And when you do перевод на турецкий
4,724 параллельный перевод
And when you do, I will bury you deeper than the pharaohs of old.
Ve öyle yaptığında, seni firavunlardan bile derine gömeceğim.
All right, when you do get back to camp, you find Major Tallmadge, tell him you're a nob, and then tell him "Genevieve."
Pekalâ kampa gittiğim zaman Binbaşı Tallmadge'i bul ve bir züppe olduğunu söyle sonra da "Genevieve" de.
Look, I'll get you your chance to get out of here, and when I do, take it.
Dinle, buradan çıkmanız için size fırsat sunacağım, bunu yaptığımda kaçın.
And when it had to do with Scottie, you gave me a big speech about trust, about how I had to trust you had rational reasons for what you were doing.
- Evet, kesinlikle yaptık. Ve konu Scottie'ye gelince, bana güvenle ilgili, akılcı kararlarına nasıl saygı göstermem gerektiği konusunda büyük bir konuşma yapmıştın.
Do you remember that one time when our regular maid was sick and you came over and cleaned my toilets?
Hatırlıyor musun, bir defasında bizim hizmetçimiz hastalanmıştı sen de gelip tuvaletlerimizi temizlemiştin?
Oh, yeah, do you remember when you went on birth control and my parents called you a slut?
Doğum kontrolüne gittiğini ve ailemin seni sürtük diye çağırdığını hatırlıyor musun?
But then, when we're apart, all I do is think about being with you and it's driving me freakin'nuts!
Ancak ayrı olduğumuzda yalnızca seninle birlikte olmayı düşünüyorum ve bu da beni deli ediyor!
I think when you... when you love someone... and they're the first thing you think about when you wake up in the morning and the last thing you think about when you go to bed at night, it's the very least you can do... is to learn their language.
Birini seviyorsan ve sabah uyandığında ilk aklına gelen ve yatmadan önce düşündüğün son şey de oysa en azından dilini öğrenebilirsin.
But I stayed home raising our family and supporting your career for all those years, and when it was your turn, you couldn't do that for me.
Ama ben evde kalıp ailemizi yetiştirirken ve onca yıl kariyerini desteklerken sıra bana geldiğinde sen bana aynı şeyi yapmadın.
No, but it is my business, when your children are dying and I seem to care more about stopping it than you do.
Evet ama çocuklarınızın ölmesi beni ilgilendirir ve anlaşılan buna son vermeyi sizden çok umursuyorum.
So, when we were there, do you recall a cab ride and a drive-up chapel?
Oradayken, taksiye atlayıp, kiliseye gittiğimiz zamanı hatırladın mı?
And when I do, you better not go crying to your boyfriend.
Ve kazandığımda, sevgiline gidip ağlamasan iyi edersin.
Remember when we first started and I told you sometimes you might have to do some things off the books?
İlk zamanlarımızı hatırlıyor musun? Bazı şeylerin kanunların dışında da dönebileceğini sana söylemiştim.
When you and Linda go out in the car together, do you always drive?
Linda ve sen arabayla dışarı çıktığınızda, her zaman sen mi sürersin?
And when do you meet your destiny?
Kaderinle ne zaman tanışacaksın?
And not one sick child. And you have an I.P.O. on Friday, and if this suit appears in the Journal that morning, what do you think the stock price is gonna be when they ring that bell?
Sizin de Cuma günü halka arzınız var ve bu dava o sabah Journal'de yayınlanırsa sizce o zili çaldıklarında hisse bedelleri ne olacak dersiniz?
And you'll inform me when you do?
- Bulduğunuzda bana haber vereceksiniz.
When someone's tapped in that deep, and they tell you to do something terrible... whatever... it's not a choice.
İçinde dağıldığı zaman ona kötü şeyler yapmasını söyleyen insanlar olmuş... Bu bir seçim değil.
Listen, man, I just want you to know why I'm doing it, and I would never do it when I'm working.
Sadece neden yaptığımı bilmeni istedim. - Çalışırken asla kullanmam.
And when that didn't work out for you, the only thing left for you to do was get revenge.
Onu yapamayınca, geriye bir tek intikam almak kaldı.
And what do you think would happen when you prance out of here with your red hair and your muckle size wearing Fraser colors?
Peki iri cüssen ve kızıl saçlarınla Fraser renklerini kuşanıp havalı havalı yürüyünce ne olacağını sanıyorsun?
You two were in a heated conversation when we picked you up, and that had nothing to do with this.
Şimdi şunu düzgünce bir anlayalım. Sizi oradan aldığımızda hararetli bir tartışmanın içindeydiniz ve onun, bu konuyla hiçbir ilgisi yok.
When you do what you and I do as fiercely as we do it, you need somebody that's willing to stay home and keep the home fires burning.
Mesleğine bizim kadar bağlı olan insanların evle ilgilenip, yuvanın sıcak kalmasını sağlayacak kişilere ihtiyacı vardır.
Do you think Abe will stay quiet when he hears the drums beat and the trumpets sound?
Sence Abe, davulların vuruşunu ve borazanların sesini duyduğunda sessiz kalacak mı?
Remember that time when we crashed through the doors and we had our guns and you went, "I didn't do it!"
- Kapına geldik silahlarımızı üzerine doğrulttuk ve sen "ben yapmadım" dedin.
When people die, and you see them again in heaven, do they look exactly the same?
İnsanlar öldüğünde, ve onları cennette yeniden gördüğümüzde aynı görünecekler mi?
When are you going to realize that I love you, and I'll do anything for you?
Sana aşık olduğumu ne zaman idrak edeceksin? ve senin için herşeyi göze alacağımı?
Since when do you pay attention to what tony builds and where?
Sadece orada bulundum diyelim.
And it's gonna be hard and weird and, you know, uncomfortable and complicated, but we need to figure it out, and we need to do it soon, because when she comes out, we gotta at least pretend that we know what we're doing.
Ve bu gitgide zor ve garip ve anlarsın ya rahatsız ve karışık olacak ama bir çaresine bakacağız ve çok yakında yapmalıyız... Çünkü bu dışarı çıktığında en azından n'aptığımızı biliyor gibi davranmalıyız.
Do you remember when I was 13 and I asked you for advice on kissing a boy?
13 yaşındayken bir çocuğu öpme ile ilgili tavsiye istediğimi hatırlıyor musun?
When you start throwing chairs across the room and using unacceptable language... and, you see, we do have a responsibility to protect the other children.
Sınıfın bir köşesinden öbürüne sandalye fırlatman ve tasvip etmediğim bir dil kullanman ve biliyorsun ki biz, diğer çocukları da korumakla sorumluyuz.
I bowled a strike once when I was a little girl and it seems to me if you can do it once, then you should be able to do it 12 times in a row, which would be a perfect game.
Küçük bir kızken bir keresinde hepsini indirmiştim. Bir kere yapabiliyorsan, aynı şeyi art arda 12 kez yapabilmelisin diye düşünüyorum. Ki bu da mükemmel oyun oluyor.
Why do you come here and remind me of a time in my life when I made a-tons of money doing a-what I love?
Neden buraya gelip bana hayatımın, sevdiğim işi yaparak tonlarca para kaldırdığım zamanını hatırlatıyorsun?
This is your fantasy, and, you know, I thought in my, you know... when I read it, in your fantasy, she wanted to do it.
Bu senin fantezin. Okurken bana kendisi yapmak istiyor gibi gelmişti.
And do people ever punch you in the face when you do that?
- Peki insanlar güldüğünde suratına geçiriyorlar mı? - Daha geçiren olmadı.
When Van Doort wrote the inventory for Charles I, he recorded every painting and said whether it was lit from the left or the right - which you just don't even do now, this we're so used to electric light
Charles'ın envanterini kayıt altına alırken her bir resim için, ışığın nereden geldiğini kaydetti. Soldan, sağdan. Bunu artık yapmıyoruz.
But when you actually put it in its original place - and we did this a couple of years ago - switch off all the electric lights, which always takes a bit of persuading to do.
Bu resmi orijinal yerine astığınızı düşünün. Birkaç yıl önce yaptık bunu. Etrafı ikna etmek zor olsa da, bütün elektrik ışıklarını kapatın.
I mean, if this was a palace, for instance - and we can try it when we go to a banqueting hall - and switch off all the lights - how much light do you get from the windows bouncing off the floor and illuminating the ceiling?
Burası bir saray olsaydı yemek odasına gidip tüm ışıkları kapatırdık. Böylece, hangi miktarda ışığın pencereden girip zeminden yansıyarak tavanı aydınlattığını görebilirdik.
And I know you are because when that happens, when a man grabs you, puts his hands on you, you do not forget it.
Söylediğinizi biliyorum çünkü ne zaman böyle bir şey olsa, erkek kadını çekiştirse, kadına el uzatsa, kadın bunu asla unutamaz.
Oh, and F.Y.I... when you stick your hand into my panties, another thing that I just don't do anymore is wax.
Ve bilgin olsun artık pantolonuma elini daldırdığında bulacağın tek şey ağdasız bir alan olacak.
Oh, the man doesn't do requests. And, listen, when we get in there, no matter what you do, don't look him in the eye.
Dinle, oraya girdiğimizde her ne olursa olsun, sakın gözünün içine bakma.
And you know what I'm gonna do when I go in there?
Oraya gidince ne yapacağım biliyor musun?
Call me when you do and I will live vicariously through you.
Aldığında söyle ben de telefonda senin aracılığınla o tadı tadayım.
But when you're watching "Pretty Woman," do you... imagine Sabrina and I as the main characters, And then we went shopping in Beverly Hills together and met Hector Elizondo? !
Ama Pretty Woman'ı izlerken Sabrina ve kendimi başroller yerine koyup Beverly Hills'e alışverişe gidip Hector Elizondo'yla tanışıyoruz!
Your mom spent every ounce of her energy when she wasn't taking care of you or your sister, making this dream happen for you and other kids like you. Do you get that?
Annen seninle ve kardeşinle ilgilenemezken enerjisinin her bir parçasını sen ve senin gibi çocukların hayalini gerçekleştirmek için harcadı.
I'm surprised you didn't try and shag him, it's what you normally do when you're in a corner.
Onunla sevişmemene şaşırdım, köşeye sıkıştığın zaman normalde yaptığın bu.
The vibrancy of New York City street life infuses everything that we do, and you really feel it when you're out on the streets.
New York'un canlılığı, sokak yaşamı yaptığımız her şeye ilham veriyor ve sokaklara çıktığınızda, bunu gerçekten hissediyorsunuz.
O Cesar... we hear you! When you say'Venom of the Serpent', and'The claws of the Lion', we do not understood.
Sezar sizi dinliyoruz ama yılan zehri ve aslan pençesiyle ne demek istediğinizi anlayamadık.
When you start talking to her, there's three things you need to do... one, establish a connection, two, break the touch barrier, and three, sexualize the conversation.
Onunla konuşurken yapman gereken 3 şey vardır. Bir : Aranızda bağlantı kur.
And what are you gonna do when Keller double-crosses us?
Keller bize ihanet ettiği zaman ne yapacaksın?
Only you are young once to go out and do things that people want to have done when they are too old to do them.
Yalnızca bir kez genç olacaksın, dışarı çık ve insanların yaşlanmadan yapmış olmayı isteyecekleri şeyleri yap çünkü hayat bundan ibarettir.
and when you wake up 22
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when i woke up 67
and when it does 101
and when the time is right 21
and when i get back 43
and when they do 156
and when i do 162
and when that day comes 25
and when i'm done 29
and when the time comes 38
and when i woke up 67
and when it does 101
and when the time is right 21
and when i get back 43
and when they do 156