Breaking bad перевод на турецкий
119 параллельный перевод
Let me do it. I'm a smoothie about breaking bad news.
Ben yaparım.Kötü haberleri verme konusunda çok başarılıyımdır.
My Mona Lisa my Breaking Bad season five.
Kendi Mona Lisa'm. Kendi Breaking Bad beşinci sezonum.
If I wanted to be breaking bad news for a living I'd have been a weatherman.
Hayatımı kötü haberlerle kazanmak istesem hava durumu spikeri olurdum.
I usually love breaking bad news, but in this case...
Hevesinizi kırmaya bayılıyorum. Ama bu durumda hastaya warfarin başlayın.
Subs collected, corrected and if necessary adapted by TRONAR for "Breaking Bad Season 1, 2, 3, 4 5 + Extras BDRip DVDRip HDTV TSV"
Yurtiçi Güvenlik 1492'den Beri Terörle Mücadele
Previously on AMC's Breaking Bad...
Breaking Bad'de daha önce...
Oh, Casey, they got acid, just like in that really disgusting scene from Breaking Bad.
Casey, yanlarında asit var, aynı Breaking Bad dizisindeki iğrenç sahne gibi.
I've never seen Breaking Bad.
- O diziyi hiç izlemedim. - Ne?
And you're a scientist, so couldn't we get, like, a Breaking Bad type of thing going?
Sen de bilimadamısın, o yüzden Breaking Bad tarzı bir şey yapamaz mıyız?
I need to catch up on Breaking Bad, so...
Breaking Bad'in son bölümünü izlemem lazım, yaniii...
All right, Breaking Baddies, drop the meth.
Pekala, Breaking Bad'çiler, methleri atın.
Breaking bad news is part of the job, Wheels.
Kötü haber vermek işimizin bir parçası, Wheels.
You know, I'm a big believer in breaking bad news to a guy when you're in bed with him.
Ben, böyle üzücü haberlerin bir erkeğe yatakta verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Previously on AMC's Breaking Bad...
Breaking Bad'in önceki bölümlerinde...
Previously on AMC's Breaking Bad...
Breaking Bad'de daha önce
I'm terrible at breaking bad news.
Kötü haber vermeyi hiç beceremiyorum.
I wouldn't necessarily, like, curl up with him and watch Breaking Bad.
Birlikte Breaking Bad izleyecebileceğin bir adam değil sadece.
Don't say anything about Breaking Bad.
Breaking Bad'le ilgili bir şey söyleme.
[Voice Breaking ] I'm glad I'm a bad one. [ Spectators Chattering Loudly]
Ne mutlu ki ben kötü bir askerim.
Getting drunk and breaking chairs was bad enough, but bombs, Joe!
Sarhoş olup sandalyeleri kırmak yeterince kötü, ya bombalar, Joe!
Not bad for a man who started life breaking chains and bending bars with his teeth in a circus.
Hayata bir sirkte zincirler kırıp, çubuk bükerek başlayan biri için hiç fena değil.
You were breaking up pretty bad there, General.
Burada sesiniz çok bozuluyor General.
It's bad enough breaking his heart without throwing'his game off.
Hayır, söylemedim.
Joanie, that's too bad. Well, for what it's worth, it is never easy breaking up.
Amerika'nın en saygın dergilerinden birinde bir yazar olacağım!
And I feel really bad about Elaine breaking up with him.
Ve Elaine'in ondan ayrılmasına çok üzüldüm.
Even though the breaking of the chair just right, it's still a bad take.
Buna rağmen sadece sandalye kırılıyor, hala kötü.
So what, your stand-up's now so bad it's breaking up marriages?
Bilmiyorum ama öyleyse Red Zinger'dan uzak dur derim.
Look, I know I used some bad judgment... but breaking me fingers, that ain't right!
Bak, bazı yanlış kararlar vermiş olabilirim ama parmaklarımı kırmak, bu doğru değil! - Ve yasadışı.
I remember when breaking up over the phone was considered bad form.
Telefonda ayrılmak bile kötüydü.
You know, you were the one who said you could get through the bad patches, that breaking up was the last resort.
Biliyor musun, sen bozuk kısımların onarılabileceğini, ayrılığın başvurulacak... en son şey olduğunu söyleyen bir kişisin.
Oh, just breaking some bad news... circus style.
Kötü haber veriyorum. Sirk stili.
But not all breaking's bad, is it, you know? I mean, you break habits.
Bir şeyleri bozmak belki de o kadar kötü değil, mesela kötü alışkanlıkları.
Too bad they don't give A's for breaking and entering.
- Kiliti açtığın için sana "A" vermemeleri çok kötü.
You know, breaking and entering's just a bad idea.
Biliyorsun, haneye tecavüz kötü bir fikir.
And others feel bad about breaking up families... so they don't take any kid.
Ötekileri ise aileyi bölmek istemedikleri için hiçbir çocuğu almıyorlar.
Breaking through, bad.
Serbest kalması kötü.
Well, breaking family tradition might not be a crime, but maybe you feel bad about it.
Tamam, belki bir aile geleneği suç olmayabilir. fakat kendini suçlu hissediyor olabilirsin.
And then soon as shit goes bad they break their bullshit mafia codes to get witness protection under the same laws they were breaking in the first place.
Ve sonra da işler boka sardığında ilk başta çiğnedikleri kanunda geçen tanık korumadan yararlanmak için o saçma mafya raconunu çiğniyorlar.
It's not really a yes or no question. Too bad,'cause we're not breaking up.
- Bu evet-hayır sorusu değil. - Çok kötü, çünkü biz ayrılmıyoruz.
- I thought breaking a heel was bad.
Topuğumun kırılması hiçbir şey değilmiş.
It looks like three-to-five-years, locked-up, for-breaking-and-entering bad.
Görünüşe göre haneye tecavüzden, üç yıldan beş yıla kadar hapis yatarsınız.
Breaking good news and bad news.
İyi haberleri, kötü haberleri ulaştırıyorlar.
Breaking even's not so bad.
Bu işten zarar etmedik.
Subs collected, corrected and if necessary adapted by TRONAR for "Breaking Bad Season 1, 2, 3, 4 5 + Extras BDRip DVDRip HDTV TSV"
Çeviren : eşekherif.
Castle, bad guys breaking into houses bring their own weapons, dogs bark at strangers, and over one-third of domestic female homicide victims are murdered by their husbands.
Castle, eve giren kötü adamlar kendi silahlarını getirir, köpekler yabancılara havlar ve aile içi şiddet kurbanı kadınların üçte biri kocaları tarafından öldürülür.
Sort of like breaking up with a bad boyfriend.
Erkek arkadaşınla kötü bir şekilde ayrılmak gibiydi.
You feel bad about breaking them up, and now, you're throwing a party to lure them back together?
Onları ayırdığın için kötü hissediyorsun şimdi de onları tekrar birleştirmek için parti veriyorsun.
You breaking in here, I figure its bad news.
İzinsiz girdiğine göre, kötü haberlerin var sanırım.
Well, you know, breaking a Supreme Court nod... that's not such a bad story.
Yüce Mahkeme üyesi adaylığını ortaya çıkarmak da kötü bir haber değil.
Well, then I don't feel bad about breaking it.
Peki, o zaman kırdığım için kötü hissetmeme gerek yok.
But having a hot girl around can't be bad for a group of guys that spend their free time in an abandoned lot breaking things for no reason.
Etrafta bir kız olması ; terkedilmiş bir yerde zamanlarını bir şeyleri kırmakla geçiren bir grup adama kötü geleceğini zannetmiyorum.
badge 100
badass 85
bada 49
badger 41
badly 176
bad girl 66
bad boy 96
bad boys 32
badges 25
bad things happen 44
badass 85
bada 49
badger 41
badly 176
bad girl 66
bad boy 96
bad boys 32
badges 25
bad things happen 44
bad man 40
bad guy 57
bad dog 109
bad night 21
bad timing 81
bad people 36
bad cop 123
bad day 94
bad joke 26
bad habit 17
bad guy 57
bad dog 109
bad night 21
bad timing 81
bad people 36
bad cop 123
bad day 94
bad joke 26
bad habit 17
bad wolf 29
bad dream 41
bad time 67
badge number 32
bad luck 245
badgering 26
bad things 60
bad move 45
bad for business 21
bad news 649
bad dream 41
bad time 67
badge number 32
bad luck 245
badgering 26
bad things 60
bad move 45
bad for business 21
bad news 649