At the last moment перевод на турецкий
279 параллельный перевод
Franco goes in to help him, but Sully grabs him at the last moment... and pulls him back out.
Franco yardım için içeri girdi ama Sully son anda onu yakaladı ve geri çekti.
Number one, Commander, the Billing's entry, was scratched at the last moment.
Bir numaralı Billing'in atı "Komutan" son anda yarıştan çıkarıIdı.
My stiff shirt only came at the last moment.
Lanet gömleğim son anda geldi.
I took her space at the last moment.
Son anda onun yerine geçtim.
Always those customers at the last moment.
Hep şu son dakikada gelen müşteriler. Katılabilir miyim?
You're not... going to argue at the last moment? No.
Bu son olan biteni umursamıyorsun, değil mi?
The Lord and I always have a bright idea at the last moment.
Tanrı'nın ve benim son dakika için daima parlak bir fikrimiz vardır.
They all decided to go to Hot Springs at the last moment.
Hepsi son anda Hot Spring'e gitmeye karar vermiş.
He said Harry had been anxious at the last moment.
Bunun Harry'nin son bir arzusu olduğunu söyledi.
He catches trains and things, but always at the last moment.
Treni filan kaçırmaz ama hep son anda yetişir.
But God saved me at the last moment.
Ama son anda tanrı beni korudu.
At the last moment they found I was the wrong man.
Son anda gerçek suçlu olmadığım anlaşıldı.
The lady changed her mind at the last moment.
Bayan son anda fikrini değiştirdi.
Changed his mind at the last moment and recovered.
Son anda fikrini değiştirdi ve iyileşti.
About that, uh, scene I mentioned... we ran overtime and had to cut it at the last moment.
O bahsettiğim sahne hakkında süremizi aştık ve son anda sahneyi kesmek zorunda kaldık.
At the last moment, someone stole my bathing suit.
Son anda, biri benim bornozumu çaldı.
However, the defence will be pleased to learn that, at the last moment, a witness has come forward, and that the prisoner had been seen wearing this coat and this hat.
Her şeye rağmen, savunma son anda bir tanığın ortaya çıktığını öğrendiğinde sevinecektir. Mahkum gerçekten bu paltoyu ve şapkayı giyerken görülmüştü.
Originally I was to have appeared in the skintight pants of a matador, however, at the last moment, it was decided that this was a sight for which the television audience was not yet ready.
Aslında ben bir matador giysisi ile görünecektim, ancak, son dakikada, bunun televizyon izleyicisinin henüz hazır olmadığı bir görüntü olduğuna karar verildi.
In 1918 Paris was saved at the last moment.
1918'de Paris son anda kurtulmuştu.
You would have grace that to put us in a mess like this at the last moment.
Son saate dek cehenneme dönmüş cephede bütün bunlar bizi onurlandıracak, değil mi?
Always something at the last moment.
Hep son anda gelir zaten!
At the last moment.
Son dakikada.
First of all at the last moment, the child is afraid to come out.
İlk olarak çocuk son dakikada dışarı çıkmaya korkar.
That was the schedule, yes, but it was changed at the last moment.
Programım böyleydi, evet ama son anda değişti.
I don't want her to show up at the last moment to take everything.
Son anda çıkıp da bütün işleri berbat etmesini istemiyorum.
But at the last moment, I got scared.
Ama sonlarına doğru biraz korktum.
One fellow, at the last moment ‒
- Bu seferki son anlarında... - Duyuyor musun?
- At the last moment.
- En sonda.
Denroku the Sly Weasel lives by turning the tables at the last moment.
Sansar Denroku gene son dakikada ipleri eline aldı.
The principal clauses of our contract foresee two possible breaches, for, of course, neither party must be wronged at the last moment.
- Anlaşmanızın başlıca maddelerine - Göz atabilirsiniz - Herhangi bir yanlışlık olmadığını görmek için.
But if I lose without honour if, at the last moment, I weaken then it's all without meaning.
Ama onursuzca kaybedersem eğer son anda zayıf düşersem o zaman her şey anlamsız olur.
We made our rendezvous out in the snow and it was only at the last moment that he realized what a fool he'd been.
Dışarıda karda buluşmak üzere anlaştık ve ancak son anda ne kadar aptal olduğunu fark etti.
Shinsuke, you've seduced me, the daughter of your boss... only to dump me at the last moment?
Shinsuke, beni baştan çıkardınız, patronun kızı... son anda beni terk sadece?
- At the last moment, he must...
Hiçbir şey yok... - Olmalı...
Not now at the last moment.
Bu defa son ana bırakmayalım.
But at the last moment, you skillfully switch from defense to offense.
Ama son anda, ustaca savunmadan saldırı konumuna geçersin.
But at the last moment, the general decided to come a few days early.
Ama General birkaç gün erk en gelmeye karar verdi.
No, it's just at the last moment he was assigned to drive General Tanz.
Ancak son dakikada General Tanz'ın şoförlüğü görevi verildi.
You usually come... at the last moment.
Genelde... son dakikada geliyorsun.
But at the last moment I'd only have used Le Masque and Le Bison.
Ama işin nihayetinde sadece Masque ile Bison'u kullanacaktım.
A hundred times I started to tell you. I always stopped at the last moment because I'm a coward.
Yüz kere size her şeyi itiraf etmek üzereydim yüz kez son anda geri adım attım.
I always get on at the last moment.
Daima son anda binerim.
At the last moment, not even 10 yards away... he goes behind me.
Aramızda nerdeyse 10 metre bile kalmamıştı yanımdan geçti.
And as his life ebbed, his feverish last thoughts were for his dear Edith, whom he had loved so much without her knowing it, and who at that moment may have been laughing in the gentle light of Provence.
Ve artık zayıflarken ateşler içindeki son düşünceleri o bilmeden çok sevdiği şu anda Provence'in narin ışığının altında muhtemelen gülmekte olan Edith'le ilgiliydi.
And the last twosome, Miss Betty Hicks and Mrs. Patricia Pemberton will tee off in just a moment.
Ve son ikili, Bayan Betty Hicks ve Bayan Patricia Pemberton birazdan atış yapacak.
And at the very last moment, he stole heaven.
Ve son anda cennete kapağı attı.
His excitement made him forget for a moment that the meeting at the museum had been the last.
Heyecanla, bir anlığına, müzedeki karşılaşmalarının son görüşmeleri olduğu aklından çıktı.
And now, the older brothers at last turn round, stopping for a moment in their cursed games,
şimdi, abiler artık geri bakıyor, fena oyunlarını bir an durduruyorlar,
- I commissioned, last year, a study of this project. Based on the findings of the Bland Corporation, my conclusion was that this was not a practical deterrent, for reasons which at this moment must be all too obvious.
Bland Vakfının bulguları doğrultusunda, bunun pratik bir vazgeçirici olmadığına karar verdim, şu anda açık seçik malum olan sebepler yüzünden.
And now, at last, the long awaited moment has come.
Ve şimdi, nihayet, beklenen an geldi.
We shall not all sleep, but we shall all be changed in a moment, in the twinkling of an eye, at the last trump.
Hepimiz uyuyacağız, hepimiz değişeceğiz. Bir dakikada göz açıp kapayıncaya dek, son boru çaldığında.
at the movies 19
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the moment 453
at the airport 47
at the party 41
at the 118
at the age of 82
at the end of the day 343
at the end 233
at the very least 397
at the same time 408
at the moment 453
at the airport 47
at the party 41
at the 118