Business owner перевод на турецкий
132 параллельный перевод
I should have been the first to see it coming, but it's hard being a small business owner.
Bunu ilk kez ben fark ettim ama küçük bir esnaf olmak kolay bir şey değil.
Local business owner topples gate.
Yerel işyeri sahibi geçide karşı.
You think I can hack being a business owner?
Doğru. Kendi işimin patronu olabileceğimi düşünüyorum.
I'm a business owner.
Kendi işim var.
You're a business owner at 25.
25 yaşında işyeri sahibisin.
Tom Stall was just another hard-working small business owner and operator in Millbrook, Indiana, but now- - um, one of the guys had a...
Tom Stall da Millbrook, lndiana'daki küçük dükkân sahibi ve işletmecilerinden biri. Ama artık... Adamlardan biri kafama silah dayamıştı ama Tom, inanılmazdı.
Call your boss up and tell him that I am a small business owner and that I can not pay.
Aç telefonu patronuna söyle işletmeci küçük de, sıkıştı de.
The son of this business owner.
İş sahibinin oğlu.
The son of another business owner.
Başka bir iş sahibinin oğlu.
One local business owner's story.
Yerel bir esnafın hikayesi.
Please join me next time when my guest will be Leo Zimmerman a local business owner and family man who spends his spare time as a bullfighter.
Bir dahaki sefere konuğum iş adamı ve aile babası olan ve boş zamanlarında boğa güreşi yapan Leo Zimmerman'la birlikte sizleri ekran başına bekliyoruz.
As a business owner, I have a right to make decisions about who I hire.
Bir işveren olarak kimi işe alacağıma kimi almayacağıma dair karar verme hakkım var.
Kevin isn't a starry-eyed business owner.
Kevin romantik bir iş sahibi değil.
Look, baby, just tell daddy that, that I'm a legitimate business owner.
Babana benim yasal bir iş adamı olduğumu söyle.
Individual Business Owner. That is exactly right, my man.
Evet iyi bildin, aynen öyle.
Individual Business Owner.
BİŞ "Bireysel İş Sahibi" demek.
He is a business owner.
O bir iş sahibi.
Mr. Mort Goldman. A small-business owner, tends to whine a lot, kind of a hypochondriac.
Her neyse, asıl nokta şu, Haim ve Sarah birlikte harika yıllar geçirsinler.
I'm a business owner.
Ben iş yeri sahibiyim.
A business owner whose income was hard to document ;
Geliri belgelenmesi zor bir işletme sahibi ;...
Donald has gone from scamming celebrities To being a small business owner.
Donald ünlülere dolandırmadan küçük işletme sahibi olmaya geçti.
All right. I am a local business owner.
Pekâlâ, ben yerel bir işletmeciyim.
I am a local business owner, and I would like to find out about your company.
Ben yerel bir işletmeciyim ve şirketiniz hakkında bilgi edinmek istiyorum.
Personal responsibility, small business, future small business owner myself Soup R'Crackers.
Kişisel sorumluluğum. Ben de ilerde kendi Çorba ve Krakerler işletmemin sahibi olacağım.
-'Cause I am the business owner.
- Çünkü ben iş sahibiyim.
But the tables were turned as musician and local business owner Burt Chance became a guitar hero.
Ama şimdi müzisyen ve yerel iş sahibi Burt Chance için durum tersine döndü ve bir gitar kahramanı.
Man, I'm a small-business owner.
Şurada ufak bir işletmem var.
I'm a tax-paying American and small business owner in the great state of Louisiana.
Güzel Louisiana'da vergisini ödeyen, ufak bir iş yeri sahibi bir Amerikalıyım.
Now, how can the shipping business go on if the owner's tie isn't straight?
Şirketin sahibi kravatını düzgün bağlamazsa gemicilik işi nasıl devam etsin?
I'm the mother of the business, not just the owner of the property
Ben sadece mülk sahibi değil, aynı zamanda bu işi çekip çevirenim.
He has business to discuss with the owner of this club.
O bir iş için bu kulübün sahibiyle görüşecek.
Business is doing well, but I'm still only the owner of a whorehouse.
İşler yolunda, fakat hala elimde sadece bir tane genelev var.
"the ex-showgirl wife of Donald Phelps " has no business being the owner of a major league baseball team. "
Donald Phelps'in eski striptizci karisi, beyzbol takiminin basinda olmayi hak etmiyor.
Only a few women dummies, a shoeshine black... and the owner of the business.
Sadece satıcı kadınlar siyahi bir adam ve dükkan sahibi vardı.
- I'm half-owner of the business,
- Şirketin yarısı benim.
I understand you're now part-owner of the business.
Sanırım şu an şirketin diğer sahibisiniz.
I wanna turn up on Monday with enough cash to be an owner of that business.
Pazartesi günü geldiğinde oranın sahibi olacak kadar nakit para istiyorum.
I mean, I figured that you're trying to find the owner of this missing container, and you needed a way to connect the import-export business with the sex trade.
Evet, yani düşündüm de kayıp konteynırın sahibini bulmaya çalışıyorsun, ve seks ticaretinde alım-satım bağlantısını kurmanın bir yolunu bulman gerekecek.
It says the carnival went out of business the summer of'64, that the owner opened a restaurant north of Lewiston.
64 yazında, karnavalın işi bıraktığını, sahibinin Lewiston kuzeyinde bir restoran açtığını yazıyor burada.
Well, I doubt if my business partners would appreciate me bringing another owner along.
Yanımda bir başka at sahibini getirmemden iş ortaklarımın hoşlanacağını sanmıyorum.
.. What local law enforcement is calling a vigilante gunslfnger sends cheers through the local community, for the full story we go to Anita chung, convenient Mari owner many Kim, whose business has been plagued by hate crimes and vandalism
... Yerel güvenlik güçlerinin gönüllü silahşör dedikleri kişi yerel halka sevgilerini gönderiyor... Hikayenin ayrıntıları için Anita Chung'a bağlanıyoruz,
Hey, hey, hey! Small business owner.
Küçük ölçekli işletme sahibi.
Southside bar owner Malcolm Little had no idea this morning that his place of business would be the scene of a massive gas leak explosion.
Güneydeki bar sahibi Malcolm Little ın iş yerindeki gaz sızıntısı yüzünden büyük bir patlama yaşayacağı aklına bile gelmezdi.
- Owner Liu, business is good huh? .
- Bay Luu, işler iyi gidiyor ha?
You're Qi Tiansheng, the business partner of Owner Lu right?
Te Thien Nguyen... Bay Luu'nun iş ortadı değil mi?
you're not gonna believe this, But the owner of that shop Said they've been in business for 40 years.
Belki inanmayacaksın ama, dükkânın sahibi 40 yıldır çalıştıklarını söyledi.
It seems your ex-husband was part owner in a business.
Görünüşe göre, eski kocanız bir işte ortakmış.
Your ex-husband was part owner in a business.
Eski kocanız bir işe ortaktı.
A guilty first-worlder lends $ 50 or more to the Microloan Bank, who uses it to help my owner finance her business.
Gelişmiş ülke insanı, Küçükkredi Bankası'na en az 50 dolarlık bir bağış yapar ve banka bunu işini büyütmesi için sahibime verir.
The owner of a construction business?
Bir inşaat şirketinin sahibi mi?
And so protecting your business with the owner is more important than helping us?
Yani iş bağlantını korumak bize yardım etmenden daha mı önemli?