And the baby перевод на турецкий
6,500 параллельный перевод
It was your mother who helped Adalind and the baby escape the royals.
Adalind'le bebeğin kraliyetten kaçmasına yardım eden senin annendi.
Adalind and the baby barely escaped Europe.
Adalind ve bebeği Avrupa'dan zor kaçtı.
- Charlotte and the baby- - I...
Charlotte ve bebek... Benim...
And the baby?
Güzel. Peki ya bebek?
I don't want to ruin things for lola and the baby.
Lola ve bebek için işleri mahvetmek istemiyorum.
These secret visits to your son... and the baby that I lost...
Oğluna gizli gizli gitmelerin... benim bebeğimi kaybetmem...
Rachael and the baby are safe.
Rachael ve bebek güvende.
And the baby and I have never felt better.
Bebek ve ben kendimizi çok iyi hissediyoruz.
It's just... me and the baby.
Sadece ben ve bebek var.
There's nothing more important than you and the baby... And I would do anything to keep you both safe.
Senden ve bebekten daha önemli bir şey yok... ve her ikinizin güvenliği için de her şeyi yapabilirim.
And the reason i know this is Because i've had this since i was a baby.
Bunu biliyorum çünkü bunu bebekliğimden beri yanımda taşıyorum.
Give her the baby, and let's go.
Bebeği verip buradan gidelim.
No way am I leaving the baby and her behind.
Kızı ve bebeği bırakıp hiçbir yere gitmiyorum.
You stay with the baby and Murphy until we get back.
Sen biz geri gelene kadar Murphy ve bebekle kal.
And the one on your back, baby.
Sırtındakini de göstersene aşkım.
I've got this neuroblastoma on this baby, and the mom got really overreactive, and so I-I had to reassure her.
Bebeğin nöroblastoma ameliyatına gireceğim. Annesi aşırı tepki verdi. Ben de onu sakinleştirmeye çalıştım.
Laurie and I should put that on the baby name list.
Laurie'yle, bebek için isim listemize ekleyebiliriz.
And then I just start thinking about the baby and how you were gonna let me give it to this couple that had all these problems when you knew how much it meant to me for her to go to a stable family.
Ve sonra bebeği düşünüyorum. Ve onu bir sürü problemleri olan bu ebeveynlere vermeme nasıl izin vereceğini. Bunu ne kadar önemsediğimi bile bile...
You're gonna be able to count on me, and this little baby's gonna count on me, and I'm gonna be... I'm gonna be the most amazing dad you've ever seen.
Bana güveneceksin, bu küçük bebek de bana güvenecek ve ben gördüğün en harika baba olacağım.
And the risks are having this baby could kill me.
Buradaki risk, bebeğimin beni öldürmesi.
With you at work and then the fellowship, how do we have time for a new baby? How?
Sen sürekli çalışıp ihtisas yaparsan bebeğimize nasıl vakit ayıracağız?
" The woodchuck mom and her baby finished their cocoa
"Anne dağ sıçanı ve yavrusu kakaolarını bitirdiler..."
I know, baby, but the deposition was like, 200 pages long and the copier was, well, evil.
Biliyorum bebeğim, ama ifade için 200 sayfa evrak gerekiyor ve fotokopi makinesi bir bela.
Um, excuse me, I'd just like to understand why our baby has been put on the high risk category and what we can do about it.
Neden bizim bebeğimiz yüksek risk sınıfına giriyor ve biz bu konuda ne yapabiliriz.
Me and the girlfriend are trying for a baby - IVF, the works...
Kızarkadaşımla bir bebek için uğraşıyoruz.Tüp bebek, işler...
OK, look, I got sent down and that was my own stupid fault, and you said it would happen and it did, so I don't blame you for moving on, for wanting a baby and a life and all the normal things normal people have, but did it have to be with our Craig?
Bak okuldan atıldım ve bu benim kişisel hatamdı, bunun olacağını söyledin ve oldu, bu nedenle normal insanlar gibi çocuk yapmak, hayat yaşamak istediğin ve ilerlediğin için seni suçlamadım ama bunu bizim Craig ile yapmak zorunda mıydın?
Well, the woman who took me and my baby to Nick's house was Nick's mother, and she definitely had her head.
Beni ve bebeğimi Nick'in evine götüren kadın Nick'in annesiydi ama... ve kafası da gayet yerindeydi.
I-I didn't want the baby, and I panicked, and I am so sorry.
Bebeği istemedim, ve panikledim, çok üzgünüm.
My wife took the coin home, and we so want a baby, so we thought it's worth a try.
Karım eve o pullardan getirdi, ve biz de bebeğimiz olsun istiyoruz o yüzden denemeye değer diye düşündük.
Oi! So, uh... if I'm reading this right, this teenager's your son, and the new missing baby is... your granddaughter.
Doğru anlamışsam bu genç oğlunuz oluyor ve yeni kaybolan çocuk da torununuz oluyor.
Your own baby brother busts out of prison, and doesn't call you, the only person he's talked to in two years?
Küçük kardeşin hapishaneden kaçıyor, ve iki yıldır konuştuğu tek kişiyi aramıyor öyle mi?
I'm in, I've got him on the baby monitor, and you should have signal now, Harold.
Girdim. Onu bebek monitöründen izliyorum. Şu anda sinyali alıyor olman gerekiyor Harold.
And food to help aid In the baby's development.
Ve bebeğin gelişimine yardım edecek yiyecekler.
And what if something happens to the baby?
Peki ya bebeğe bir şey olursa?
Angus was there, on his knees, asking, and the word "Yes" just popped out of me like a baby.
Angus dizlerinin üzerine çöker çökmez birdenbire "Evet" deyiverdim.
Just give him the bag and don't move until I tell you, baby.
Ona çantayı ver ve ben sana diyene kadar hareket etme bebeğim.
! You forced my sister to lie to me and say my baby was going to the hospital just because I didn't show up in court?
- Sırf mahkemeye gelmedim diye kız kardeşimi, bebeğimin hastaneye gideceği yalanını söylemeye mi zorladınız?
Uh, granted, a lot of it may be transfer from the Dumpster, but so far we've got two perfumes, baby oil, carpet fibers and residue from champagne, vodka and mint liqueur.
Muhtemelen çoğu çöplükte bulaşmıştır. Ama şimdiye dek iki parfüm bebek yağı, halı lifleri ve şampanyadan gelen votka ve nane likörü çıktı.
When he shows up empty-handed, the baby snaps and...
Turelli de ona yeni bir oyuncak sözü vermiş. Ama eli boş gelince bebek çıldırıyor ve...
I just got the baby down, put a meat loaf in the oven, and we've got about 20 minutes to get busy before I have to pick up Joey from soccer practice.
Bebeği yeni uyuttum, rulo köfteyi fırına attım,... ve Joe'yu futbol kursundan almak için 20 dakikamız var.
The Cyrus Beene I know doesn't hide in his half-empty closet and wet his pants like a little bitch baby.
Benim tanıdığım Cyrus, böyle bahanelerin arkasına saklanıp pantolonuna işeyen bebeler gibi zırmalaz.
So if you could bring a newborn baby from the Rift Valley all those years ago to the 21st century and subject it to a 21st-century education, then there's no reason why it couldn't achieve anything that a modern child could achieve.
Bütün o yıllar önce Rift Vadi'sinde yeni doğmuş olan bir bebeği 21. yüzyıla getirip 21. yüzyıl eğitimine tabi tutsaydınız, modern bir çocuğun başarabileceği herhangi birşeyi başarmaması için hiçbir sebep yok.
And she knows without me, she can't have the baby.
Ve bensiz bebeği alamayacağını da biliyor.
The baby will let me know what he's drawn to and what disturbs him.
Bebek neyi sevip neyi sevmediğini bana söyler.
My doula says the baby and I will be able to communicate as long as we both keep our spirits open.
Danışmanım, ruhlarımızı açık tuttuğumuz sürece bebeğimle anlaşabileceğimizi söylüyor.
The baby's heartbeat is strong, Daisy, and you're progressing nicely.
Bebeğin kalp atışı güçlü ve gidişat çok iyi, Daisy.
Why couldn't Kathy take you and give me the baby?
Kathy neden seni alıp bebeği vermedi ki bana?
Brock Harmon barely tapped him in the face, and he screamed like a baby.
Brock Harmon bu adama neredeyse dokunmadı bile ama adam bebek gibi çığlık attı.
The baby is totally dependent on his mother and she dotes on him.
Bebek tamamen annesine muhtaçtır ve annesi de ona karşı çok hassastır.
Leaving Phil with a car salesman is like covering a baby goat in barbecue sauce and dropping it in the middle of the Serengeti.
Phil'i otomobil satıcısıyla tek bırakmak yavru bir keçiyi barbekü sosuna bulayıp Serengeti'nin orta yerine bırakmak gibi.
Hello and welcome to the eleventh Top Gear Special, which for once is actually being transmitted quite close to the birthday of baby Jesus.
Merhaba ve 11. Top Gear Özel Bölümü'ne hoş geldiniz. Sonunda ilk kez gerçekten Bebek İsa'nın doğum tarihine yakın bir tarihte yayındayız.
and then 7362
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and they lived happily ever after 23
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then i met you 29
and then she said 33
and then what 920
and then i 152
and then some 118
and then we 52
and they lived happily ever after 23
and then there's me 17
and then suddenly 99
and then you 113
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then we'll talk 37
and then he died 39
and then there's this 38
and then one day 206
and then all of a sudden 77
and then he just 17
and then i said 46
and then finally 32
and then i realized 60
and then we'll talk 37
and then he died 39
and then there's this 38
and then one day 206
and then all of a sudden 77
and then he just 17