Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ B ] / But you're okay

But you're okay перевод на турецкий

1,660 параллельный перевод
How come it's okay for you to nod when you're thinking, But if I tap my fists together, I have to be medicated?
Sen düşünürken kafanı sallaman normal ama ben yumruklarımı birbirine vursam, tedavi görüyorum?
Okay, but you don't even know if you're gonna get what you need.
Tamam da ihtiyacın olan bilgiyi bulabileceğini bile bilmiyorsun.
But we're still going to need to ask you some more questions. Okay?
Ama size hâlâ birkaç soru daha sormamız gerekecek.
Oh, but you're gonna have to take me to work every day this week, okay, because the car is in the shop, and, um, can we play some different music?
Ama bu haftalık beni her gün işe sen götürmelisin çünkü araba hâlâ tamirde. Arabada farklı bir müzik dinleyebilir miyiz?
I don't feel like she's doing the work- - okay, I understand that, but you're making this about you.
Onun yaptıklarının işe yaradığını düşünmüyorum... Tamam, senin ne demek istediğini anlıyorum ama bunu kişiselleştiriyorsun.
Okay, listen, I know we said there needs to be more room for you, especially if we're going to have a second child... Yes, we did. ... but I need to understand, you know, is this what that looks like?
Tamam, dinle, senin için bir oda daha yaptırmayı düşünüyoruz biliyorum özellikle de ikinci bir çocuk yaparsak ama şunu bilmeliyim bu, bu şekilde mi devam edecek?
Okay, but you're just avoiding the problem.
Tamam, ama sen sadece sorunundan kaçınıyorsun.
Okay, okay, but you're just driving the price up.
Tamam öyle olsun ama fiyatı artırdın haberin olsun.
But I'm gonna win a big, fat award, So I'm guessing you're okay with that.
Ama büyük bir ödül kazandığım için çalmamın senin için bir önemi yok.
- Okay, you're not, but you're touchy this morning.
- Tamam değilsin, ama bu sabah Alınganlığın üzerinde. Biliyorum.
Okay, but we're sure that, you know, He's involved?
- Tamam ama bundan emin miyiz?
You were severely dehydrated and suffering heat stroke, and that can cause confusion, but you're okay now.
Çok fazla susuz kalıp güneşin etkisinde kalmışsınız. Bilinç kaybına sebep olabilir ama bir sorununuz yok.
But you're okay, now.
Ama artık iyisin.
Okay, okay, you're probably right that it's not an alien, but why don't we keep investigating just to be sure.
Tamam, tamam, belki de bunun bir uzaylı olmadığı konusunda haklısın ama niye emin olmak için araştırmaya devam etmiyoruz?
Okay, but you just signed a one-year lease on this place, and you're buying a house across the street.
Peki. Ama bir yıllık kira kontratı yaptın ve sokağın karşısında bir ev satın alıyorsun.
Okay, I know you're his best friend, but you're my friend too, right?
Tamam, onun en iyi arkadaşı olduğunu biliyorum ama benim de arkadaşımsın, doğru mu?
Okay, but you're not okay with this.
Tamam ama bunu onaylamıyorsun, değil mi?
Okay, Carter, we all know that you're miserable being stuck here, but you don't have to ruin it for the rest of us.
Tamam, Carter, burada tıkılıp kaldığın için mutsuz olduğunun hepimiz farkındayız ama diğerleri için de bugünü mahvetmek zorunda değilsin.
Erica! You're right, it is because of Jesse, but it's not how you think. Okay, fine.
Tamam, haklısın.
Okay, look, I don't know what this guy told you, but you're not allowed to see him ever again, do you hear me?
Tamam, bak, ben bilmiyorum Söylemiştim ne bu adam ancak izinli değilsin bir daha onu görmek için Beni duyuyor musun?
- but are you sure you're feeling okay?
- İyi misin?
Okay, this should help with the pain, but if you're separated from it for too long...
Tamam, bu acılarını dindirir, fakat uzun süre ayrı kalırsan eğer...
Look, I know this is difficult for you, but you're jumping to conclusions, okay?
Bak, biliyorum bu senin için çok zor. Ama direk sonuçları bulmaya çalışıyorsun, tamam mı?
Look, Sarah and I can't make a move without setting off Alexei's alarm bells, but you're a civilian, okay?
Ben ve Sarah, Alexei'yi işkillendirmeden bir şey yapamayız. Ama siz sivilsiniz.
Okay, Chuck, I know you're not a spy anymore, but I really need you to do some spy stuff!
Chuck, artık ajan olmadığını biliyorum ama birkaç ajanlık yapsan makbule geçerdi.
Okay, you're repeating your words, so I know you're annoyed, but, Cate, she's family, and as far as sisters go, she could be worse.
Tamam, aynı şeyleri söyleyip duruyorsun. Biliyorum sinirleniyorsun, ama Cate, o ailemden. Kardeşimin gelmesi, seninkinin gelmesinden daha kötü olamaz.
I know you're probably wondering what the rest of her is like, but it's okay...
Biliyorum muhtemelen geri kalan kısımlarını merak ediyorsunuz. Ama merak etmeyin!
You guys, this is sweet, really, but you're wrong, okay?
Millet, yaptığınız şey gerçekten çok güzel, ama yanılıyorsunuz tamam mı?
But you're still out, okay?
Ama sen yine de yoksun, tamam mı?
Okay. But I wish you'd just stop and tell me what it is you're implying.
Tamam da keşke şunu yapmayıp, ne ima ettiğinizi söyleseniz diyorum.
Okay under normal circumstances I would never say this but you're faster, stronger and braver than I am so I am begging you go get my laptop.
Normal şartlar altında bunu asla söylemezdim... ama benden daha hızlı, cesur ve güçlüsün. Bu yüzden sana yalvarıyorum bilgisayarımı geri getir.
Okay, nobody's gonna watch if you're good but yourself.
Kimse seni takip etmeyecek ama sen kendini biliyorsun
I thought, you know, handling some ancient Spears would trigger a notion, but- - okay, well, I'm sorry to interrupt you while you're handling your ancient spear, but I found Christina's gravesite.
Düşündüm de, belki bir mızrağı tutmak aklıma birşeyler getirebilir, ama... Eski mızrağınla oynarken böldüğüm için üzgünüm ama Christina'nın mezarlığını buldum.
Okay, Tracy, that was a setback, okay, but whether the confession is admissible or not doesn't prove that you're guilty beyond a reasonable doubt.
- Tamam, Tracy, bu devre arası, - itiraf geçerli olsun veya olmasın, - bu senin suçlu olduğunu ispatlamıyor, muhtemel şüphenin de ötesinde.
But you're just gonna have to trust us on this one, okay?
Ama bu sefer kararımıza güvenmek zorundasınız, tamam mı?
Okay, so you're curious, but you're afraid to ask the boss if you can go.
Tamam, yani merak ediyorsun, ancak patrona gidebilir miyim diye sormaya çekiniyorsun.
Okay. I'm sorry... that I... but, Addison... either you're ready to be in this, really in this... or you're not.
tamam üzgünüm ben- - ama, addison... sen buna ister dahil ol gerçekten dahil ol..
Okay, you want me to broaden the search, fine, but you're gonna have to give me something else.
Aramaları genişletmemi istiyorsan tamam ama bana başka bir şey daha vermen gerekecek.
But if you're gonna bump her, You do it up here, okay,
Ama eğer ona çarpacaksan, burasına çarp, tamam mı?
Okay, I get that you were built without a censor button, but if we have to go to guns on this case, you're going to be happy that he's on our side.
Sansür düğmen yok, anlıyorum ama bu vakanın üstesinden gelmemiz gerekiyorsa Nick'in bizim tarafımızda olmasına memnun olacaksın.
Look, I know in your own weird way You're trying to help, but don't, okay?
Dinle, kendi tuhaf yollarınla bana yarım etmeye çalıştığını biliyorum ama yapma olur mu?
Okay, honey, I know you're trying to take care of me, But this is pissing me off.
Pekala, tatlım, beni korumaya çalıştığının farkındayım ama artık beni kızdırıyor.
But if you do see him again, do the same thing you did before. Call 911 and we'll come back to make sure you're okay.
Ama eğer onu yine görürseniz daha önce yaptığınızın aynısını yapıp, 911'i arayın tekrar geri gelip, iyi olup olmadığınıza bakarız.
You're - - you're a great girl, okay? But I am with Liz, and I want to be with Liz.
Ama ben Liz'le birlikteyim ve Liz'le olmak istiyorum.
Okay, I don't know what you're trying to accomplish, but it needs to stop right now.
Tamam, neyi başarmaya çalıştığını bilmiyorum ama, bu noktada bitmesi gerek.
Okay, I get it that you're playing the good cop, bad cop thing but blink if you hear me.
Tamam, iyi polis kötü polis oyununu oynadığınızı biliyorum ama eğer beni duyuyorsanız göz kırpın.
So you're sending him home to die, but you're okay with it because you're giving him - a bracelet with his name on it.
Onu evine ölmeye gönderiyorsun, ama bununla ilgili bir sorunun yok çünkü ona üzerinde adı yazılan bir bileklik veriyorsun.
! Okay, I did. But you're definitely not my ideal woman.
Ettim fakat kesinlikle ideal tipim değilsin!
You're okay because of the fox bead, but your grandfather doesn't know that so he must be really worried.
Boncuk sayesinde iyisin ama büyükbaban bunu bilmiyor ve endişeleniyor.
We've known each other for such a long time, so the last thing I wanna do is lose you, okay, but just, some things have to be said, you know, even if they're uncomfortable...
Birbirimizi çok uzun bir süredir tanıyoruz ve seni kaybetmeyi hiç istemiyorum. Fakat bunu söylemek zorundayım. Her ne kadar rahat hissetmesem de...
- Yeah, that would be great. But then there's a couple more things that you're gonna have to do before that, okay?
Evet, harika olur ama önce yapmanı istediğim bazı şeyler var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]