Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / But we are

But we are перевод на турецкий

11,598 параллельный перевод
- I know this isn't the best time, but we are in your childhood bedroom, and I do have one question :
Bak şu an iyi bir zaman değil ama şu an çocukluk odandayız ve sana bir sorum var :
Arya, I don't know how to say this, but we are not a family, okay?
Arya, bunu nasıl söylerim bilmiyorum ama biz aile falan değiliz.
"Forgive us, kind gentlemen, but we are forced to meet you in Oruro later today."
"Bizi bağışlayın lütfen, sizinle daha sonra Oruro'da buluşacağız."
The odds would be dire, but we are not without resources.
Avantajımız az ancak kaynaklarımız da yok değil.
It's not all of you, but we are trying to build something special here.
Hepiniz yapmıyorsunuz zaten ama burada özel bir şey kurmaya çalışıyoruz.
But we are alone in Central Park.
Ama Central Park'ta baş başayız.
Dr. Palmer is correct. We may not be legends in your time, Captain, but we are going to decide our own fates.
Senin zamanında efsaneler olmayabiliriz Captain ama kendi kaderlerimize kendimiz karar vereceğiz.
Well, I mean, we're not, like, a "family", but we are like a family.
Yani, "aile" gibi değiliz ama biz bir aileyiz.
We are, but it's not going well.
Oluyorduk ama pek iyi gitmiyor.
Fake funeral's a good idea, sir, but where are we gonna find a corpse?
Sahte cenaze düzenlemek iyi bir fikir ama cesedi nereden bulacağız?
They want us to think we're winning but they got a permit for that and they are beating us by 60 feet.
Kazandığımızı düşünmemizi istiyorlar ama bunun için izinleri var ve bizi 18 metre farkla yeniyorlar.
Things are tough, I know. But we can't give up hope.
İşimizin zor olduğunun farkındayım fakat yeise kapılamayız.
I think maybe we've talked about this, but, um, uh, when... I... When you boys are out here doing your thing, do you mind keeping the garage doors closed?
Daha önce bundan bahsettim diye hatırlıyorum ama çalışmaya başladığınızda garajın kapısını kapatmanızın mahsuru olur mu?
The line is, "But are you sure we have the power to control them?"
Senaryon "Ama emin misin? Onları kontrol edecek gücümüz var mı?"
We are on different sides, Elise, but...
Farklı taraflardayız, Elise ama...
When we remember things, the details are hazy, imperfect, but you recall memories perfectly.
Biz olayların ayrıntılarını bulanık hatırlıyoruz ama sen hatıraları net hatırlıyorsun.
There are loads of different styles of hijab, but this is how we like to roll on the Isle of Thanet.
Başörtüsü bağlamanın çeşitli şekilleri var. Ama Thanet'te böyle bağlamayı seviyoruz.
Sorry, caught between a rock and a hard place... but as we are on the sovereign territory of "le roc"...
Üzgünüm, iki arada bir derede kaldık. Ancak yabancı topraklarda olduğumuzdan...
But we can promise that if we are successful, we shall move with vigor and vitality on the problems which disturb us here and around the world.
Fakat şunun sözünü verebiliriz ki, eğer başarılı olursak bizi ve dünyadaki herkesi rahatsız eden problemlerin üzerine dinç, coşkulu bir şekilde gideceğiz.
Well, as the agency would have mentioned, we are a number of months away from opening the children's therapy centre but we will need a groundskeeper soon, as you can tell.
Ajans size bahsetmiştir. Çocuk terapi merkezini açmamıza sadece birkaç ay kaldı. Yalnız bahçenin en kısa sürede onarılması gerekiyor.
But if we are honest with each other, I think we both know...
Ama birbirimize karşı dürüst olursak ikimiz de biliyoruz ki...
I don't doubt your anger towards her, but I have to ask... if, in the course of our maneuver, we are forced to choose between escape and her death, where are you?
Ona karşı öfkenden şüphe etmiyorum lakin sormalıyım. Hamlemizin sonucu olarak kaçmak ya da onun ölümü arasından seçim yapmak zorundayız. Ne diyorsun?
But if we cannot find Jack Rackham and Anne Bonny, if we can't find the cache in their possession, whatever happens to Nassau, you and I are likely finished.
Fakat eğer ki Jack Rackham ve Anne Bonny'i ve .. ellerindeki hazinenin kalan kısmını bulamazsak, Nassau'ya her ne olursa olsun sen ve ben her halükarda bittik demektir.
But if their identity lies in their stories, I wanted you to know them so that when we are ready to call them enemies, you would be ready for it.
Fakat onların kim oldukları hikayelerinde yatıyorsa, onları tanımanı istedim onlara düşman demeye hazır olduğumuzda, bunun için hazır olacaksın.
So we are able to see the island, but the island cannot see us.
Adayı görebiliyoruz ama onlar bizi göremiyor.
But we have to accept the premise of common humanity, otherwise you are in the jungle with beasts.
Ama insanlığın ortak öncülünü kabul etmeliyiz aksi takdirde ; ormandaki hayvanlar gibi oluruz.
Vonnie, we are not going to Mexico but... we are going to Niagara Falls, anywhere.
Vonnie, Meksika'ya gitmiyoruz. Niyagara Şelalelerine gidiyoruz, herhangi birine.
But we don't give up the religion we are born into.
Ama doğuştan gelen dinimizi değiştirmiyoruz.
Yeah, but how are we gonna find this place?
Evet, ama kulübeyi nasıl bulacağız?
We can, that's true, and they're hard to look at, but how many of them are there?
Evet, görebiliyoruz. Şüphesiz ki çok nahoş bir görüntü. Peki kaç adet kesik mevcut?
But look at us. Look at where we are.
Hâlimize baksana, nerede olduğumuza bir bak.
But right now, we are in deep trouble.
Ama şu anda başımız büyük dertte.
But what are we looking to do?
- Peki ne arayacağız?
I did, but what are we supposed to do, sing campfire songs or something?
İstiyordum ama ne yapacağız ki? Kamp ateşi şarkıları falan mı söyleyeceğiz?
We have been friends, uh, for a very long time, and there are a million reasons why I love you, but one of them, one of the biggest ones, is that you are always have been incredibly committed to making the most of your life.
Çok uzun süredir arkadaşız ve seni sevmemin milyonlarca nedeni var. Ama onlardan biri, en büyüklerinden biri, kendini inanılmaz şekilde hayatının çoğunda üretmeye adamış olman.
- So it's not a question of appropriate versus inappropriate, but rather... what are we gaining from having them read this book now?
- Yani bu uygun veya uygunsuz olmakla ilgili bir soru değil ama bu kitabı okuyarak ne kazandık şimdi?
But we think the Americans are making them, so we make them, too.
Amerikalıların yaptığını düşünüyoruz bu yüzden biz de üretime başlayacağız.
But we need to make sure that Carol and Morgan are okay and then we make a plan.
Ama öncelikle Carol'la Morgan'ın iyi olduğundan emin olup sonrasında bir plan yaparız.
Again, I know some of these questions are silly, but we're just trying to identify the most common ways that people contract stis.
Dediğim gibi ; sorular biraz saçma olabilir ama cinsel yolla bulaşan hastalıkların görüldüğü kişilerdeki ortak sebepleri sormak zorundayım.
Oh, Friday I'm supposed to but we will cover whatever the damages are to your property.
Cuma günü ben ama tüm hasarlarınızı karşılayacağız.
I mean, The Kinks are all right, but that's just not who we are.
Yani The Kinks iyi bir grup ama bizim tarzımız değil.
Yeah, but here we are.
Öyle ama işte bu noktaya geldik.
It's gonna take some time... these fuckers are not cooperative... before we find that source of the funds, but we know what we're going to find.
Paranın kaynağını bulmadan önce pislik herifler iş birliğine yanaşmayacaklardır ama eninde sonunda aradığımızı bulacağız.
♪ We are on our way But along the way ♪
Koyulduk kendi yolumuza Ama yol boyunca
But nothing happened, so what are we talking about?
Ama hiçbir şey olmadı, o halde neyi konuşuyoruz biz?
We are not in, but...
Evde değiliz...
We are, but you're clearly not with those outfits!
İyiyiz, ama belli ki siz o giyimle değilsiniz!
"We have nothing but high hopes for her future. " And you are an important part of that.
Şüphemiz yokki onun geleceği için sen önemli bir parçasın.
Yes, of course, there are still a few details that we need to work out, but consider this deal as good as done!
Hala çözülmesi gereken birkaç sorun var ama anlaşmayı bitti bilin!
We understand your concern that something could leak, but, uh, Kelsey tells me that your pages are like nothing she's ever seen.
Bir şeylerin sızmasındaki endişeni anlıyoruz ama Kelsey bana hiç böyle sayfa görmediğini söyledi.
But here we are now, right?
Ama işte buradayız değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]