Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / An interview

An interview перевод на турецкий

2,515 параллельный перевод
Michael, you already have an interview for your ex-wife's job.
Michael, zaten o pozisyonla ilgili görüşmen gereken birisi var.
You know, I heard an interview with Bernie Williams this morning on the radio, as I was coming in.
Bu sabah gelirken radyoda, Bernie Williams'la yapılan bir röportaj dinledim.
Pretend this is an interview. Hit me with the chitchat.
Bunun bir görüşme olduğunu varsay.
I'm gonna need you to come down to headquarters for an interview.
Görüşme için merkeze gelmek gerekecek.
So you'd better have a damn good reason for putting me in an interview room.
O yüzden, beni sorgu odasına koyman için iyi bir sebebin olsa iyi olur.
Would you be willing to say that on camera for an interview.
Bunu röportaj için kameraya karşıda söyleyebilir misin?
- This isn't an interview.
- Bu bir görüşme değil.
This isn't an interview.
Bu bir görüşme değil.
Did you get an interview suddenly?
Aniden röportaj işi mi çıktı?
He always uses the excuse that he's too busy for an interview, and just wants me to get him the book.
Devamlı röportaj için zamanı olmadığını söyleyip mazeret uyduruyor bir de ona kitap hazırlamamı istiyor.
I don't feel like doing an interview with you. I'm very tired.
Görüşme yapmak istemiyorum.
There's an interview. 5 pages.
Tam 5 sayfa röportajı var.
I didn't hear about an interview
Röportaj hakkında hiçbir şey duymadım.
I want a picture and an interview.
Fotoğraf ve röportaj istiyorum.
I mean, I can get you an interview over at Adams in two seconds.
Hemen Adams'ta bir görüşme ayarlayabilirim.
No injuries sustained and minimal damage done to a tree... but in an interview with the local media... Cooper claimed that if a bomb had gone off in a synagogue, a black church... or a homo-friendly Unitarian coven... there'd have been an uproar.
Yaralanan olmadı ve sadece bir ağaç zarar gördü ama yerel medyaya verdiği demeçte Cooper "bu bomba sinagog, siyahi kilise veya homo-sever bir Üniteryen meclisinde patlamış olsaydı kıyamet kopardı" dedi.
What made'em persons of interest... was an interview Cooper gave to the Patriot Times right about then.
İnsanların ilgisini olaydan sonra Cooper'ın Patriot Times'a verdiği demeç çekti.
She will id an interview
O sorgulayacak.
- Can I do an interview for - a school project on mental illness?
Okul projem için akıl hastalığıyla ilgili röportaj yapabilir miyim?
Do you know how many TV channels want an interview?
Kaç TV kanalının röportaj yapmak istediğini biliyor musun?
- Now, we've prepared an interview room for you.
Sizin için bir toplantı odası hazırladık.
I have an interview at Sears.
Sears'ta bir görüşmem var.
I'm glad you asked,'cause I wanted to see if you would do an interview.
Sorduğuna sevindim çünkü röportaj yapıp yapmayacağını görmek istedim.
I wanted to do an interview about his career as a newscaster.
Haber spikeri olarak kariyeri hakkında röportaj yapmak istiyordum.
I need Gil Ott for an interview.
Gil Ott ile bir görüşme yapmam gerekiyor.
"Hannah's got to get back for an interview."
"Hannah görüşme için geri dönmek zorunda."
Was to have done an interview with the chief Paya.
Şef Paya ile ropörtaj yapmam gerekiyordu.
I have an interview with Mr. Speranski.
Bay Speranski ile bir randevum var.
I have an interview Monday.
Pazartesi görüşmem var.
Anyway, I've got an interview for a job presenting a TV show.
Neyse, bir TV programını sunmak için iş görüşmem var.
Bridget, I'm doing an interview right now.
Şu an röportajdayım Bridget.
Bridget called and set up an interview.
Bridget kızı arayıp röportaj ayarlamış.
Now, believe it or not, Morales plans to broadcast an interview with this criminal.
İster inanın ister inanmayın, Morales, bu katille yapacağı bir röportajı programında yayınlamayı planlıyor.
I got 50 airheads wrangling for an interview.
Burada uğraşmam gereken 50 yayıncı kelle var.
BY GETTING AN INTERVIEW
BİR RÖPORTAJ ULAŞIM İLE
We would like to make an interview with you.
Sizinle röportaj yapmak istiyoruz.
I need an interview room downstairs.
Aşağı katta bir sorgu odasına ihtiyacım var.
I cannae even get an interview for a job.
İş için mülakata bile çağrılmıyorum.
I need to put an interview on the website before Tokyo wakes up.
Tokyo uyanmadan websiteme bir röportaj koymalıyım. Tabii.
I won't give you an interview.
Seninle röportaj yapmam.
If you're that skilful, you don't need an interview, you can just read what you need.
Eğer o kadar yetenekiysen, bir röportaja ihtiyacın olmazdı, sadece ihtiyacın olanları okurdun.
I asked for an interview, the father refused.
Babasıyla görüşmek istedim ama ret etti.
Because I advised her of her right to decline an interview.
Ona bir görüşmeyi reddetme hakkının olduğunu söyledim.
I'm doing an interview.
Mülakat var.
One of the scientists we were going to interview for this film, was Dr. Eugene Mallove, an engineer from MIT and Harvard and editor of "Infinite Energy" magazine, which covers both theoretical and technological developments in the new energy field.
Bir bilim adamı bu film için röportaj yapacaktı, Dr. Eugene Mallove, MIT ve Harvard'dan bir mühendis ve "Sonsuz Enerji" degisinin editörü, yeni enerji alanları üzerine teorik ve teknolojik gelişmeleri içeren bir dergi.
I have an exit interview with the shrink.
Psikologla son bir görüşmem daha olacak.
He spoke slowly, in an almost dreamlike way as this interview shows.
Yavaş konuşuyor, sanki bir rüya aleminde.
It works for both a super-boring interview and for an accidental, on-purpose encounter with my future husband.
Hem süper sıkıcı iş görüşmeleri hem de müstakbel eşinle tesadüf gibi görünen ama planlı karşılaşmalar için.
If I was just an athlete... would you have risked so much to interview me?
Bir atletle röportaj yapmak için hayatını tehlikeye atar mıydın?
- Well, let's not wait for an interview.
Bizim de elimiz armut toplamıyor hani.
Did you have an opportunity to interview the defendant?
- Sanığı sorgulama fırsatınız oldu mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]