisine, although I'm sure it involves lots of trail mix and gruel.
Seni yemeğe davet ederdim ama gezgin mutfağına pek aşina değilim. Gerçi eminim bir sürü karışık çerez ile bulamaç içeriyordur.
And, no, Jodi didn't tell me, if that's what you're wondering, although I do get why she wants you to do it.
Eğer merak ediyorsan söyleyeyim : Hayır, Jodi söylemedi gerçi neden senden bunu istediğini anlıyorum.
I could get past you, although it might have to be over your dead body.
Seni gayet de geçerim. Cesedini çiğnemem gerekse bile.
History will remember you for this, although I still don't trust you personally.
Tarih seni hatırlayacak tabii ben hala sana kişisel olarak güvenmiyorum.
Although I think I may be able to let Troy go now.
Troy'un gitmesine artık izin verebilirim ama.
Although I think I got one on my scrotum, too.
Sanırım bitanede testislerimde var
Although I know that it's common for a woman to start losing her memory in her early 40s.
Her ne kadar 40'larının başında bir kadının hafızasını kaybetmeye başlamasının yaygın olduğunu bilsem de.
Although I have taken the occasional driving selfie.
Ara sıra sürerken kendi fotoğrafımı çekiyorum ama.
Although I... I suppose it's possible.
Gerçi... sanırım mümkün.
Although I think we're good.
Gerçi bence sorun çıkmaz.
♪ I couldn't stay, although I'd wanted to ♪ ♪ but Dallas leaves me black and blue ♪
Kalamazdım, isteyemezdim de ama Dallas siyah ve mavinin içinde bırakıyor beni.
No, no, no, I'm not annoyed..... although I am surprised to learn that she entertains notions of passing her time at drawing-room receptions and taking carriage rides in the park.
Hayır, hayır, hayır. Rahatsız olmuş değilim. Ancak hanımefendinin zamanını kabul odasındaki resepsiyonlarda, parkta at arabasıyla gezilerde geçirme fikrini düşünmesine şaşırdım.
I'll come too, although I warn you - I'm not very good at picking up.
Ben de geleceğim ama uyarmalıyım... yakalama işinde çok iyi değilim.
Although I don't know why Hale gave it to me.
Zaten Hale'in neden bana verdiğini de bilmiyorum.
Although I do wonder.
Ayrıca merak ettiğim bir şey var.
Although I have to say I do think it would be quite odd if I called you to swindle some caviar all of a sudden.
Yine de seni aniden havyar alacağım diye söğüşlemek için arasam bunun çok garip olacağını söylemek zorundayım.
Although I'm awake... the dream is still continuing.
Uyanık olmama karşın... rüya hâlâ devam ediyor.
I was surprised to see it, but although it ate her brain, she's living like a human.
Bunu gördüğüme şaşırdım ama kadının beynini yemesine rağmen insan gibi yaşıyor.
I know it's hard but although Mrs. Dodd has left this world and is teaching in another, we're never going to forget her, right?
Biliyorum bu zor ama biliyorum ki Bayan Dodd bu dünyadan ayrıldı ve gittiği dünyada da öğretmenlik yapmaya devam ediyor. Ve biz onu hiç unutmayacağız değil mi?
Yes, although upon recent evidential proof I'd expect this to possibly change, if I'm allowed to split infinitives, to possibly change.
Son kanıtlara rağmen, sonucun değişmesi mümkün,... eğer bunu değiştirmeye izin verilirsem, mümkün.
Although, I can see how you would mistake me for a denizen of this bustling...
Gerçi neden öyle olmadığımı düşündüğünü anlayabiliyorum.
I mean, not that you ever really stink, although sometimes in the morning with the breath, but I don't mind that.
Kötü kokuyorsun diye demiyorum sabahları ağzın kokuyor gerçi ama benim için sorun değil.
Although her father, my ex-husband, remarries a 27-year-old, and I'm the one who needs to be reminded to act her age.
Babası yani eski eşim 27 yaşında biriyle evlenmesine rağmen yaşına göre davranmayı hatırlaması gereken benim.
Mister, although that is a very coarse word to describe what she and I have.
Metres, Her ne kadar onu ve beni, tanımlamak için en kötü kelimede olsa.
And I was fine, although when I pooped, it sounded like the jackpot from a slot machine.
Kumar makinesinde büyük ikramiyeyi kazanmışım gibi sesler çıkarak sıçmama rağmen bir şey olmadı.
Although, I'm not quite sure you can still call it palaeontology, particularly considering that the animals are still very much alive.
Gerçi buna fosilbilimi demek uygun mu bilemiyorum hayvanların yaşadığını göz önüne alırsak.
Although, I think he's far more talented, aren't you, Mimos?
Bence çok daha yetenekli, değil mi?
Although, if they delivered me the shit they send here, I would throw it in their faces.
Her ne kadar beni bu boktan yere gönderip teslim etseler de onların yüzüne vuracağım.
Although, I swear, you look even younger tonight.
Gerçi bu gece gözüme daha genç göründün vallahi.
Although, I do do a great angry inmate.
Gerçi ben şahane hapishane arkadaşı taklidi yapıyorum.
Okay. I may not be the best judge, because you people all look alike to me, but, although shockingly close,
Tamam, çok iyi anlamayabilirim çünkü hepiniz bana benziyorsunuz.
So, let me just say that the assumption you made is correct, and, yes, although Dallas and I s-spent the night visiting with one another...
Bırak bu varsayımının doğru olduğunu açıklayayım. Dallas ve ben bütün gecemizi birisini ziyaret ederek geçirdik.
I'm not. Tricia's not. Although she certainly comes close.
Ne ben ne de Tricia ama onun daha yakın olduğu çok belli.
Although, I am talking to myself, so that makes me crazy.
Bununla birlikle, kendi kendime konuşuyorum, yani, bu beni deli yapar.
- Although, I-I am -
- Tabii ben...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]