Barbaric перевод на турецкий
507 параллельный перевод
And then we will console ourselves with the notion that the mildly temperate shower of the clinic has replaced the barbaric methods of medieval times.
Ve sonra Orta Çağ'daki barbar yöntemlerle kliniklerdeki ılık duşlar yer değiştirdi diye kendimizi avutuyoruz.
Or else we get her hung, and that I find barbaric.
Veyahut kadını astırırsak, bunu da barbarca buluyorum.
They said they were going to the plaza for an annual ceremony that's strange and barbaric.
Bize her yıl kutlanan, tuhaf ve barbarca olan bir festival için kilise meydanına gitmek zorunda olduklarını söylediler.
He is kind of - kind of barbaric.
Biraz barbar bir yapısı var.
But, your lordship, you're not really going to worry about this barbaric prophecy.
Efendim, bu tür ilkel kehanetleri dert etmek zorunda değilsiniz.
My barbaric Ninotchka... my impossible, unromantic, statistical- -
Benim yabani Ninotchkam... benim imkansız, romantik olmayan, istatistiki...
He told me once that he felt for those barbaric people in our colonies and that he wished to send missionaries there.
Bir keresinde bana, bu kolonilerdeki şu barbar insanlara acıdığını... ve oraya misyonlerler göndermeyi istediğini söylemişti.
This film does not claim to provide a solution to the relations between France and Germany, which will remain problematic while the barbaric Nazi crimes carried out with the collusion of the German people stay in our minds
Bu film, Fransa ve Almanya ilişkilerine bir çözüm sunma iddiasında değildir. Zira bu ilişkiler, acımasız Nazi suçlarının Alman halkının tezgâhlarıyla gerçekleştirilişi belleklerimizde olduğu sürece ihtilaflı kalacaktır.
The spell that had trapped him in this barbaric pelt is broken
Onu bu vahşi hayvan kılığına hapseden büyü bozulur.
A barbaric pile of rock, 40 miles long by 20 wide.
65'e 33 kilometre genişliğinde vahşi bir kaya yığını.
The outlandishness of this death masking the pain it evoked served as a barbaric tomb enshrining her memory in the world of dreams
Gençlerin böyle trajik olayları hatırlaması ise tamamen bazı saçma detaylar ve kendi hayal dünyalarında bir onur noktası olarak seçmelerinden ibarettir.
Barbaric.
- Barbarca.
I'm barbaric like my father, Ataúlfo.
Babam Ataulfo gibi barbarım ben.
What further words did the Vicar of Christ utter trying to calm the barbaric fury of the Hun leader?
Hun liderinin öfkesini bastırmak için Papa hangi kelimeleri sarf etti?
I've always considered honeymoons barbaric.
Balayını her zaman barbarca bulmuşumdur.
He'll rid us forever of the barbaric Griswold!
Barbar Griswold'dan sonsuza dek bizi kurtaracak!
And, to our eternal shame, we stood by and never once cried out against his barbaric acts.
Onun barbarlığına bir kez bile karşı çıkmayıp sessiz kalmamız, bizim için sonsuz bir utanç kaynağı.
Then, between San Francisco and New York... you will discover Indian maidens galore... statuesque, barbaric creatures.
Sonra, San Francisco ve New York arası bol miktarda yerli maden göreceksiniz endamlı, barbar yaratıklar.
He doesn't want to stay in this barbaric sport.
Bu barbar sporu yapmak istemiyor.
It's the most outrageous, disgusting, preposterous, not to say barbaric idea.
Son derece çirkin, iğrenç, saçma ve barbarca bir fikir.
His whole, high, broad form... weighed down upon a barbaric white leg carved from the jawbone of a whale.
Balinanın çene kemiğinden oyulmuş beyaz bacağıyla ve zalim görünüşüyle.
Barbaric city, but fascinating.
Barbar ama büyüleyici bir kent.
As leader of the Party of the Common Man I say war is reprehensible, barbaric and unthinkable!
Sıradan Adam Partisi başkanı olarak diyorum ki Savaş kınanmalıdır barbarlıktır, bağışlanamaz ve düşünülmemelidir.
Barbaric!
Barbarca!
The fact of the barbaric achieve survive Testing of fire and water, is a warning that we will be conquered by barbarians.
Bu barbarın çetin Ateş ve Su Testi'nden sağ çıktığı gerçeği barbarlar tarafından fethedilebileceğimize dair bir uyarıdır asil valiler.
Coarse, lustful... barbaric.
Kaba, şehvetli... gaddar.
Let it be clear from the start, we will not tolerate the barbaric behavior to which you are accustomed.
Şunu baştan açık açık konuşalım, biz sizin alıştığınız barbar davranışlara tahammül edemeyiz.
Perhaps merely indulging some barbaric custom.
Belki de yalnızca barbar bir geleneğe yüz vermek.
To marry this Egyptian according to their barbaric rites!
Barbarca törenleriyle bu Mısırlıyla evlendiği için.
It's the only thing I really do enjoy about this barbaric country. The Fourth of July celebration.
Şu barbar eyalette hoşuma giden tek şey 4 Temmuz Kutlamaları.
This paradox is barbaric and repugnant to me.
Bu paradoks bana barbarca ve iğrenç geliyor.
- Oh, my God, that's barbaric.
- Tanrım, bu barbarca.
Was that barbaric execution necessary?
Bu barbarca infaz gerekli miydi?
How barbaric.
Ne kadar barbarca.
But thas barbaric, uncivilized.
Ama bu hiç uygarca değil.
The more barbaric and savage an act, such as political assassination, the more paralysing the effect on the masses.
Fazla barbar ve vahşi davranışlar ile politikacı infazları kitleler üzerinde felç edici etkiler yapıyor.
A rather barbaric period in your American history.
Amerikan tarihinde son derece barbar bir dönemi.
It was called Depression, circa 1930. Quite barbaric.
1930 sıralarında, "Depresyon Dönemi" olarak bilinir.
Oh, how curiously human. How wonderfully barbaric.
Çok ilginç biçimde insan ve barbar!
And he who is guilty will face the ancient penalties, barbaric and horrible though they may be.
Ve suçlu olan ise antik çağın cezasına çarptırılacak, her ne kadar barbarca ve korkunç olsa bile.
- It's heartless, barbaric,
Kalpsiz barbarlar.
Barbaric, displaying the body of a fallen enemy.
Yenilmiş düşmanın cesedini göstermek ; barbarlık bu.
It's their nature- - wild and barbaric.
Bu onların doğası, vahşi ve barbar.
- No. I think it's barbaric, but superstition dies very hard here.
- Evet, bu çok barbarca ama batıl inançlar burada çok zor ölür.
You're disgusting, barbaric, all of you! Now get out!
İğrençsiniz, korkunçsunuz, hepiniz!
Barbaric gold.
Barbar altını.
Christina, our mission here is to make this barbaric country the stage for a second opium war.
Christina bizim görevimiz, bu barbar ülkeyi ikinci bir uyuşturucu savaşına boğmak.
Barbaric and unnecessary.
Barbarca ve gereksiz.
No purpose at all, just barbaric.
Hiçbir amacı yok, sadece barbarlık.
And furthermore I am not a man to stand by and condone barbaric acts which are perpetrated against innocent women and children!
Dahası, masum kadın ve çocuklara karşı hunharca işlenen suçlara seyirci kalacak değilim!
And I personally think it's absolutely barbaric for a girl to be forced into a marriage with a turkey!
Şahsen ben de bir kızın bir hindiyle evlenmeye zorlanmasının barbarca olduğunu düşünüyorum!