But well перевод на турецкий
41,115 параллельный перевод
Well, it was, but I'm selling it now by the truckload.
Öyle, ama şimdi kamyon kamyon satıyorum.
Well, not an easy situation, indeed, but handled with grace and aplomb.
Kolay bir durum değil tabii ama incelikle ve sakince ele aldınız.
Well, yes, there was another crow, but that's because I simply couldn't believe that a crow's neck could be that weak.
- Evet, başka bir kargaya da yaptım. Çünkü bir karganın boynunun o kadar zayıf olmasına inanamıştım.
Well, yes, there was a third crow, and a fourth, if you must know, but who likes crows?
- Peki üçüncüyü nasıl açıklıyorsunuz? - Evet, üçüncü de vardı o kadar merak ediyorsanız dördüncü de, ama kargaları kim sever be?
Well, he may have suspected it before, but there's no way he could have known for sure.
Önceden şüphelenmiş olabilir ama kesin olarak bilmiş olamaz.
But he's entrusted me, because I'm a gay man - and clearly more sensitive than the rest of you, - Well, no,
Ama bana güveniyor çünkü ben geyim ve hiç şüphesiz hepinizden daha duyarlıyım.
I gave myself Jerry on purpose. Well, I was right in the middle of a sentence, but... what?
Cümlemin tam ortasındaydım ama...
- Well, it's for both of you guys, but, these, - these are just for Jerry.
- Ama bunlar sadece Jerry için.
Well, no, you were fat as shit, pal, but I loved you that way, Frank.
Dombili gibisin ama seni öyle seviyorum zaten Frank.
You can't rhyme very well, but...
Pek iyi kafiye yapamıyorsun ama...
Yeah, well, I think the parallels with Dante's inferno are amazing, but... No.
Dante'nin Inferno'su ile olan paralellikleri mükemmel ama...
Well, yeah, but, I...
Şey evet ama ben...
Well, but they could.
Ama gelebilir de.
Well, we're kind of in a rush, but sure.
Evet, biraz acelemiz var, tabii.
Well, I don't wanna go to work, but I do.
Ben de işe gitmek istemiyorum ama gidiyorum.
Well, I always knew, but then you had me... take a DNA test.
Önceden haberdardım zaten ama siz de bana DNA testi yaptınız.
Well, technically, the war is that way. But we gotta get this way first.
Aslında savaş arkada kaldı ama biz önce bu tarafa gideceğiz.
They might as well have not existed, but you just stole a plane with 200 people onboard.
Böyle bir şey olmayabilirdi ama sen içinde 200 yolcu olan uçağı kaçırdın.
♪ But I need a certain song... ♪ Okay, well, I got a Master's degree, but, heh, somebody's gonna have to explain these numbers to me.
Tamam, yüksek lisans diplomam var ama birisinin bana bu rakamları açıklaması gerekecek.
Look, I do not know Dom as well as you, but if we just look at the facts.
Dom'u sizin kadar tanımıyor olabilirim fakat doğruya doğru bakarsak...
Well, I was born in Chicago, uh, but I grew up in guelph.
Chicago'da doğdum, ama Guelph'de büyüdüm.
Well, something like that, but not quite so glamorous, I guess.
Öyle bir şey ama o kadar fiyakalı değil.
Well, I guess I've got that show coming up with my band, but I'm not sure that I want to do it.
Galiba grubumla bir gösterimiz olacak ama istediğimin bu olduğuna emin değilim.
Well, yeah, but go easy on the guy, huh?
Evet ama adama fazla yüklenme.
The balance of your father's mind was, well, unstable... but you have no such excuse.
Babanızın akli dengesi yerinde değildi ancak sizin böyle bir bahaneniz yok.
I would laugh at you, but you're not well.
Sana gülerdim ama sen iyi değilsin.
But in the event... of a messenger coming to tell you that he had killed me, well, champagne! All the wild possibilities.
Ancak bir ulağın beni öldürdüğünü haber vermeye gelmesi hâlinde şampanya ve ne kadar vahşi ihtimal varsa münasiptir.
Well, the last few digits are smudged, But the numbers indicate a small town in the north...
Son birkaç hanesi bulanmış ama bu sayılar kuzeydeki küçük bir kasabayı...
We believe in you 100 percent, but from a business perspective, the board would like you to consider some alternatives without sacrificing any of the high standards that you're so well-known for.
Sana yüzde 100 güveniyoruz fakat ticaret açısından bakınca da kurul, o çok meşhur yüksek standartlarından taviz vermeden başka alternatifler düşünmeni istiyor.
Well, I'm not sure who I am, but I'm not me.
Kim olduğumdan emin değilim ama, ben değilim.
Henry Whelan was a good man, he meant well, but he just wasn't getting the job done.
Henry Whelan iyi bir adamdı, iyi niyetliydi ama işin icabına bakmıyordu.
Well, I don't mean to be rude, sir, but I do not understand what the fuck that means.
Kabalık etmek istemem komutanım ama ben bu ne sikim demek, anlamıyorum.
I understand he's not feeling well, but I need to speak with him.
Hasta olduğunu anlıyorum ama konuşmamız gerek.
Getting fired probably wasn't the kind of face time he was after, but, well, I guess you could say it was kind of a page in the history books.
Gönlünde yatan yüz yüze görüşmede kovulmak istemiyordu herhâlde ama tarih kitaplarında bir sayfa yer etti diyebiliriz.
Well, no one witnessed it, but she was pretty distraught.
Kimse görmemiş ama hâli perişandı.
Well, I know you haven't been in touch for a while but you could always try stay at your sister's.
Biliyorum bayadır görüşmüyorsunuz ama yanında kalmak için her zamanki gibi kardeşini bir dene istersen.
Well, I'm happy to let you post it, but nobody really reads these flyers.
Evet. Tabii ki buraya da bırakabilirsin. Ama broşür okuyan bulamazsın.
Well, you're always going on about what's wrong with people, but you don't do anything about it.
Her zaman insanların yaptıkları yanlışlardan bahsediyorsun ama bu konuda hiçbir şey yapmıyorsun.
Well, I can't tell you where to find them, but I can tell you what they all have in common.
Nerede bulacağını bilemem ama hepsinin ortak noktasını söyleyebilirim.
Well, he stabbed you just deep enough for the guards to call the ambulance, but he missed all the major organs.
Gardiyanların ambulansı çağırmasına yetecek kadar derinden bıçakladı ve hiçbir ana organına zarar vermedi.
Well, you can call them if you'd like, but I can assure you that Thor gave me explicit instructions.
İsterseniz onları arayabilirsiniz ama Thor bana kesin talimatlar verdi.
And I don't like to brag, But I also set a mean table, as well.
Övünmek gibi olmasın ama sofra da hazırladım.
Yeah, well, nothing gets better in my truck, but nothing gets worse.
Evet, benim açımdan hiçbir şey iyileşmeyecek. Ama kötüleşmiyor da.
Well, she may not understand me, but she seems to know you.
Beni anlayamayabilir, ama seni biliyor gibi.
But perhaps the magic worked too well.
Ama belki de sihir çok iyi çalıştı.
Well, anything's possible, but I wouldn't count on it.
Her şey mümkün ama yerinde olsam buna bel bağlamazdım.
But if we run with the one ship that still presents a threat to the governor, he may very well chase and give the survivors their best chance of escaping to the fallback position on the eastern shore.
Ama en azından tek bir gemi de olsak valiye bir tehdit teşkil ederiz ve o da peşimize düşerse, oradan sağ çıkanların kaçıp doğu kıyısına çekilmeleri için bir fırsat yaratmış oluruz.
You might as well have stolen the money to pay for it, but that is not what I am talking about and you know it.
Bunu ödemek için para bile çalmış olabilirsin ama kast ettiğim şey bu değil ve bunu biliyorsun.
Well, it was a murder enquiry, but it doesn't look like I'm going to be involved.
Bu bir cinayet soruşturması ama ben ilgilenmeyeceğim gibi görünüyor.
Well, you know, i said that, but everybody's board Is gonna be a little bit different.
Ben öyle dedim ama herkesin mukavvası biraz farklı olacak.
Well, I think I found him, but it's Saxon Baker.
Sanırım buldum ama adı Saxon Baker.
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well hello 20
well thank you 29
well spotted 23
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well hello 20
well thank you 29
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well no 77
well spoken 20
well i'm sorry 20
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well no 77
well spoken 20
well i'm sorry 20
well now 184
well in that case 21
well i 89
well it's 16
well yeah 97
well uh 21
well yes 116
well enough 63
well actually 36
well i never 20
well in that case 21
well i 89
well it's 16
well yeah 97
well uh 21
well yes 116
well enough 63
well actually 36
well i never 20