Barbarians перевод на турецкий
599 параллельный перевод
We barbarians know that it is after the chase... and then only that man revels.
Biz barbarlar biliriz ki insan ancak avdan sonra eğlenebilir.
You're a strange lot of civilized barbarians... working and living your whole lives out here.
Burada çalışıp tüm hayatını yaşayan tuhaf bir grup medeni barbarlarsınız.
Now, Your Majesty, would be a good time to send fresh armies... and crush these barbarians.
Yeni birlikler göndermenin ve barbarları ezmenin tam zamanıdır, Majesteleri.
Well, after Petersburg and those chic guards... I suppose we seem like barbarians to you.
Petersburg'dan ve o şık muhafızlardan sonra herhalde biz sana barbar gibi geliyoruzdur.
From all over the world. Many, descended from the barbarians, are honest traditionalists, but a mystery to us.
Dünyanın dört bir yanından gelmiş bize gizemli görünen, çoğu Barbar soyundan katı gelenekleri olan insanlar.
The Czech government in exile here informs that the daring execution... of the hangman Heydrich is expected to be followed by a nationwide bloodbath... as savage as only the Nazi barbarians can be.
Buradaki sürgün Çek hükümeti cellat Heydrich'in cesurca infaz edilişiyle... Nazilerin yapabildikleri kadar vahşice ülke genelinde barbarlıklarını sergileyerek. toplu kıyımlara neden olacağını beklemektedir...
Then came barbarians who envied their happiness, driving them from their homes, looting their treasures of art and science, despoiling them of everything.
Sonra barbarlar gelip mutluluklarını ellerinden almışlar, onları evlerinden etmişler, sanat ve bilim hazinelerini yağmalamışlar, her şeyi yok etmişler.
The barbarians are invading from the south
Barbarlar güneyden işgal ediyor.
I try to remember that Marshal Pétain is an old man now and in the hands of the barbarians.
Mareşal Petain'ın artık yaşlı bir adam olduğunu ve barbarların elinde olduğunu unutmamaya çalışıyorum.
I didn't bring you here to pillage like barbarians.
Sizi buraya barbarlar gibi yağma yapmanız için getirmedim.
In your effort to civilise this country, our boys are becoming barbarians.
Siz bu ülkeyi uygarlaştırmaya çabalarken, bizim çocuklarımız barbarlaşıyor.
If we are to be defeated, then we prefer to be defeated... as human beings, not as barbarians.
Eğer mağlup olmuşsak, olacaksak onurlu bir mağlubiyeti tercih ediyoruz. İnsan gibi. Barbarlar gibi yakıp yıkarak değil.
In the great days of Greece, we romans were no more than barbarians.
Yunanın güçlü olduğu dönemlerde biz Romalılar neredeyse barbardık.
Serve me half as well as you did in Britain, and we'll keep those barbarians quiet.
Britanya'da yaptıklarının yarısını yapsan o barbarların sesini keseriz.
The most important man in Galilee who knows just how to handle these barbarians.
Celile'nin en önemli adamı. Barbarları idare etmeyi biliyor.
Now is the age of the barbarians.
Şimdi barbarlar çağındayız.
An irresistible horde of barbarians from the distant deserts of Asia, driven by an insatiable hunger of prey, is moving toward the rich western lands.
Asya çöllerinden, av peşinde doymak bilmeyen açlıklarıyla sürüklenmiş barbar sürüsü zengin Batı topraklarına doğru ilerliyor.
You'll see the barbarians, too, know how to honor their guests.
Barbarların misafirlerini nasıl onurlandırdığına tanık olacaksınız.
We're barbarians.
Bizler barbarlarız.
They're right when they call us barbarians.
Bize barbar demekte haklılar.
But we barbarians can't read.
Ama biz Barbarlar okuma bilmeyiz.
I trust that Roman soldiers won't let a herd of barbarians beat them.
Romalı askerlerin, bir Barbar sürüsünün kendilerini yenmelerine izin vermeyeceğine inanıyorum.
Pope Leo couldn't have used any other language than the divinely simple one of the Gospel, a language comprehensible to all men of good will, Romans and barbarians, great or humble, slaves or leaders.
Papa Leo, Manastırın adeta ilahi şekilde basit dili öyle ki Romalılardan barbarlara yüce veya mütevazi, köle veya lider ilahi iradenin tüm kulları için anlaşılabilir bir dilden başka bir dili konuşamazdı.
Barbarians, pirates, uncivilised pagans, all of them.
Bir barbar, kaba, şehirlide olsa dinsiz biri ve...
- All others are barbarians, and it is our moral duty to conquer them, enslave them, and, if necessary, destroy them.
- Ötekilerin hepsi barbardır onları zapt etmek, köleleştirmek ve gerekirse yok etmek bizim ahlaki görevimizdir.
They were all barbarians.
Yabancıların hepsi barbardı.
The barbarians were planning to invade us.
Barbarlar ülkemizi işgal etmeyi planlıyordu.
God in his wisdom decreed that Lithuania, Poland and the Baltic States should serve as the outposts of Europe, in order that the civilized nations of the West might be protected from the Muscovite barbarians.
Litvanya, Polonya ve Livonya'nın ; barbar Moskovalıların, modern Avrupalı ailelerin içine sızmasını engellemek gibi kutsal bir görevi var. Orası Avrupa'nın sınır karakoludur.
Rest assured that the barbarians that murdered your husband, my cousin, will soon feel the weight of my anger.
Diğerleri eşinizi yani kuzenimi öldüren o barbarların çok yakında öfkemin ağırlığını duyacaklarını temin ediyorlar.
Do you want the English to think we're barbarians?
İngilizlerin barbar olduğumuzu mu düşünmesini isterdin?
And it pleased my queen to lead her troops against a band of barbarians.
Kraliçem Firavun'un askerleriyle birlikte savaşmamızı emretmişti. Bir gurup barbara karşı
If it beats those barbarians to their knees and forces them to open eggs at the big end it'll be worth it.
O barbarlara önümüzde diz çöktürür ve onları yumurtayı sivri uçtan açmaya zorlarsa buna değer.
You're barbarians.
Sizi barbarlar.
The fact of the barbaric achieve survive Testing of fire and water, is a warning that we will be conquered by barbarians.
Bu barbarın çetin Ateş ve Su Testi'nden sağ çıktığı gerçeği barbarlar tarafından fethedilebileceğimize dair bir uyarıdır asil valiler.
He has no business to be among barbarians.
Barbarların arasında işi yok.
The accursed barbarians are probably looking for it, too.
Barbarlar da muhtemelen onu arıyordur.
I have come to ask Your Majesty s permission to impeach General Jung-Lu as a friend to the barbarians.
General Jung-Lu'yu... barbarların yanında olmakla... suçlamak için Majestelerinin iznini almaya geldim.
How dare you and the rest of your barbarians set fire to my library?
Ne cesaretle sen ve barbarların kütüphanemi ateşe verir?
Greece and Rome had become ancient legends in ancient books, and the European cicilizations had entered into the age of the barbarians.
Yunanistan ve Roma antik kitaplardaki bir efsane haline gelmiş... ve Avrupa medeniyetleri barbarlık dönemine girmişti.
If the barbarians are out there, the searchers will find them.
Eğer barbarlar buralardaysa, gözcülerimiz onları bulacaktır.
AH HALEB : Barbarians!
Barbarlar!
Many noblemen own numerous fine swords but none has the courage to destroy the foreign barbarians
Birçok asil çok sayıda kaliteli kılıca sahip lâkin hiçbiri yabancı barbarları yok edecek cesarete sahip değil.
But he is the heart of the barbarians.
Ama O, barbarların kalbi.
Then bring me the heart of the barbarians.
İşte o yüzden bana barbarların kalbini getirmelisin.
Rome has existed for a thousand years, it is time we find peaceful ways to live with those you call barbarians, so bring me this Balimar alive, and quickly.
Roma, bin yıldır varlığını sürdürüyor, Şimdi onlarla barış içinde yaşamanın yolunu bulma vakti, Barbar dediğin insanlarla...
I would not know how to make allies out of the barbarians.
Barbarlarla ittifak yapmanın yollarını bilmem.
You will move deeper and deeper into that forest, until the barbarians are convinced that it is safe to attack.
Barbarların sizi zayıf görüp, saldırmalarına ikna edilene dek ormanın iyice derinliklerine gireceksiniz.
You can't harvest for fear of bloodthirsty barbarians.
Kana susamış barbarların korkusundan hasat bile yapamıyorsun.
One here in the north which separates us from those who are called barbarians.
Bir tanesi burada, kuzeyde,
Barbarians.
Barbarlar! Romalıları kurban ettiler!
Barbarians!
Barbarlar!