By me перевод на турецкий
22,687 параллельный перевод
You stuck by me through the presidential.
Başkanlığıma kadar yanımda olacaktın.
- You're intimidated by me?
- Gözünü mü korkutuyorum yani?
And one by one, the Feds arrested those cocksuckers, and brought them in, and kept me protected.
Federaller tek tek o sik yalayıcılarını yakaladılar, Ve beni korudular.
By helping someone very dear to me.
- Çok sevdiğim birine yardım ederek.
Spare me the play-by-play, for pity's sake.
- Beni detaylarla boğma!
Judging by your reaction, you believe me.
Tepkine bakılırsa, bana inanıyorsun.
♪ Ahh ♪ Alex Dunphy, would you make me the happiest cat in school and swing by prom with me?
Alex Dunphy, baloya benimle gelerek beni okulun en mutlu kedisi yapar mısın?
Me dealing with animals who don't care that we are air-conditioning the outside and insist on rotting their brains by watching vapid housewives spit wine on each other.
Klimanın havasının dışarı gittiğini umursamayan ve birbirlerine şarap tüküren ruhsuz ev kadınlarını izleyerek beyinlerini çürütmekte ısrar eden hayvanlarla uğraşıyorum. Ve sen.
I only came because you said you were suing me for what I did, which, by the way, was nothing.
Beni dava edeceğini söylediğin için geldim ki bu arada bir şey yapmadım.
You know, Janet was just telling me that, uh, you go by Mark's house every morning before work.
Janet da bana senin her gün işten önce Mark'ın evine gittiğini söylüyordu.
I will not be bossed around by someone 40 years younger than me.
Benden 40 yaş küçük birinden böyle emirler alamam.
You could start by telling me the truth.
- Bana gerçeği anlatarak başlayabilirsin.
Why don't you start by telling me about the problems- -
Neden sorunlarınızdan bahsederek başlamıyorsunuz?
When I bought this jacket, it was meant to be armor to protect me from getting hurt by those I love.
Bu ceketi beni, sevdiklerim tarafından incitilmekten korumak için bir zırh görevi görmesi için satın almıştım.
But I remember that guy bumping into me by the martini bar.
Ama şu arkadaşın bana çarptığını hatırlıyorum.
I need you to call me if Roland Hlavin comes by.
Roland Hlavin sana uğrarsa hemen beni aramalısın.
Look, sir..! get me all his phone and data records by morning.
Sabaha kadar tüm telefon ve veri kayıtlarını bana ulaştır.
This was given to me by that man on the flyover.
Bunu üstgeçitteki adam bana verdi.
You must let me know by tomorrow.
Yarına kadar haberim olsun.
As evinced by the fact that she demanded you come with me.
Olarak kanıtı. Bu o sen benimle gel istedi.
Yeah, by kidnapping me instead of doing the spell.
Evet, bana kaçırma yerine büyü yaparak.
By the authority vested in me, I now pronounce you husband and wife.
Bana verilen yetkiye dayanarak sizi karı ve koca ilan ediyorum.
It's for me to be inspired by that work and then create something else that has its own life and purpose and integrity and... and reason for being.
Benim o işten etkilenmem ve kendi hayatı ve amacı olan bir bütün, bir benliği olan bir şey yaratmam doğru olur.
The whole thing just kind of took me by surprise.
Her şey beni gafil avladı.
Let me remind you... you're actually the lucky beneficiary of German state protection, aided and abetted by the help of its American partners.
Amerikan ortaklarının yardımı ve iştirakiyle Alman devleti korumasının şanlı lehtarısın.
She seeks to disempower me by forcing me into a marriage with whatever weak suitor she chooses... most likely a Protestant, mind you.
Seçtiği zayıf bir talip ile evliliğe zorlayarak beni güçsüz bırakmayı istiyor. Büyük ihtimalle seçimi bir Protestan olacak, unutmayın.
You may celebrate my life by throwing a party with cake, presents and a shower of admiration and love. But then you owe me big-time.
Pasta, hediyeler ve hayranlık ile sevgi şelalesiyle hayatımı kutlayabilirsiniz ama bana fena halde borçlusun.
And I thought I'd come by and see if Max wanted to see me.
Ben de bir gelip, Max beni görmek ister mi görmek istedim.
It stops being an "accident" when you wake me up by yelling, "Hey, check out this'big, beautiful women'porn!"
"Hey, şu'Büyük Güzel Kadınlar Pornosu'na bak!" diye bağırarak beni uyandırınca pek de yanlışlıkla olmuyor.
Why do they say no just by looking at me?
Bunu sadece sana göstereceğim.
- Anyway, that's me over by the Jewish bakers.
Her neyse, mekânım Yahudi pastacıların orada.
Tell me exactly what happened, step by step.
Bana her şeyi tek tek anlat.
You want me to stop by a restaurant, get you some lunch?
Restoranda durup yemek de alayım mı?
Waiting for me by the lake...
Göl kenarında beni bekliyor.
Oh. Prevent vomiting by feeding me vomit.
Beni kusturacak şeylerle besleyerek kusmama engel olmak.
Gretchen tell me what I may or may not have... maybe did by sorta-or - not-mistake is okay.
Gretchen bana yapmış ya da yapmamış olabileceğim belki kazara yapmış olduğum şeyin normal olduğunu söyle.
- I never thought about killing myself, but I used to have fantasies about something happening to me, you know, like getting hit by a truck or falling off a cliff.
İntihar etmeyi hiç düşünmedim. Ama başıma bir şey geldiğine dair hayallerim olurdu. Arabanın çarpması veya uçurumdan düşmek gibi.
Sir, I intend to complete the mission that was given to me by President Michener... with your permission.
Efendim, Başkan Michener tarafından verilmiş görevi tamamlama niyetindeyim. Şayet izin verirseniz.
Thanks for inviting me over, by the way.
Beni davet ettiğiniz için teşekkürler.
You took me by surprise.
- Beni gafil avladın.
On my first day, he was the only one who would tell me I had a weird stain on my Thompson Twins T-shirt and, by the way, I shouldn't be wearing a T-shirt now that I'm working the front desk.
İlk gün Thompson Twins tişörtümde garip bir leke olduğunu ve resepsiyonda Thompson Twins tişörtü giyemeyeceğimi bir tek o söylemişti.
When you proved your loyalty by swallowing those drugs for me,
Bana olan sadakatini, uyuşturucu yutarak kanıtladın. Sınavı geçtiğini söylediğimde, sana karşı dürüsttüm.
- Teo, how are you? - Hey, hey, Sam. Yeah, Kim told me you were stopping by.
Kolombiyalılardan kokain aldığımı öğrenirse onunla da savaşa girerim.
Turns out the chapter was being written by him, not me.
Görünüşe göre bu bölüm benim tarafımdan değil, onun tarafından yazılacak.
But, no, let me - I'll come by
- Bugün öğlen geleceğim, tamam mı?
- Well I died, and I was brought back to life by a beautiful girl possessed by a goddess, so the worst has to be behind me, right?
Eh Öldüm, ve ben hayata geri getirildi Bir tanrıça tarafından sahip güzel bir kız tarafından, böylece kötü, doğru arkamda olmak zorunda?
- Get me closer, I want them to see my face, as they die by my hand.
Yaklaşalım, onlar benim elle ölmek gibi ben onları yüzümü görmek istiyorum.
Stolen from me by betrayal, and finally returned to its rightful possessor.
ihanetin benden çalınan, ve son olarak haklı sahibine geri döndü.
Cabe dared me on the plane that I couldn't eat eight boxes of Saltines by midnight.
Cabe bana uçakta gece yarısına kadar sekiz paket tuzlu kraker yiyemeyeceğim konusunda cesaret cezası verdi.
I don't know... what made me think I could have possibly bought a car by myself.
Bilemiyorum... kendi başıma, araba almayı kim aklıma soktu acaba...
Will you make me the most hilarious man in the world by being my ex... - Come on!
Eski karım olarak beni... dünyanın en komedi insanı yapa...