And it перевод на турецкий
571,736 параллельный перевод
Tomorrow, I'm gonna shoot a film called My Dream Piano Concert, and it's a confession by a pianist, and she is giving this piano concert, and at the same time, she's seeing people from the audience in erotic situations,
Yarın Hayalimdeki Piyano Konseri adında bir film çekeceğim. Bu bir piyanistin itirafı. Piyano konseri verirken aynı zamanda izleyicileri, bazılarını kendiyle olmak üzere erotik pozisyonlarda görüyor.
[chuckles] But then, suddenly, we received an e-mail from Monica, and it turns out she's a pianist.
Ama sonra birden Monica'dan bir e-posta aldık ve onun piyanist olduğunu öğrendik.
- [moans] and it's porn.
- Bu hem rol yapma oyunu hem porno.
Because in the end, even if it is real sex, this is a film, and it's an illusion, and I create the image that I want you to see as an audience.
Çünkü sonuçta ortada gerçek seks olsa da bu bir film, bir illüzyon. Ve izleyici olarak görmenizi istediğim görüntüyü ben yaratıyorum.
You rented a beautiful house in Malibu, and it was the one where I'm wearing that red top with the white collar,
Malibu'da şahane bir ev kiralamıştın. Benim beyaz yakalı kırmızı üstü ve beyaz botları giydiğim çekimlerdi ve...
And it's hard to break into it.
Ve girmesi zor.
It's going up. It's constantly going up, and it's a beautiful project.
Sürekli yükseliyor, çok güzel bir proje.
So, I wrote the script and I shot it. and after a few weeks, I had two million downloads.
Böylece bir senaryo yazıp onu çektim. MEMELER FORA ve birkaç hafta sonra iki milyon indirmeye ulaştım.
And, then for the sex with the bench, it's you up on your knees, you know, on the bench. - And he would be behind, okay? - Mm-hmm.
Sonra piyano taburesindeki sekste sen taburede dizlerinin üzerinde dururken o da arkanda duracak, tamam mı?
When you dunk a girl's head in the toilet and flush it - while you're fucking her from behind.
Kadının başını tuvalete sokup, sifonu çekip, arkadan sikiyorlar.
The same way as when I go to the supermarket, and I wanna buy eggs or meat... when we look for adult films, you have to understand who's making it, who's behind it.
Süpermarkete gittiğimizde yumurta ya da et alırken olduğu gibi erotik film ararken onu kimin yaptığını, arkasında kimin olduğunu bilmeliyiz.
[Lust in Spanish] The important thing is, even though this is sex, it's very technical and everything. The important thing is to try to feel at least a little bit.
Önemli olan, bu seks olsa da, gayet teknik olsa da, işin içine en azından biraz duygu katmaya çalışmak.
At the beginning, I want it a little softer... and then a little stronger, because the musical piece.
Başta biraz daha yumuşak istiyorum, sonra müzikle beraber biraz daha şiddetlensin.
[Holly] Isn't it funny, though, like, how the industry has gone from when you were shooting, as to now when the Internet came along and, like, then it became like,
Sektörün sizin çekim yaptığınız dönemdeki hâlinden internet sonrası gördüğümüz hâle gelmesi ilginç değil mi?
I've got to rush my hair and makeup artist, and I can't phone it in.
Saç ve makyaj sanatçımı sıkıştırmam gerekiyor ve özen gösteremiyorum.
Like, I can't, physically, like, just let that stuff slide, and so at the end of the day, it's a longer day than I wanted. I ended up paying more than I wanted to, and I end up taking home very little.
Cidden bazı şeyleri görmezden gelemiyorum ve nihayetinde çekim uzuyor, daha çok masraf yapmış ve çok az kazanmış oluyorum.
And just try to bang it out as fast as I can.
Elimden geldiğince acele ediyorum.
You know, I mean, I hope that ten years from now, I'm still gonna be working in it and hopefully doing well.
Umarım bundan on yıl sonra hâlâ bu işi yapıyor olurum ve umarım iyi kazanırım.
It's a really elegant solution, and most importantly, it works.
Çok zarif bir çözüm ve en önemlisi işe yarıyor.
And thank you for presenting it so articulately.
Bu kadar detaylı açıkladığınız için de teşekkür ederim.
And please know that we could not have done it without you, so cheers.
Şunu bilin ki siz olmasanız yapamazdık. - Şerefe.
Phase two, we test it, perfect it, and hope to live long enough to see the movie based on our lives starring more attractive versions of us.
İkinci aşamaya geçilecek. Test edip, mükemmelleştireceğiz. Sonra hayatımızı konu edinen filmde bizi canlandıran yakışıklı oyuncuları izleyecek kadar uzun yaşamayı umacağız.
How can you work on something for a year and they just take it?
Bir yıl boyunca emek verdiğin bir şey nasıl elinden alabilirler?
Although, if anyone's gonna clean out your apartment and disappear, it'd be Penny.
Daireni temizleyip, ortadan kaybolacak tek kişi Penny'dir.
And he'll have you and Leonard right across the hall the whole time. Oh, stop it, he'll be fine.
Böyle yapma.
And where Leonard got his PhD, so it may have gone downhill.
Ayrıca Leonard'ın doktora yaptığı yer. Galiba işler çok kötü gitmiş.
Well, I'm not looking forward to it, but it is a wonderful opportunity and you need to take it.
Gideceğin günü iple çekmiyorum ama bu müthiş bir fırsat ve değerlendirmen gerek.
Well, no, it's just, I'm just warning you, you know, if you find yourself 3,000 miles away and craving a-a hit of this, you know I can't Skype it to you.
Yok yani, şey... Buradan 5 bin kilometre ötede kendini bu minnoş vücuttan bir ısırık almak isterken bulursan diye uyarıyorum. Bunu Skype üzerinden iletemem.
I was at a pretty low place in my life and, uh, if it wasn't for friends like you...
Hayatım dibe vurmuştu ve sizin gibi dostlarım olmasa...
The place where Albert Einstein taught, and where Leonard got his PhD, so it may have gone downhill.
Albert Einstein'ın öğrenim gördüğü yer. Ve Leonard'ın doktorasını aldığı yer bu yüzden kötüye gitmiş olabilirler.
It's so strange, earlier today I ended a sentence with a preposition and you weren't there to correct my grammar.
Çok tuhaf, bugün erken saatlerde bir cümleyi edat ile bitirdim. - Ve beni düzeltmek için orada değildin.
It is naughty to put an adverb between the word "to" and the verb stem.
Fiil kökü ile mastar eki arasına, bir zarf eki koymak yaramazlıktır.
She just touched his hand and he didn't swat it away. What is happening?
Az önce eline dokundu ve Sheldon ona vurmadı bile.
All she's got to do is tip it over and point it at her fries.
Şimdi onun yapması gereken tek şey, ters çevirmek ve kızartmalarına doğru doğrultmak.
You got feet and legs, you do it.
Ayakların ve bacakların var, sen gitsene.
And I was so hoping you'd come downstairs so we could have a deep, life-affirming talk about it.
Ve aşağı gelip derin bir hayat sohbeti içine gireceğimizi umuyordum.
The woman lived her whole life, and all she had to show for it were a few tchotchkes and a wad of cash.
Bu kadın hayatını yaşadı ve göstermesi gereken tek şey biblo ve bir tomar paraydı.
And she'll have it,'cause she had a mother who loved her and took care of her!
Olacak da çünkü onu seven ve ona bakan bir annesi var!
I thought you'd get closure with your mom, and now it's just opener.
Annenle olanları bitirirsin diye düşünmüştüm ve şimdi yeniden açıldı.
You go to her grave, and you just read it.
Mezarına git ve oku.
And that's when it hit me, I'm gonna be alone forever.
Ve işte o zaman anladım sonsuza kadar yalnız kalacağım.
I have been sober for almost four years, and, yes, my life is better for it, but nobody told me that leading a clean life meant putting my vagina up on blocks.
Neredeyse dört yıldır ayığım ve evet hayatım artık daha iyi ama kimse temiz bir hayatın vajinama engel koyacağını söylememişti.
He lost his phone, he just found it, he's really sorry, and he wants to take me to dinner.
Telefonunu kaybetmiş, yeni bulmuş çok üzgünmüş ve benimle yemeğe çıkmak istiyor.
I'm gonna need some time to get quiet and... give it some thought.
Biraz zamana ihtiyacım olacak düşünmek ve birkaç fikir alabilmek için.
Well, Bonnie, I think it's a personal decision - and you need to pray on it... - Hey!
Bonnie, bence bu kişisel bir karar ve dua etmeli...
- And I love it.
- Ve bayıldım.
How'd it go with Emily and her mom?
Emily ve annesiyle nasıl gitti?
I've got four years and I love it.
Dört yıldır ayığım ve bayıldım.
I tried hamburger, cheese, peanut butter, and somehow he spits it out every time.
Hamburgeri, peyniri, fıstık ezmesini denedim ve bir şekilde her seferinde çıkardı.
And then, most important, you write down the part you played in it.
Ve daha sonra en önemlisi buralarda oynadığın rolü yaz.
Well, it was just a masseuse and a hot tub.
Sadece bir masöz ve sıcak su küveti vardı.
and it was my fault 22
and it will be 25
and it's getting worse 25
and it's weird 29
and it's okay 46
and it's beautiful 32
and it sucks 39
and it's gone 41
and it's done 39
and it worked 185
and it will be 25
and it's getting worse 25
and it's weird 29
and it's okay 46
and it's beautiful 32
and it sucks 39
and it's gone 41
and it's done 39
and it worked 185