Any trouble перевод на турецкий
4,079 параллельный перевод
I hope they're okay and not causing any trouble down there.
Umarım orada iyilerdir ve sorun çıkarmazlar.
If you have any trouble, ask the Asian.
Sıkıntı yaşarsan Asyalıya sor.
Don't make any trouble.
Sorun çıkarma.
So in case of any trouble, I'll know what you know.
Herhangi bir sorun olması durumunda, ne biliyorsanız ben de bileceğim.
Do you ever have any trouble around your neighborhood on Halloween?
Mahallende cadılar bayramıyla ilgili hiç sıkıntı yaşadın mı?
- I won't have any trouble shutting them out.
Bir sıkıntıya yol açmam, sayı kaptırmam onlara. Sayı yaptırmaz mısın?
It's gonna be a slow day, so you shouldn't have any trouble.
Çok yoğun bir gün olmayacak o yüzden sorunla karşılaşmazsın.
Stick to the road, and you won't have any trouble.
Yola çık ve beladan uzak dur.
Go rot in there, you bastard. He give you any trouble?
Çürü içeride, piç kurusu.
Because we were in a hurry... we listened to what the Shaman said. Do you really think there won't be any trouble?
Zamanımız yok diye Şaman'ın dediklerini yaptık ama başımıza bela falan açmayız değil mi?
We don't want any trouble.
Bela istemiyoruz.
I don't want any trouble.
Başıma bela almak istemiyorum.
I don't want any trouble.
Sorun çıksın istemiyorum.
Any trouble, fights that he got into, anything you know of?
Belaya bulaşma, kavga etme veya onun gibi şeyler?
Honestly, I don't want to put anyone to any trouble.
Açıkçası kimseye zahmet vermek istemem.
We don't want any trouble, ok?
Sorun istemiyoruz, tamam mı?
So did you... did you have any trouble getting here? ( Elevator bell dings )
Kolay gelebildin mi?
Did you have any trouble finding Rudolph?
Rudolph'u bulmakta zorlandın mı?
If we cause any trouble on top of that, it will be totally over.
Eğer bunun üstüne biz de olay çıkartırsak, tamamen biter.
Since you should not cause any trouble for now, take the lesson.
Şimdilik herhangi bir olaya neden olmadığına göre, derse gir.
He's not in any trouble, is he?
Başı belâda falan değil umarım.
She's not going to cause any trouble.
Bir sorun çıkarmasın diye.
I don't want any trouble, do you understand?
Belâ istemiyorum, anladın mı?
I don't want to put you to any trouble.
Seni hiç sıkıntıya sokmak istemem.
Did you see any trouble out on the road?
Yolda bir kargaşa gördün mü?
We don't want any trouble.
Biz herhangi bir sorun istemiyoruz.
Are you sure you won't get into any trouble?
Sıkıntı yaşamayacağına emin misin?
I don't want any trouble.
Bela istemiyorum.
So, if you get in any trouble... - OK.
Bir sorun olursa...
- Look, man, I don't want any trouble.
- Bak, sorun istemiyorum.
I'm sorry, I don't want any trouble.
Özür dilerim, başıma dert almak istemem.
I don't want any trouble.
Başıma bela aramıyorum.
Yeah, well, any time you have any trouble, you know who to call, except it's not going to be cheap.
Evet, ne zaman başınız belaya girerse, kimi aramayacağınızı biliyorsunuz, ucuz olmaması dışında tabi.
You get any trouble from these two again, you tell Crazy Joe, okay?
Bu ikisi tekrar size musallat olursa Çılgın Joey'e haber verin, tamam mı?
Look, we don't want any trouble.
Bakın, biz bela aramıyoruz.
I won't be any trouble.
- Sorun çıkarmam.
I don't want to get any trouble.
Belaya bulaşmak istemiyorum.
Any trouble?
- Bir sorun oldu mu?
Hey, man, we don't want any trouble.
Dostum, problem istemiyoruz.
They weren't causing any trouble.
Sorun çıkarmıyorlardı.
You know you're not in any trouble.
Başının belada olmadığını bil.
She's not in any trouble, is she?
Başı belada değil, değil mi?
I don't want any more trouble.
Daha fazla sorun istemiyorum.
It won't have any trouble eating yours.
Seninkini emerken de bir sorun yaşamayacaktır.
Fair warning... any case that I'm having trouble cracking, I'll be calling you for advice.
Çözmekte zorlandığım bir dava olursa, tavsiyelerin için ararım.
There won't be any more trouble.
Başka bir sorun olmayacak.
I mean, we wouldn't want anybody to think that there was any sort of trouble with your marriage.
Yani, kimsenin senin evliliğinde bir sorun olduğunu düşünmesini istemeyiz.
I don't want to cause you any more trouble.
Sana daha fazla sorun çıkarmak istemiyorum.
You're not in any kind of trouble, Mr. McMullen.
Başınız belada değil, Bay McMullen.
He's gotta go, Vince is here to meet Cooney, the deal is in trouble, he will be here any minute.
Gitsin, Vince Cooney ile buluşmaya geldi, anlaşma sallantıda, her an gelebilir.
If you have any more trouble, come straight to me. No need for thanks. Straight cash will do!
Herhangi bir sorun yaşarsanız, bana bir kere seslenmeniz kafi.
trouble 384
troubles 23
troubled 43
trouble in paradise 72
trouble sleeping 18
trouble is 153
trouble at home 19
any time now 37
any time 435
any time you like 18
troubles 23
troubled 43
trouble in paradise 72
trouble sleeping 18
trouble is 153
trouble at home 19
any time now 37
any time 435
any time you like 18