An army перевод на турецкий
4,054 параллельный перевод
Yeah, not like it was planned for hours by some weirdo in an army jacket.
Sanki, saatler öncesinden ordu ceketli biri tarafından planlanmamış gibi.
Right. What if he was gonna use her to create an army of telekinetic rage monsters to conquer the world?
Peki ya onu dünyayı fethetmek için tele kinetik güçleri olan canavarlardan oluşan bir ordu yaratmak için kullanıyorsa.
With that knowledge, he will create An army of rat people.
Bu bilgiyle bir fare-insan ordusu kuracak.
The only thing that's gonna protect us is an army... my army.
Bizi koruyacak tek şey bir ordu... benim ordum.
The only thing that is gonna save Will is an army.
Will'i koruyacak tek şey bir ordu.
- We don't get many through these days, but we could still kit out an army if we had to.
- O günlerde çok şeyimiz yoktu ama yine de istesek bir ordu bile kurabilirdik.
That's not a strike team, it's an army.
Saldırı ekibinden ziyade bir ordu.
Not enough for an army at such short notice, but it's start.
Kısa bir sürece bir ordu kuracak kadar değil ama başlangıç yapmaya yeter.
You think he's gonna choose to side with a pack of scrawny vamps or an army of the new wolf breed that he created?
Sence bir avuç sıska vampiri mi yoksa kendi yarattığı yeni kurt ordusunu mu seçecek?
He is building an army there, and it is only a matter of time before it implodes.
Orada bir ordu inşa ediyorlar. Patlak vermesi an meselesi.
Ok. Slade's goal is to create an army of human weapons using the Mirakuru.
Pekâlâ Slade'in amacı Mirakuru'yu kullanarak insan silahlardan oluşan bir ordu yaratmak.
Slade Wilson has an army of men just like him.
Slade Wilson'un elinde aynı onun gibi adamlardan oluşan bir ordu var.
You're watching live footage of an army convoy arriving on the outskirts of the city to restore order.
Düzeni sağlamak için şehrin sınırına yaklaşan bir ordu konvoyunun canlı görüntülerini izliyorsunuz.
Which is why an army is what I've brought.
Bu yüzden size bir ordu getirdim.
They killed an army.
Bir orduyu öldürebilir.
I put it in your hands to work with our ealdormen to raise an army.
* I put it in your hands to work with our ealdormen to raise an army.
Vaughn stole enough robotics to build an army, man.
Vaughn bir ordu yapabilecek kadar robotik çaldı.
Next, they will send an army.
Gelecek sefer bir ordu gönderecekler.
Hides not behind an army, but a thicket of lies and deception.
Bir ordunun arkasında değil yalan ve aldatmaca ormanında gizleniyor.
Lopez was an Army Ranger and a highly-decorated cop.
Lopez orduda görev yapmış ve hayli başarılı bir polis.
He built a fortress and an army of the possessed in the mountains outside of Boulder.
Boulder dağının dışında ele geçirilmişlerden kurulmuş bir ordu ve kale inşa etmiş.
There is no war without an army, and Washington's is finished.
Ordusuz savaş olmaz ve Washington'ın ordusunun işi bitti.
In the south, a strange-headed man leads an army of futuristic astronauts that are also somehow old-timey.
Güneyde, tuhaf kafalı adam fütüristik.. ve her nasılsa eski moda astonotlara.. önderlik ediyor.
Because we need an army to protect ourselves, and time is growing shorter.
Çünkü kendimizi korumak için bir ordu lazım ve zaman daralıyor.
I was in the Glosters. An army chaplain.
- Ordu rahibi olarak Glosters'daydım.
I mean, I had an army of robots. What's he got?
Benim robotlardan oluşan bir ordum vardı.
There's an army of grounders, unlike anything we've ever seen, coming for us right now.
Bir dünyalı ordusu var gördüğümüz şeylerden çok farklısı, bize doğru geliyor.
What is this, an army wives club?
Bu ne, ordu kadınlar günü mü?
- We're in an Army base? - Out of service and abandoned.
- Terk edilmiş ve kullanılmayan bir üs.
- Yeah, the guy's got an army. Finley, listen, if you want to come into the FBI for protection,
Finley, eğer FBI'dan koruma talep edersen bunu anlayışla karşılarım.
There's an army of'em in front of the marquee too.
Tabelanın önünde de onlardan oluşan bir ordu var.
Indeed. He said he foresaw a great conflict, and that the Republic would need to raise an army.
Aslında, büyük bir savaşın çıkacağını ve Cumhuriyetin bir ordu kurması gerektiğini söylemişti.
Hmm. Our enemy created an army for us.
Düşmanımız bizim için bir ordu kurmuş.
Lorelei is building an army.
Lorelai kendine ordu kuruyor.
But the restaurant is in an Iranian neighborhood, and you know those God's Army people hate everyone who's not white and Christian.
Fakat restaurant İran mahallesinde, ve biliyorsunuz Tanrının ordusu sadece beyazlar ve hristiyanlardan değil herkesten nefret ediyor.
Raise an army if you have to!
Gerekirse yarat! ...
One was an army officer in Mazatlan.
Biri Mazatlan'da ordu subayıymış.
- Rounding up an army?
Ordu mu kuracaksın?
He knows an empowered werewolf army would mean the end of vampires in New Orleans.
Güçlenmiş bir kurt adam ordusunun New Orleans'da vampirlerin sonunu getireceğini biliyordu.
We send in the army, we risk an international spectacle our government can't afford.
Orduyu gönderirsek hükümetimizin altından kalkamayacağı uluslararası bir durum ortaya çıkarırız.
Grandfather built an entire army to do his bidding.
Dedem emrine koca bir ordu kurdu.
He built an entire army to do his bidding.
Emrine bir ordu kurdu.
An officer in His Majesty's Army is dead.
Majestelerinin Ordusu'ndan bir subay öldü.
Sir, this colonist has struck an officer of His Majesty's Royal Army.
Efendim, bu sömürgeciler Majestelerinin Kraliyet Ordusu'ndan bir memuru öldürdüler.
An officer in His Majesty's Army is dead following an altercation with your husband and with Mr. Woodhull.
Majestelerinin Ordusu'ndan bir memur kocanız ve Bay Woodhull'la tartıştıktan sonra öldü.
Khurram was an informant for the army... and you were his informer.
Khurram ordunun muhbiriydi.. Ve sende onun muhbiriydin.
Army calls men in my situation an accidental hostile.
Ordu benim durumumdakilere yanlışlıkla vurulan hasım diyor.
Army turned me into an ape.
Ordu beni maymuna çevirdi.
As she was hauled to her execution site, her son, an archer in Udolf's army, let fly an arrow from the battlements and shot his mother in the heart in a final, merciful act of love!
İdam yerine sürüklenerek getirildiğinde Udolf'un ordusunda okçu olan oğlu mazgallı siperlerden bir ok fırlattı. Annesinin acı çekerek ölmesini istemediği için tam kalbinden vurdu.
When I was in the Army, an officer told me, " If you want to defeat your enemy,
Orduda görev yaparken bir subay bana, "Düşmanını yenmek istiyorsan..."
However, just to be cautious, we have prepared an inoculation for every clone trooper in our army.
Sadece daha dikkatli olmak için, Ordudaki her klona askerine özel bir aşı geliştirdik.