Bridgeport перевод на турецкий

He wants you to take his leopard to Bridgeport.

Sahibi leoparını Bridgeport'a götürmeni istiyor.

- Where is Bridgeport?

- Bridgeport neresi?

I can't find Bridgeport.

Bridgeport'u bulamıyorum.

Do you know the way to Bridgeport?

Bridgeport yolunu biliyor musunuz?

I'm not going to Bridgeport.

Ben Bridgeport'a gitmiyorum.

We're going to Bridgeport.

Biz gidiyoruz.

" Bridgeport service station operator sought in San Francisco slaying.

" Bridgeportlu benzin istasyonu işletmecisi San Francisco cinayeti için aranıyor.

"Jeff Bailey, at one time private detective and more recently... operator of a small gas station in Bridgeport... - is hunted for two murders."

"Bir zamanlar özel dedektiflik de yapan ve son dönemde Birdegeport'ta küçük bir benzin istasyonu işleten Jeff Bailey iki cinayetten aranıyor."

Road is now blocked 20 miles south of Bridgeport.

Bridgeport'un 20 mil güneyinde yol tutulmuş durumda.

Bridgeport, Connecticut, Citizens Bank : $ 8,740.30.

Bridgeport, Connecticut, Citizens Bankası, 8740 dolar 30 sent.

" Or the spot 100 yards off the road to Bridgeport,

" Bridgeport'a giden yoldan 100 yarda uzakta bulunan nokta,

And the date, September 1, and the spot, 100 yards off the road to Bridgeport, halfway between Stanford and there?

Ve tarih, Eylülün 1'i, ve Bridgeport'a giden yoldan 100 yarda uzakta, Stanrod'la burası arasında yarı yolda?

[Speaking French] Where are you from, bridgeport or someplace?

Sizin bu muhteşem organizasyonunuzun bir parçası olmak benim için büyük bir zevk ve onur.

It doesn't even matter which country.

- Bridgeport! - Bridgeport mu?

- Bridgeport?

Peki dostun?

I don't think they announce Stamford.

Stamford dediğini duyayım. - Bridgeport!

CONDUCTOR : Bridgeport! BENSON :

- Gelin hadi.

[TRAIN WHEELS SQUEALING ] ANNOUNCER [ OVER PA] : Your attention please.

Dikkat dikkat. 19 : 15 treni Bridgeport'a vardı.

This is the 7 : 15 arriving at Bridgeport.

Bu son durak. Yolcu kalmasın.

We're gonna get a cab.

Bridgeport. Durağı kaçırdım.

Hal's relatives are Irish, Bridgeport.

Hal'in akrabaları Bridgeport'lu İrlandalılar.

Well, wait, here. And I drove all the way from Bridgeport to make it with you.

Senin için Bridgeport'tan buraya kadar direksiyon salladım.

He did a wonderful job with... My Bridgeport trilogy.

Benim Bridgeport üçlememde harika bir iş çıkardı

There weren't a whole lot of Armenians in Bridgeport.

Bridgeport'ta çok fazla Ermeni bulunmaz.

I was found in an apple crate on the steps of a police station in West Bridgeport.

Batı Bridgeport'taki polis karakolunun merdivenlerinde bir elma kasasının içinde bulunmuşum.

The two most likely places for intercept are 10.2 miles north of Cutter's Crossing and 6. 7 miles north-northeast of a town called Bridgeport.

Kesişme ihtimali en yüksek olan iki yerin konumları birisi Cutters kavşağının 10.2 mil kuzeyinde, diğeri de Bridgeport kasabası denen yerin 6.7 mil kuzey-kuzeydoğusunda.

Norm, you smell like low tide in Bridgeport.

Norm, Bridgeport'ta suyun çekildiği zamanki gibi kokuyorsun.

We left Bridgeport four days ago.

- Bridgeport'tan dört gün önce ayrıldık.

We were supposed to rendezvous with Big John over in Bridgeport.

Büyük John'la Bridgeport'ta randevumuz vardı.

Over in Bridgeport.

Bridgeport'ta.

Bridgeport.

Bridgeport'tan.

Bridgeport?

Bridgeport mu?

Okay, Bridgeport.

Tamam Bridgeport.

A Golden Gloves champion from Bridgeport.

Bridgeport Altın E ldiven şampiyonu.

His opponent in the Red corner, the Bridgeport Bomber.

Rakibi, kırmızı köşede, Bridgeport Bombacısı.

Bound for Boston and serving Stamford, Bridgeport,

Boston istikametine giden tren Stamford, Bridgeport...

- 35th, over in Bridgeport.

Cadde, Bridgeport'ta.

- should I- - - I`II have Marsha Bridgeport call you.

- Marsha Bridgeport adında çok zarif bir hanım sizi arayacak.

Now, when she calls you and tells you her name is Marsha Bridgeport... it`II help if you give her the benefit of the doubt.

Şimdi, Marsha Bridgeport aradığında ona istediği bilgileri... verirsen ona çok yardımcı olmuş olursun.

Bridgeport Coast Guard, come in.

Bridgeport Sahil Güvenlik! Sahil Güvenlik, haydi.

Bridgeport Coast Guard, come in, please.

Bridgeport Sahil Güvenlik cevap verin Iütfen.

- Bridgeport radio, come in, please.

Bridgeport telsizi. Cevap verin Iütfen, Bridgeport.

- Bridgeport Naval Base. - Wait.

Şuna bir bak Jordan.

Or Bridgeport, Or Eugene, Oregon, Or Some Goddamn Place.

Bridgeport'tan, Eugene'den, Oregon'dan, ya da lanet olası başka bir yerden gelmiş olabilirsin.

I grew up in Bridgeport, so it's not like it's a foreign country.

Ben Bridgeport'ta büyüdüm. O yüzden pek yabancılık çekmiyorum.

Bridgeport, Connecticut.

Bridgeport, Connecticut.

You can find him at the Corner Pocket tonight in Bridgeport.

Onu bu akşam Corner Pocket de bulabilirsiniz Bridgeport da.

She went to bingo in Bridgeport.

Bridgeport'a tombala oynamaya gitti.

- I called him as a witness on the Bridgeport murder case.

- Bir davada tanık olarak çağırmıştım.

Bridgeport!

- Ben de Stanford'da.

Bridgeport.

Ama sorun değil taksiye bineceğiz.