As a reward перевод на турецкий
269 параллельный перевод
"As a reward you can work."
"Yaptığına karşılık seni işe alıyorum."
As a reward for my goodness.
İyiliğim karşılığında.
I bought him the loveliest little sweater as a reward.
Ödül olarak ona dünyanın en güzel süveterini aldım.
As long as I can remember, you've talked about giving the people their rights as if you could make them a present of liberty as a reward for services rendered.
Hatırlayabildiğim kadarıyla, insanlara haklarını sağlamaktan bahsederken... Sanki verecekleri hizmetlerin karşılığında onlara bir özgürlük hediyesi sunabilirmişsin gibi!
As a reward, they get a copy... of Germany's bestseller.
Ödül olarak Almanların çok satan kitaplarından birinin sahibi olurlar.
As a reward, you'll have no radio for the rest of the week.
Ödül olarak bu hafta radyo dinlemeyeceksin.
In fact, we're willing to pay out as much as 25 % of the money as a reward.
Ve hatta paranın yüzde yirmi beşini ödül olarak vermeyi düşünüyoruz.
The minister appreciates your work so much that he's thinking of inviting you to Kyoto as a reward.
Bakan senin işini çok takdir ediyor mükafat olarak seni Kyoto'ya davet etmek istediğini söyledi.
But as a reward, you may have whatever you want for lunch.
Ödül olarak, öğlen yemeğinde istediğinizi yiyebilirsiniz.
What did I ever do to get you as a reward?
Seni hak edecek ne yaptım ki?
As a reward to you for your great victory we shall not send him back to the galleys.
Büyük zaferin için sana ödül olarak onu gemilere yollamıyoruz. Onu sana köle veriyoruz.
Now, as a reward I'll give you any of these animals, except my crocodile.
Şimdi, ödül olarak sana timsahım hariç, bunlardan istediğini verebilirim.
Then as a reward I'll tell you who Saint Iala was
Ben de sana sonra ödül olarak San Aiale'nin kim olduğunu anlatırım! Değil mi profesör?
Look upon this assignment as a reward.
Bu görevi bir ödül olarak görün.
And when you find Hop Toad... give him 5 pieces of gold as a reward... for his entertaining jest.
Hop Toad'u bulduğunuzda da bu eğlenceli şakasından dolayı 5 altınla ödüllendirin.
As a reward for showing you the road, show me your handsome face.
Sana yolu gösterdiğim için, bana yakışıklı yüzünü göster.
As a reward for my brightest student I'm telling a story now. Write down.
En zeki öğrencime ödül olarak Bir hikaye anlatıyorum.
- Bravo, Julius Octopus, as a reward... you can have a pass to go to Rome and see the circus.
- Bravo, Julius Octopus, ödül olarak... Romaya gidip sirk izleyebilirsin.
who have studied it so that they almost know it from memory, and receive heavy salaries besides, as a reward for their care.
İtalya'dan Fransaya, İngiltere'den Polonya'ya kadar herkesçe kabul edilmesi, virtüözitelerinin takdir edilmesi ve bunun yanı sıra çabalarının karşılığı olarak yüksek maaşlar almaları, her halükarda harikadır.
As a reward, there's a parole.
Ödül olarak da şartlı tahliye var.
We'll take that as a reward.
Bu ödülü hak ettik.
Turn them over to friends, as a reward for the friends he's had and to make sure that everything goes well after he's gone.
Dostlarına ödül olarak devretmek istiyor, ölümünden sonra her şeyin yolunda gideceğinden emin olmak için.
Kikui gained his present position as a reward, and Terauchi became a minister,
Kikui, ödül olarak o pozisyonu aldı. Terauchi de bakan oldu.
" as a reward for the trust I have placed in him.
"... çok yüksek paye ve rütbelerle onurlandırılmıştır. "
As a reward for his numerous arrests of Christians... he was promoted to feudal lord... and he became the Minister for Religion.
Çok fazla hıristiyan tutuklaması için ödül olarak Lord'luğa yükseltildi ve Dinden sorumlu bakan oldu.
As a reward for killing the monster the king's champion will receive half the princess's hand and the entire kingdom in marriage.
Canavarı öldürmesi karşılığında kralın şampiyonu ödül olarak prensesin yarısını alacak ve tüm krallıkla evlenecek.
Starting today... As a reward for your diligence
Bu günden başlayarak... sebatkar çalışmanın ödülü olarak
If the advertisement wasn't published by a university but by an individual that would promise you several hundred dollars as a reward would you have still applied those 405V to Mr. Rivoli?
Bay Daslow, ilanı üniversite değil de yüzlerce dolar ödül vaat eden bir şahıs verseydi bu durumda da Bay Rivoli'ye 405 volta kadar şok gönderir miydiniz?
They didn't send you here as a reward for your sterling service.
Mükafat olsun diye gönderilmedin buraya.
My uncle Anselme gave it to me as a reward for the high-school diploma I never got!
Vaftiz babam Anselme Poulassier bunu alamadığım diplomam için vermişti.
As a reward for your cooperation, I will ask Sergeant Dorfman to kill you.
Bizle yaptığın işbirliğinin mükafatı olarak, Çavuş Dorfman'dan seni öldürmesini isteyeceğim.
We would receive it as a reward for labor in the mines.
Onu madenlerde çalışmanın ödülü olarak alırdık.
As a reward for your patience with me, look what I've brought.
Bana sabrının bir ödülü olarak, bak ne getirdim.
When Kunti was very young, a hermit gave her a magic formula as a reward for serving him well.
Daha çok küçükken, gördüğü iyi hizmetin karşılığı olarak bir keşiş ona sihirli bir formül vermişti.
Don't know why though, bein as there's a reward out for his killing'.
Öldürülmesi için ödül konulmuşken neden böyle oldu bilmiyorum gerçi.
At the same time, World Enterprises Incorporated have offered a reward of $ 10,000 for any information as to his whereabouts, dead or alive.
Mazard, World Enterprises Anonim Şirketi adlı muhteşem bir imparatorluğun kurucusuydu. Söz konusu şartlar, bunun bir cinayet olduğunu gösteriyor.
That was just a reward from Dolores - maybe she liked the song - and if you hated me as much as you pretend you wouldn't be angry at all.
O sadece Dolores'ten bir ödülü. Belki şarkıyı beğenmiştir. Benden rol yaptığın kadar çok nefret etsen kızgın olmazdın.
Your reward is nothing. Aren't you ashamed as a professional killer?
Profesyonel katil olmaktan utanıyor musun?
But as it turned out, Warden LeGoff has gone on to a far greater reward.
Ama... ortaya çıktı ki, Müdür LeGoff çok daha büyük bir ödüle devam etmiş.
" is put forward as a joy and reward in itself.
"... kendi içinde bir neşe ve ödül olarak ileri sürülmektedir. "
Miss Maxwell, as you may know, there was a $ 20,000 reward for the return of my jewels.
Bayan Maxwell, bildiğiniz gibi, mücevherlerimin bulunması için... - 20.000 dolar ödül vardı.
As you promised, please forgive his misbehaviour and give him a reward.
Vaat ettiğiniz gibi lütfen yaptığı hatayı affedin ve ona bir ödül verin.
As for our friend Caius he was allowed to choose his won reward... for his good and faithful service.
"Dostumuz Caius'a gelince, sadık hizmeti karşılığında ödülünü..." "kendi seçmesine izin verildi."
As a result. I am offering a $ 25,000 reward to anyone who can safely free and protect her until I can arrive.
Bu yüzden ben ulaşana kadar onu kurtarıp koruyacak kişiye 25 bin dolarlık ödül teklif ediyorum.
There is now a $ 25,000 reward for Collins Hedgeworth's fiancée as well as a $ 25.000 reward for Collins Hedgeworth.
Artık Collins Hedgeworth'ün nişanlısı için 25 bin dolar ödül olduğu gibi Collins Hedgeworth için de 25 bin dolar ödül var.
And I brought along 10,000 taels of gold as... a reward for the one who kills Plum Blossom Bandit.
Erik çiçeği Eşkiyasını öldürecek kişiye yanımda getirdiğim 10,000 külçe altınla ödüllendireceğim.
At present it is out of my power to reward you, but in a few weeks I should be married with control of my own income.
Şu ara bunun bedelini ödemek benim gücümü aşıyor, fakat birkaç hafta içinde evleneceğim için üzerinde tasarrufta bulunabileceğim kendime ait bir gelirim olacak.
As ever a reward will be paid to anyone having information about a Greek lady, whose first name is Sophia, "
benzer bir ödül, ilk ismi Sophy olan yunanlı bir bayanla ilgili bilgi verebilenlerede ödenecektir. "
See, the key to any con is placing the mark in a position where he thinks that reward will come or harm will be avoided if he does exactly as he is told by the character assumed by the conman.
Bak, üçkağıdın anahtarı bir dolandırıcı olarak gerektiği gibi davranarak mükafatını göreceğin ya da zarardan kaçınabileceğin şekilde hareket etmektir.
As her reward, she got a new fur coat... and a one-way ticket back to her native Romania.
Ödülüne gelecek olursak, yeni bir kürk manto ve asıl memleketi olan Romanya'ya tek gidiş bileti kazanmış.
Can you imagine what the reward might be for anybody who would act as a peacemaker between these two tragically estranged but perky-bottomed sisters?
Trajik bir şekilde yabancılaşmış sıkı kalçalı iki kardeşin arabuluculuğunu yapan kişinin nasıl bir ödül alacağını tahmin edebiliyor musunuz?
as always 696
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a friend 236
as a rule 74
as a spy 29
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a team 51
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a friend 236
as a rule 74
as a spy 29
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a team 51
as am i 139
as a couple 32
as a family 98
as a child 135
as a parent 25
as a woman 81
as a 74
as agreed 52
as a gift 25
as an artist 17
as a couple 32
as a family 98
as a child 135
as a parent 25
as a woman 81
as a 74
as agreed 52
as a gift 25
as an artist 17
as are we 19
as a boy 50
as a father 46
as an actor 22
as a joke 40
as a cop 35
as a person 27
as are you 63
as a scientist 41
as a precaution 31
as a boy 50
as a father 46
as an actor 22
as a joke 40
as a cop 35
as a person 27
as are you 63
as a scientist 41
as a precaution 31