Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / And then it's

And then it's перевод на турецкий

11,011 параллельный перевод
He's still wearing it, and will continue to unless he testifies. Then he takes it off.
Ama onu ifade vermeye çıkarırsan, o masumiyet yok olacak.
Then I'll turn back... back to Culloden, and fight till it's done.
Sonra da Culloden'a geri dönüp bu iş bitene kadar savaşacağım.
And then, suddenly, ships start blowing up, the Canterbury, the Donnager, it's got to be connected.
Sonra da aniden gemiler havaya uçmaya başladı. Bağlantıları olması gerekirdi. Canterbury, Donnager!
If you can look at yourself in the mirror, and still decide that you're gonna toss me into space, because I'm inconvenient to you then at least you can do me the respect of telling me that it's gonna happen.
Kendine aynada bakarak sana rahatsızlık verdiğim için beni uzaya fırlatmaya hâlâ kararlıysan hiç değilse bana saygı göstererek olacakları benimle paylaş.
And then you get used to it.
Ardından da alışıverirsin.
And then, suddenly ships start blowing up... The Canterbury, the Donnager... It's got to be connected.
Sonra da aniden gemiler havaya uçmaya başladı.
Just give it an up-shimmy and then pull it as hard as you can!
Ona biraz şımartın ve elinizden geldiğince çekin!
Yeah, but keep your thumb off the line, because, if you get a strike, it's gonna slice it right open, and you know what happens then?
Evet, ama parmağını misinadan uzak tutmalısın, Çünkü eğer balık vurursa, elini keser, Ve sonra ne olduğunu biliyor musun?
And then your cells will shit themselves, and then all your shit's gonna get mixed in with everyone else's shit till there's nothing left of you, and then that's it.
Hücrelerim de sıçacak. Sonra sıçtığın her şey, başkasının sıçtığıyla karışacak. Ta ki senden geriye hiçbir şey kalmayana dek.
It's gonna hurt just for a second, and then you're gonna be okay.
Bir anlığına acıtacak ama sonra iyileşeceksin.
I just gotta sleep here, and in the morning pick it up, and that's it, and then I'm outta here.
Şuraya kıvrılırım, ve sabahleyin toplarım,... hepsi bu, ve sonra buradan giderim.
It's the most incredible thing because when you're flying in, it's like this blue sky, and then the water's so blue.
Bu çok acayip bir şey çünkü uçtuğun zaman mavi gökyüzü gibi, ve dahası, suyun ziyade mavisi.
The way I see it, we can keep doin'this nickel and dime shit, maybe get away with a bit of it, then eventually get caught or clipped.
Gördüğüm kadarıyla, bu işi Nickel ve Dimed gibi yapmaya..... devam edeceğiz, belki ondan biraz sıvışabiliriz..... netice itibariyle yakalanır ve kırpılır.
You know, people that know how to push your buttons and shit, and then there's special people that just know, they just fuckin'know how to take ya to that place where you're fuckin way over the line, and she just does that, man, and it's like she...
Biliyorsun, hani senin bam telini bilen insanlar vardır ve sonra onun özel biri olduğunu bilirsin seni kahrolası bir yolun kenarından kendilerine nasıl çekeceklerini bilirler ve o da öyle yaptı, adamım o öyle- -
In a couple of days, they're gonna be rotting'anyway, and then it's too late, but don't do'em any favors.
Bir kaç gün içinde, herhalükârda çürüyecekler..... ve sonra çok geç olacak, ama onlara iyilik de yapmıyoruz.
Colonel Robert Sikes, missing in action, presumed dead, wife deceased, son deceased, and then it's a laundry list of medals.
Aksiyonda kaybolmuş, ölü olduğu varsayılıyor karısı ve oğlu ölmüş ve madalyalardan oluşan upuzun bir liste var.
That said, on the list of people on this island who are most concerned with seeing that fort restored, there is everyone else, and then there is one name that's... that's way at the top of it.
Bununla birlikte, bu adada hisarın onarımını görmeyi en çok isteyenler kişilerin listesinde, herkes var ve bir isim daha var o, listenin en başında.
It's $ 13,000 for the lawyer, and then there's another $ 4,000 for the dealer, and...
Avukat için 13 bin. Ve torbacı için dört bin daha var ve...
It was God's will that I do so, and since then, His hand has ever been with us.
Yaptığım Tanrı'nın iradesiydi ve bu yüzden o zamandır elini üzerimizden hiç çekmedi.
It allows you to look at things, slow down, think about what's out of place, and then fill in the blanks.
Yavaşlayıp sakin kafayla incelemeni sağlar sakil görünen şeyleri bulup boşlukları doldurmanı sağlar.
But it's embarrassing'cause you walk out of the store, the alarm goes off, and then you have to put that show on to make sure.
Ama durum çok utanç vericidir. " " çünkü siz mağazadan çıkarken alarm ötmüştür. " " Rezil olmamak için şov yapmak zorunda kalırsınız. "
I heard it during the Gauntlet and then again tonight.
Eldiven sırasında duydum ve bu akşam da tekrar duydum.
And if it protrudes, like this one... then it's called proud.
Ve eğer bunun gibi çıkıntılık yapsaydı o zaman kibirli denirdi.
It's when everyone around you thinks they know who you are and they try to lay claim to you and... Then you're trapped.
İnsanların arasındayken seni tanıdıklarını sanırlar ve sana sahip olmak isterler sonra kapana kısılırsın.
And then the next minute, it's another thing.
Sonra başka bir şey.
If I try to take it out of her and I don't use anesthetic then she could die of shock.
Bebeği almaya çalışırken anestetik kullanmazsam şoka girer ve ölür.
We'll need to insert this tube into Annabel's nose and then run it down into her stomach to begin suctioning, okay?
Bu tüpü Annabel'in burnuna sokmamız gerekecek. Daha sonra tüpü, aspirasyon için karnına indireceğiz.
And I just keep circling, and... and then, I-I don't see the knife until it's too late.
Turlayıp duruyorum ve sonra bıçağı görüyorum ama her şey için çok geç oluyor.
You think your life's never gonna change, and then one day it just does.
Hayatının hiç değişmeyeceğini düşünürsün, ve bir gün bakmışsın değişmiş.
Tell him he can watch his cartoons for 30 minutes and then it's your turn.
Otuz dakikalığına çizgi film izlesin sonra senin sıran olsun.
I then showed Detectives Lange and Vannatter what I had observed and, in discussing the situation, we became concerned that it was possible Mr. Simpson himself might also be in danger.
Sonra ne bulduğumu Dedektif Lange ve Vannatter'a gösterdim ve durumu tartışırken, Bay Simpson'un da tehlikede olabileceğini düşündük.
And then place it at Mr. Simpson's home, so that you could find it?
Sonra da orada bulabilmeniz için Bay Simpson'un evine yerleştirmişsinizdir.
Then he's next to my room, and it's larger.
Hemen benim yanımdaki odada olur ve o oda daha geniş.
- I said that ii everything goes like it's been going, the designs we just submitted will be handed back to us and they're gonna want changes again and then the things they just asked for in the previous round, they're gonna ask to change,
Her şey bu şekilde devam ederse teslim ettiğimiz tasarımları bize iade edecekler ve önceki görüşmede istedikleri şeyleri yine değiştirmemizi isteyecekler.
Then it comes out and it's part of the world.
Sonra ortaya çıkar, ve dünyanın bir parçası olur.
Then this kid walks in, no shoes on, and says, "It's done".
Yalınayak bir çocuk gelmiş ve "Bitti." demişti.
I know it's crowded in there and they're not very considerate guests and they took my mouse and then they took my keyboard and then they took the whole computer.
İçerinin kalabalık olduğunun farkındayım, çok da düşünceli misafirler değillermiş mouse'umu aldılar, sonra klavyemi ardından da tüm bilgilerimi götürdüler.
God knows, so then I had to do it again, cos it was still alive, and then... - seemed all right after that.
Sonra bir kere daha vurmak zorunda kaldım çünkü daha ölmemişti, sonra da bir sıkıntı kalmadı.
I was thinking about killing you and throwing your body outside to use as a decoy, but then I realized, all this time you've been thinking it's you two against me.
Seni öldürmeyi ve vücudunu dışarıya atmayı düşünüyordum. Bir yem olarak kullanmak için, ama sonra fark ettim ki, Bütün bunları düşünüyorsun
It was a bullshit story then, and it's no less a bullshit story now.
Bu, o zamanlar saçma bir hikayeydi. Hala da saçma bir hikaye.
It's just, I waited 15 years to get my life back, and then I got a job, I got a boyfriend, but then the world was like, "Psych!"
Hayatımı geri almak için 15 yıl bekledim sonra iş buldum, sevgilim oldu. ama dünya sonra, "Psik!" gibi oldu.
And then what happens is, there's a hard part and then it gets better.
ve sonra ne olur, zor bir durum ve sonra daha iyi olacaksın.
I should have just said it gets better and then that's it, but...
Ben sadece daha iyi olacağını söylemeliydim Ve sonra hepsi bu...
Oh, okay, then they're geniuses and I just don't get it?
İyi o zaman sen süper akıllısın bense hiçbir şey anlamıyorum öyle mi?
- Okay, but sometimes, even then, the agent and manager explain it, and then, you gotta tell us now, because this film, the way we're gonna shoot's gonna be very verite.
Tamam ama bazen öyleyken bile repetitör ve menajer durumu anlatıyor ve sonra... Bize şimdi söylemelisin çünkü bu filmi çekeceğimiz tarz oldukça vérité tarzı olacak.
It's when a straight dude rolls in to prison and gets his ass fucked, then becomes a girl.
Heteroseksüel bir adamın hapse girdikten sonra götünü siktirtip kız olmasına denir.
And, sometimes, there's thousands of them, and if the first one loses ground, then it's over.
Ve bazen onlardan binlerce oluyor en önde olan boğulursa, bitiyor.
You barely said thank you and then you tried to ditch it.
Zar zor teşekkür ettin ve sonra da başından savmaya çalışıyorsun.
Last six weeks, you had planning seventh period, so it was easy for us to sneak around it was fun, but now you've got a class seventh, we don't get to hang till after work, and then it all has to be arranged.
Geçtiğimiz altı hafta, yedi dönem planlıyordun yani bizim için etrafta dolaşmak kolaydı eğlenceliydi ama şimdi yedinci sınıf var işten sonra takılamıyoruz ve sonra hepsinin düzenlenmiş olması lazım.
I mean, if she's into motocross, and motocross is Ray's thing, then I should just make it my thing.
Yani eğer motokrosa giriyorsa ve motokros Ray'ın yaptığı şey ise o zaman bende bunu kendi şeyim yapmalıyım.
And then just watch as those donations pour in when you tell them it's the same toy your dear dead daddy killed himself with.
Sonra da insanlara, sevgili ölü babanın kendisini onunla öldürdüğünü söylediğinde, bak bakalım, nasıl oluk oluk bağış akacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]