And it's you перевод на турецкий
66,846 параллельный перевод
Plus, it's Lisa's birthday next week, and if I let you give me a cake, that means I gotta pitch in to get Lisa a cake and sing to her and wear one of those dumb hats
Ayrıca gelecek hafta da Lisa'nın doğum günü eğer şimdi buna izin verirsem benim de bütçeye dahil olup Lisa'ya pasta almam, ona şarkı söylemem taktığınız o aptal şapkalardan takmam gerekecek.
You know, we've been at it for a while, and you must be tired.
Başlayalı epey oldu yorulmuş olmalısın.
Listen, we got the files for the new crop of incoming, and the Big Guy thinks it's time for you to fly solo.
Patron solo projeye hazır olduğunu düşünüyor.
And when you're ready, it's all you.
Ve hazır olduğunda, ateş et.
Well, looks like it's just me and you, cass.
Anlaşılan ikimiz kaldık Cass.
Actually, it's more about you, and why you even have the live feed to his cell.
Aslında daha çok seninle ilgili. Neden hücresini canlı yayınla izliyorsun?
What I can tell you is it's over, and you're safe now.
İşin bittiğini ve artık güvende olduğunu söyleyebilirim.
You're--you're huge, and it's so good.
Çok büyük ve bu çok güzel.
♪ It's you who I speak of And you who I dream of ♪
Dilimde sen varsin Duslerimde sen
And... and it's not you guys.
Sizin sucunuz degil.
It's off the chain. You've gotta come on the show and do it.
Bizim programda soylemelisin.
But where you are right now in your career, and what it requires of my time, it's...
Ama kariyerinde ulastigin seviye ve bunun icin ayirmam gereken zaman acisindan...
You gotta bend it around the trees, and that's what I was going for.
Agaclarin etrafindan dondurmen lazim.
You're feeling something, and it's...
Bir şey hissediyorsun ve bu...
But then, out from behind your back, I think you're gonna pull a knife, and it's a bouquet.
Ama arkandan bir bıçak çıkartacağını sanırım ve elinde bir buket olur.
- Oh, Sophia. It was a pleasure and an exhilaration to be you for a day and see art through a non-artist's eyes.
Bir günlüğüne sen olmak ve sanatı, sanatçı olmayan gözlerden görmek benim için zevkli ve neşeliydi.
My dad says Barry's on steroids or doing the juice, you know, but I think everyone's just pissed'cause he's awesome and he knows it.
Babam Barry'nin steroid kullandığını ya da doping yaptığını söylerdi, ama bence herkes, o mükemmel biri olduğu için sinirleniyor.
- So, it's just you and him?
- Sadece ikiniz misiniz?
My name's George, and the trucker's code dictates that you never tell, but it rhymes with "frozen hamburger tatties."
Adım George ve şoförlük kanunu bunu asla söylememeyi buyuruyor, ama "donmuş hamburger pöftesi" ile kafiyeli.
It's nice to meet you, and she's not my friend.
Memnun oldum ve o, benim arkadaşım değil.
And I don't think it's a coincidence that it started when you-know-who showed up.
Bunun, ismi-lazım-değil ortaya çıktığında başlamasının tesadüf olduğunu sanmıyorum.
I know you can afford me and... it's not like I'm not already doing everything.
Bunu karşılayabileceğini biliyorum ve zaten her şeyi ben yapıyorum.
And all it takes is one post from me to make sure none of you ever have another sale in the 21st century.
21. yüzyılda bir daha satış yapamayacağınızdan emin olmak için, tek bir mesajım yeterli.
This is moronic, and it's not like you, and I forbid you to take that acid.
Bu aptalca ve hiç kendin gibi değilsin ve o asidi almanı yasaklıyorum.
There's precedent and you know it.
Emsalleri var gayet iyi biliyorsun.
And now that she's gone, you want us to do it?
- Artık o olmadığı için bunu birlikte yapalım diyorsun.
Oh, you mean The Donna? It's just a little product that Benjamin and I have been working on.
Benjamin'le üzerinde çalıştığımız basit bir ürün sadece.
All I need to do is continually expose it to what it's not providing and eventually the feedback loop will show it how to be more like you.
Tek yapmam gereken onu anlaması gereken kişiye sürekli maruz bırakmak ve geri dönüşlerle nasıl daha çok sen olabileceğini anlamasını sağlamak.
For your information, Harvey Specter did offer me a consulting job just like you did, except his had one more zero at the end of it, and I still turned him down.
Farklı olarak onun teklifinde bir sıfır fazladan vardı yine de geri çevirdim.
Louis, if this woman needs to know she's special to us, there's more than one way to do it and Harvey's not the only one you can bring.
Louis kadın özel hissetmek istiyorsa bunun başka yolları da var. Harvey tek yol değil.
So instead of coming to my place of work and harassing me, why don't you go back to your hole and we'll tell you it's done.
O yüzden gelip beni rahatsız edeceğine kendi işine bak ve bizden haber bekle.
Then I guess you also don't know that Mike Ross just got an appointment with the ethics board and it's a crime to trade this for that.
- O halde Mike Ross'un etik kuruldan mülakat tarihi aldığını da bilmiyorsundur ki onun karşılığında bunu yapmak suçtur.
No. And I don't know why it feels wrong to you.
Sana neden yanlış geldiğini de anlamıyorum.
You can stockpile enough of his blood for all the cures that you'll ever need and if it's a trophy that you're after, then you are not much of a man to begin with.
Onun kanından istediğin kadar alıp depolayabilirsin. Ve eğer aradığın şey gerçekten ödülse..... sandığın kadar adam değilmişsin demektir.
Some very powerful magic, and you have to stay away from it.
Oldukça güçlü bir büyü. Ve sen uzak durmalısın.
Yeah, well, you stand there with a straight face and try to sell this like it's your choice.
Evet orada ciddi bir suratla durup sanki bu senin tercihinmiş gibi davranıyorsun.
Well, it's just that everything's been so intense lately and I'm worried about you.
Sadece son zamanlarda her şey çok yoğun oldu. Ve senin için endişeleniyorum.
It's not, but it's... You know, you go through this space early on that you hear something like that, and it depresses you, you know?
Hayır... değil, ama böyle bir şey duyduğunda, bu alandan erken geçiyorsun, ve bu senin canını sıkıyor, anlıyor musun?
You know, two more years, and that's it.
Biliyorsun, iki yıl daha ve son.
It's like when you drink too much and your friends get you super-wasted so you never drink again for the rest of the week.
Çok içtiğin zaman arkadaşların seni iyice sarhoş eder de hafta bitene kadar bir daha içmezsin ya? Onun gibi bu da.
I'm just saying that maybe you skipping a grade put too much pressure on you, and it exacerbated your neurotic tendencies, and now you can't even make a tiny, little decision about, you know... paint.
Sınıf atlamak, üzerinde büyük bir baskı oluşturmuş olabilir diyorum. Bu da nevrotik eğilimlerini şiddetlendirdi ve şu an bir şey hakkında minicik bir karar bile veremiyorsun. Mesela...
We'll get your tests back soon, and I would tell you not to have sex before then, but let's face it... lightning ain't gonna strike twice, is it?
Test sonuçları hemen çıkar. Sana sonuçları almadan seks yapma derdim ama dürüst olalım, şans kapıyı iki defa çalmaz, değil mi?
I'll concede that spending all my time inside of a house with you scrawny code jockeys, the Incredible Shrinking Hendricks, and whatever the fuck Jared is here may have blunted my conventional masculinity a hair, but it's always been there.
- Kabul ediyorum. Bütün zamanımı sizin gibi sıska kodcularla geçiriyor olabilirim. Muhteşem Küçülen Hendricks, ve ne bok olduğu belli olmayan Jared da burada.
Sure, you lied, but you were good at it, even with a gun pointed at you, and that's not nothing.
Doğru, yalan söyledin ama bu konuda iyisin. Hatta sana silah doğrulttuklarında bile ve bu önemsiz bir şey değil.
- If you'd given it to me... - And they'd have you now.
O zaman seni kaçırmış olurlardı.
And what's in it for you?
Senin çıkarın ne peki?
It's not easy to find your place when you're working with heroes and gods.
Kahramanlar ve Tanrılarla birlikte çalışırken yerini bulman kolay olmuyor.
You built a "Matrix" prison, and now May's stuck in it like "Brainscan."
Bir Matrix hapishanesi inşa ettin ve şimdi May'in zihni içinde sıkışıp kaldı.
It's been such a horrible day, and when I saw where you were, I hoped that you...
Çok korkunç bir gündü ve nerede olduğunuzu bulunca düşündüm ki -
If I knew, I would tell you because if anyone could get you to wake up and realize that this nightmare isn't real, it's her.
Bilseydim sana söylerdim. Çünkü yalnızca o seni uyandırıp bu kâbusun gerçek olmadığını fark etmeni sağlayabilir.
And you're telling me it's... Meaningless?
Ve sen bana bunların anlamsız olduğunu mu söylüyorsun?
and it's your fault 41
and it's yours 52
and it's getting worse 25
and it's weird 29
and it's okay 46
and it's beautiful 32
and it's gone 41
and it's done 39
and it's only 22
and it's all because of you 31
and it's yours 52
and it's getting worse 25
and it's weird 29
and it's okay 46
and it's beautiful 32
and it's gone 41
and it's done 39
and it's only 22
and it's all because of you 31