Apparently so перевод на турецкий
1,012 параллельный перевод
Yes, apparently so.
Evet, öyle görünüyor.
- Apparently so.
- Sanırım evet.
Apparently so.
- Anlaşılan öyle.
And I answered, "Well yes, apparently so according to the information."
Sonra dedim ki demek haberler bu yönde.
Apparently so.
- Öyle gözüküyor.
Apparently so, sir.
Öyle gözüküyor, efendim.
- Apparently so.
- Görünüşe göre öyle.
Apparently so.
-... kaybetmiştim.
Yes, apparently so.
- Öyle görünüyor.
Apparently so, Captain, but our initial scans didn't indicate tectonic activity of anywhere near that magnitude.
Öyle görünüyor, Kaptan, fakat yaptığımız taramalar sonucunda herhangi bir tektonik hareket tespit etmedik.
- Apparently so. Out-of-control, mind-Numbing, self-destructive fun.
Kontrol dışılık ve uyuşmuşluk, Akıllara zarar bir eğlence...
- Well, apparently so.
- Öyle görünüyor.
Yes, apparently so.
Evet, anlaşılıyor.
Apparently so.
Belli oluyor.
So they're apparently normal children with these exceptions :
Öyleyse şu istisnalar hariç hepsi normal çocuklar :
Apparently, our children get along well. So should we.
Madem çocuklarımız birbirlerinden hoşlanıyorlar, biz de onları örnek alalım.
It apparently happened very quickly, so the killer must have been a swordsman of considerable skill.
Görünüşe göre olay çok çabuk olmuş..... yani bunu yapan adam hatırı sayılır bir kılıç ustasıymış.
So apparently was his mother when she taught him.
Görünüşe bakılırsa, ona bunu öğreten kişi, annesi.
Apparently so.
Öyle görünüyor.
I'm Milos Hrma, I've tried to commit suicide because apparently I'm suffering from premature ejaculation, but that's really not so, even though all the time
Adım Milos Hrma. İntihara kalkıştım çünkü görünüşe göre erken boşalmadan acı çekiyorum ama devamlı olmasına rağmen çok acı çekmiyorum.
Apparently, Captain, so are we.
Öyleydi, Kaptan, şimdi bizde oradayız.
So have I. Apparently, the Preservers account for a number of them.
Sanırım Muhafaza edenlerden bazıları da buna dâhil.
Apparently, or so they tell me, he's so happy he hasn't felt the need to address himself to anyone for two weeks.
Görünüşte, ya da bana söylediklerine göre çok mutlu... İki haftadan beri kimseyle konuşma ihtiyacı hissetmemiş.
So appointed, apparently, as I was the only man in this camp who owned a clean white shirt.
Muhtemelen bu göreve kampta temiz bir beyaz gömleği olan tek kişi olduğum için atandım.
That makes him the most defenseless snake in the world so apparently, Mother Nature has played a nasty trick on him.
İşte bu, onu dünyadaki en savunmasız yılan yapar yani görünüşe göre, Tabiat Ana ona kötü bir oyun oynamış.
Apparently all the trains in Germany have had long delays, so I'm sure she must have missed her connection. Oh! What about the Munich train?
Anlaşılan Almanya'daki bütün trenler uzun rötarlar yapmış kızınız aktarmayı kaçırmış olmalı.
Apparently, the fbi has something on her folks, so they got picked up.
FBI ailesi hakkında bir şeyler bulmuş, hemen onu da göz altına almışlar.
- I think so, apparently she goes to work
- Sanırım, görünüşe göre işe gidiyordu
So, apparently, is Peter McCord.
Peter McCord'ın aldığı gibi.
Apparently, the chips were so unstable... that reprogramming occurred immediately.
Görünüşe göre, çipler son derece kararsızmış ve yeniden programlanmaya yol açmışlar.
Apparently, attacks so close to the source of.... in the case of a virgin, untapped sexual potency... is what the woman vampire needs to retain her youth and beauty.
Belli ki, bakirin kullanılmamış cinsel potansiyel kaynağına yakın ısırıyorlar Böylece dişi vampir gençliğini ve güzelliğini tazeleyebiliyor.
Her husband, but apparently does not like far, so I returned to the yacht.
Fakat benden pek fazla hoşlanmadı, bunun üzerine tekneme geri döndüm.
Apparently, he's quite smart enough to do so.
Anlaşılan, o şantaj yapabilecek kadar kurnaz biri.
Apparently, one of'em didn't like him so much.
Belli ki, içlerinden biri onu pek sevmemiş.
Well, apparently, I'm is navigator so I guess that means me.
Şey, anlaşılan kalması gereken tek navigatör benim galiba.
So far there have been few clues to the identity of the killer... who is believed to be of middle age and probably an apparently normal person. A typical citizen above suspicion... although his behaviour pattern displays evidence of a dreadful mental condition.
Şimdiye kadar katilin kimliğini hakkında net bilgi olmamasına ve işlediği cinayetlerin faili, her ne kadar korkunç bir psikoloji içinde olduğunu göstermesine rağmen, katilin tahminlerin aksine Orta yaşlarda ve oldukça sıradan görünümlü bir vatandaş olabileceğinden şüpheleniliyor.
You see, Joanna's, uh, cousin Gitte... is apparently a rather large woman so she needs two seats.
Joanna'nın kuzeni Gitte biraz iri bir kadın ve iki kişilik yer lazım.
- Go on. - So they went out a few times but, apparently, when the fellow returned home he discovered that the Benes tattoo does not wash off so easily.
- Ve bir kaç kez dışarı çıkmışlar... ama, anlaşılan, adam eve döndüğünde Benes dövmesinin çok da kolay çıkmadığını farketmiş.
Apparently, um, they built it and then they realized it was really very harsh as a corner, as a structure, so they made a sculpture out of it.
anlaşılan, bu kısmı önce inşa etmişler, ardından yapı olarak çok sert olduğunu fark edip bu şekilde işlemişler.
Oh, because apparently, the churches are supposed to be completely in relation with their, uh... Oh, actually, the spot is - has something to do with the actual, uh, importance of that, of that place, so it had to be in a particular landscape, but regardless of, uh, if it's beautiful or not, it was more based on where the actual energy of that place is.
ah, çünkü kiliselerin bulundukları konum ile, eee... şey, aslında, bulundukları yer- - açıkçası önemli, dolayısıyla özel bir noktada bulunmalı, ancak bu özellik güzel olup olmamasıyla ilgili değil, daha çok bulunduğu bu konumun enerjisiyle ilgili.
He has told the story apparently, But I wasn't listening obviously, so I wasn't translating.
kendisi hikâyeyi olduğu gibi anlatmış, ama açıkçası ben dinlemiyordum, dolayısıyla tercüme edemedim.
So apparently, adoption leads to serial killing.
Evlat verilmek seri katil olmakla sonuçlanıyor.
Look, apparently, the killer can find me anywhere, and can look like anyone, so...
Bak, görünüyor ki, katil beni her yerde bulabilir ve herkese benzeyebilir, bu yüzden...
Apparently my help was not so good after all!
Anlaşılan yardımım çok da işe yaramamış!
Apparently, Cmdr Riker didn't think so.
Anlaşılan Yarbay Riker öyle düşünmüyor.
But he always seemed so severe, so cold, apparently.
O her zaman soğuk ve ciddi görünürdü.
Apparently, it's because we don't renew synapses after our 20s, so it's downhill from then on.
Zaman giderek hızlı akıyor. Yirmimizden sonra beyin hücrelerimiz.. .. yenilenmiyor, tepetaklak gidiyoruz.
Apparently his wife can't make it tonight so he has invited Senator Adler!
Arayan Belediye Başkanı'ydı. Görünüşe göre eşi bu gece gelemiyormuş o da Senatör Adler'i davet etmiş!
And red sand from this wind... hss flown ss far ss the south cosst of England apparently producing... showers so dense that they were mistaken for blood.
Bu rüzgarda oluşan kırmızı kum ta İngiltere'nin güney kıyılarına ulaşır. Ve anında yağış oluşturur. Bu yağışlar o kadar yoğundur ki bunu kan zannederler.
Apparently, it has a map on it, so we are faced with a real dilemma.
Görünüşe göre üzerinde bir harita varmış. Bu yüzden bir ikilemle karşı karşıyayız.
Well, you caught his frontal lobe, so apparently he'll live.
Bereket beyninin ön lobunu yakalamışsın, görünüşe göre yaşayacak.