Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / And proud of it

And proud of it перевод на турецкий

505 параллельный перевод
I'm a scoundrel, and proud of it, but I won't stand to see you marry one.
Ben hergelenin tekiyim, ve bundan gurur duyuyorum, ama senin biriyle evlenmene katlanamam.
Please, I'm pure Sicilian and proud of it!
- Ben saf Sicilyalıyım ve ben gurur duyuyorum!
Working class and proud of it!
Çalışan Sınıf ve bununla gurur duyuyorum!
You're a cuckold, and proud of it!
Sen boynuzlusun ve bununla gurur duymalısın.
After I married George, I became an American citizen. And proud of it.
George'la evlenince Amerikan vatandaşı oldum.
I'm Iranian and proud of it!
İranlıyım ve bundan gurur duyuyorum!
Jayhawkers, and proud of it.
Çiftçiyiz, ve gururluyuz.
I'm a dipsomaniac and I'm proud of it.
Ben bir alkol bağımlısıyım ve bundan gurur duyuyorum.
Why, we thought that you were really proud of your automobile and just sort of wanted to show it off.
Biz arabanızla gerçekten gurur duyduğunuzu ve gösteriş yapmak istediğinizi düşünmüştük.
- Yes, and I'm proud of it.
- Evet ve de gurur duyuyorum.
It will not be long before all Spain rings with his praise... and Sevilla should be proud of its son... whose name will one day cover it with, uh — with undying glory.
İspanya arenaları daha önce böyle bir övgü görmedi... ve Sevilla şehri evlatlarıyla gurur duymalı... | Bir gün ölümsüz zaferleriyle birlikte - efsane olucaktır..
something you could be proud of, something that would realize the potentialities of film... as the sociological and artistic medium that it is.
Sinemanın, sanatsal ve sosyolojik... potansiyelini ortaya koyabilecek bir şey.
- He already is. - And he's proud of it.
Zaten lânetlenmiştir.
And come to think of it, I'm a bit proud of myself.
Aslında ben de kendimle gurur duyuyorum.
For me I'm British and I'm proud of it.
Ben İngiliz'im ve bundan da gurur duyuyorum.
- When will I see her again? - And you're proud of it!
- Kesin bir şey diyemem.
I appreciate it very much and should feel proud of him.
Ona çok bağlandım. Ve onunla çok gurur duymalısın.
I'm born and raised in the greatest country on earth and I'm proud of it!
Dünyanın en büyük ülkesinde doğdum ve bundan gurur duyuyorum!
I'm his mistress, and I'm proud of it.
Onun metresiyim, ve bununla gurur duyuyorum.
It was shot by request of the priests.. proud of their art, Mountyeba and Moukayla.
Sanatlarından gurur duyan Mountyeba ve Moukayla adlı papazların istediği üzerine filme alınmıştır.
It's my burden, and I'm proud of it, Icey.
Bu taşımam gereken bir yük ve bundan gurur duyuyorum, Icey.
And I'd have felt so, sort of, safe and useless and alone without someone to be proud of, and frightened for, and to be waiting for when they come back, and to live for when it's all over.
Ben de gurur duyacak endişelenecek, dönmesini bekleyecek dönünce uğruna yaşayacak biri olmadan kendimi çok güvende, faydasız ve yalnız hissederdim.
But it's difficult, because some of us, and the older ones particularly, are proud of what we've done, perhaps for that reason prouder than we've a right to be, and therefore prouder than we've ever been.
Ama zor çünkü bazılarımız, özellikle de yaşlılarımız yaptıklarımızla gurur duyuyor ve herhâlde bu nedenle olmamız gerektiğinden de gururluyuz. Bu yüzden de hiç olmadığımız kadar gururlu hâle geldik.
YOU DO SOMETHING... AND YOU'RE PROUD OF IT.
Gurur duyacağın bir şey yaratırsın.
My son, sir, was a Scotsman... and very proud of it.
Oğlum bir İskoç'tur. Ve bundan da çok gurur duyardı.
Delight is to him... who, against the proud gods and commodores of this earth... stands forth his own inexorable self... who destroys all sin though he pluck it out... from under the robes of senators and judges!
Bu dünyanın görkemli tanrılarına ve büyük kaptanlarına karşı kendi inandığı doğrulardan sapmayanlara senatörlerin ve yargıçların cüppelerinin altındaki bütün günahları ortaya çıkartıp yok edenlere, şan olsun!
I've been readin about it, and I feel proud of you.
Hakkında yazılanları okudum. Seninle gurur duyuyorum.
We've decided to live together and I'm proud of it.
Birlikte yaşamaya karar verdik ve bundan gurur duyuyorum.
"Why, I never even got to high school, and I'm proud of it."
"Liseye bile gitmedim ve bununla gurur duyuyorum."
You're stupid... and I think you're proud of it.
Aptalsınız... ve bundan gurur duyduğunuzu sanıyorum.
I have written to Gretchen in this kind of detail, to prepare her for it, and she has assured me she's proud of me, and it will make no difference.
Yeniden yapılmış elmacık kemikleri. Onu buna hazırlamak için Gretchen'e bazı Detaylar yazdım... Ve benimle gurur duyacağına söz verdi, Ve bu hiçbir fark yaratmayacak.
I got out of line tonight and I'm not proud of it.
Bu gece kaba davrandım, bununla gurur duymuyorum.
All I'm saying is that it's time we took some pride in that orphanage, and put up a decent, presentable building that we could all be proud of.
Bazı değişikliklerin zamanı geldi. Şimdi, Bu yetimhaneyle ilgili gurur duyduk, ve yine hepimizin gurur duyacağı güzel ve iyi bir bina yaptık.
The quietness and the proud look of it.
O dinginlik, o görkem...
Students, parents, and beloved faculty, it is now the time to introduce a young man who we are very proud as... I am very proud to know as the valedictorian of this class :
MILLTOWN YÜKSEK OKULU Öğrenciler, veliler ve sevgili fakülte, hepimizin sınıfın birincisi olarak tanıdığımız bir delikanlıyı tanıştırma vakti geldi, Herbert H Heebert.
Extend to him every courtesy of this house, and have all our retainers witness his final act, that they may remember it as a proud example. "
Evimizin tüm imkanlarından faydalanmasını sağlayın ve tüm hizmetlilerin, örnek almaları gereken bir eylem olmasından gayrı son hareketine şahit olmalarını sağlayın.
Yes, sir. I'm president of the Finley Youth Club, and I'm proud of it.
Yük vagonlarındaki o beş gün ve gece.
He hasn't paid road tax and is proud of it.
Çok garip ve saldırgan bir yapısı var.
I am Aldo Vanucci... and I am proud of it... and I will shout it to the world.
Ben Aldo Vanucci'yim ve bununla gurur duyuyorum ve bunu tüm dünyaya da haykıracağım.
And you're proud of it?
- Ve bununla övünüyorsunuz?
And I'm proud of it.
Uç fikirleri olan biri değildim, her zaman sol görüşlü oldum.
And let Chinese martial arts spread widely Establishing the kung fu of the Chinese people And maintain it as a proud tradition
Ata Sporumuz eninde, sonunda Çin halkı tarafından benimsenecektir ve biz tüm dünyada bununla gurur duyacağız.
Yes, and I'm proud of it, sir.
Evet, bununla da gurur duyuyorum.
I'm impotent, and I'm proud of it.
Ben iktidarsızım ve bununla gurur duyuyorum.
I'm just a United States businessman... and I'm proud of it.
Ben bilim adamı değilim. İş adamıyım... ve bununla gurur duyuyorum.
I don't know any of your pantomimes and I'm proud of it!
Bildiğim tek şey, sizin kaprisiniz ve buna inanamıyorum!
I think we were proud in some way that we'd done it and that the army we'd been in for so long, and with all sorts of experiences of how they could bungle things, had actually managed this invasion.
Bir yönüyle yaptığımız şeyden dolayı gurur duyduk. Uzun süredir içinde bulunduğumuz ordu her şeyi nasıl berbat ettiğini tecrübe ettiğimiz ordu saldırıyı başarıyla idare etmişti.
I go now, and I'm proud to go, because I remember the people who didn't come back and out of it comes this terrible feeling in my mind of waste and yet of proud comradeship.
Artık gidiyorum ve bununla övünüyorum. Çünkü geri gelmeyen insanları hatırlıyorum. Kafayı bulduğumda aklıma, verilen kayıplar ve arkadaşlıklar düşüyor.
And still proud of it no matter what his circumstances may be now.
Ve hala gurur duyuyorum, şu anki durumu ne olursa olsun.
My friend and I are rather proud of it.
Arkadaşımla hayli gurur duyuyoruz.
Yes, I did, and I'm proud of it.
Evet, ben boğdum, ve bununla gurur duyuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]