Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Can it be

Can it be перевод на турецкий

25,002 параллельный перевод
- Can't be it- - -'Cause we would have detected
- Olamaz mı?
It's like Caitlin said : sometimes when things get broken, they can't be fixed.
Caitlin'in de dediği gibi kırılan bazı şeyler düzeltilemez.
It's really cute you think I can be replaced.
Yerimin doldurulabileceğini düşünmen gerçekten çok tatlı.
It can be Kovar, it can be your wife, it can be your child, but I need you to choose and do it quickly.
Bu Kovar, karın ya da çocuğun olabilir. Ama senin seçmen gerek. Ve bunu hızlı yapmalısın.
Whatever needs to be done, they can handle it.
Yapılması gerekeni onlar yapabilir.
Yeah. It may not be real, but it still hurts like a son of a bitch.
Evet, belki gerçek değildi ama yine de hayvan gibi canım yanıyor.
I know everything- - who you love, who you trust, who you've hurt, but do you know how easy it was to turn Evelyn against you, how easy it will be to turn them all?
Her şeyi biliyorum. Kimi seversin, kime güvenirsin kimin canını yaktın ama Evelyn'i sana karşı çevirmek ne kadar kolaydı onların hepsini sana karşı çevirmek ne kadar kolay olacak, biliyor musun?
This can, of course, be seen for what it is, a cynical ploy by the Democrats.
Bu tabi ki olduğu gibi Demokratların kötücül bir taktiği olarak görülebilir.
- Yes. So he can fuck his friend's wife and her husband can film it and they gotta be able to do that in privacy, really?
Arkadaşı kameraya alırken arkadaşının karısını gizlilik içinde sikebilsin diye?
It can't be crushed.
Kolay kolay ezilmiş.
A whole building that used to house human beings will now be dedicated to selling things to people who own so much stuff, they can't contain it themselves, so they need the help of a store.
Eskiden insanların barınması için kullanılan bir bina artık kendi başlarına zapt edemeyecekleri kadar çok şeye sahip olan, bu yüzden bir mağazaya ihtiyaç duyanlara satış yapan bir yer olacak.
But if-if it's gonna derail the goals that we've set here at Scorpion, then it can't be realized.
Ama bu olay burada, Scorpion'daki amaçlarımızı yolundan saptıracaksa o zaman gerçekleşemez.
Well, to be honest, um, I really wasn't too sure about it, but she can be very persuasive.
Dürüst olmak gerekirse pek emin değildim ama oldukça ikna edici olabiliyor.
It can be a buildup of methane in the brain.
Beyinde metan birikimi olabilir.
Look, Laurel, I know you hate being told anything but the town has changed ; it's toxic now, and socializing across the aisle - can be misunderstood.
Bak Laurel, biliyorum söylenmekten nefret ediyorsun ama bu şehir değişti, artık zehirli... ve koridolarda sosyalleşmek yanlış anlaşılabilir.
Hawk, it's not gonna be real if we keep hiding or if you, like, can't tell your parents about me or if you have to plant ten trees every time we make out.
Hawk, saklanmaya devam edersek gerçek olmayacak ya da mesela ailene benden bahsedemezsen ya da ne zaman yakınlaşsak on ağaç dikmek zorunda kalırsan.
Can it not be about Sarah for a second?
Bir an olsun mesele Sarah olmasa olmaz mı?
Kate Beckett is going to be dead by the end of the night, and there is nothing you can do about it.
Kate Beckett bu gece bitmeden ölmüş olacak, Ve bununla ilgili yapabileceğin hiçbirşey yok.
It can take photos, and even be a computer.
- Fotoğraf çekebiliyorsunuz, hatta bir bilgisayar bile olabiliyor.
Penny, it's only natural to want your mother-in-law to like you, and I acknowledge I can be an intimidating person.
Penny, kayınvalidenin senden hoşlanmasını istemek doğaldır. Bazen tehditkar olabileceğimi kabul ediyorum.
Yes, it can be.
Evet, doğru.
But when one is troubled by the reality of this world, it can be comforting to consider other possibilities, even if those possibilities disturb us, so strong is the desire to escape the tyranny of consciousness and the narrow boundaries of our perceptions,
Fakat kişi bu dünyanın gerçekliğinden rahatsızsa diğer olasılıkları düşünmek rahatlatıcı olabilir o olasılıklar bizi rahatsız etse bile. Bilincin zorbalığından ve algımızın dar sınırlarından kaçma arzusu o kadar güçlüdür ki...
Something that might be crazy, but if it isn't, I can't take that risk.
Çılgınca bir şey olabilir fakat değilse, bu riski alamam.
It can't be that common.
Çok da yaygın bir şey değildir.
It's not like omni wheels can't go straight, unless... are you afraid you won't be able to drive it?
Çok yönlü tekerler düzgün gidemez diye birşey yok ki, tabii sen süremeyeceğinden korkuyorsan, o başka?
It can't be.
Gerçek olamaz.
Elena, it can't be both.
Elena, ikisi birden olamaz.
You can't let it be personal.
Meseleyi kişiselleştirmemelisin.
So, we don't have to think about what was or what could have been, because today, this day, it can now be what it is.
Bu yüzden ne olduğu veya ne olacağı hakkında düşünmemize gerek yok, çünkü şuan da aynısı olabilir.
Well, it's... it's still a long road, but I think we can afford to be hopeful.
Yani... bu uzun bir yol ama bence umutlu olabiliriz.
I'm sure it can be rectified by passing her a note in Study Hall, so...
Çalışma odasında ona bir not vererek düzeltilebileceğinden eminim, yani...
Maybe we both need to be held while we grieve, but it has to be someone who can feel pain for our pain,
İkimiz de yas tutarken birinin bize sarılmasını isteriz belki. Ama o biri bizim acımızı hissedecek biri olmalı bundan zevk alacak biri değil.
It can be, yes.
Olabilir.
Does... does he know how dangerous it can be?
Ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyor mu?
No, it just means that it's not getting all the blood that it could be and that... that we have to get the baby out as fast as possible so we can get the pressure off the cord.
Nabız olmaması sadece kan gitmediği anlamına geliyor olabilir. Bebeği hemen dışarı çıkarmalıyız. Böylece kordondaki basınç kalkar.
It can't be compromised.
Bozulmaması lazım.
If we can trace where it came from, we might be able to link him more directly to the bomb.
Aldığı yerin izini bulabilirsek bombayla daha doğrudan bağlantısını kurabiliriz.
And it can be Erkki running around in the basement.
Bodrumda dolaşan Erkki de olabilir.
I think it's kind of cool that a woman can be that spontaneous.
Bence bir kadının doğaçlama olarak yapması güzel.
It can't be.
O olamaz.
But it can be good for all of us.
Hepimiz için iyi olabilir.
Uh, no. Uh... not just you, but, yes, it is off the market, and we are thrilled to be part of your cause, and we would love to participate in any way we can.
Hayır sadece siz değil, fakat artık piyasada değil ve biz de amacınızın bir parçası olmaktan memnunuz ve yapabildiğimiz noktada katkı yapmaktan mutluluk duyarız.
It will be 10,000 years before anyone can step foot on that radioactive rubble again.
O radyoaktif döküntüye birilerinin ayak basması için on bin yıl geçmesi gerekecek.
I have to think that you're not so myopic that you can't see that I might be entitled to a little return for turning it into what I've turned it into.
Olduğum şeye dönüştüğümü göremeyecek kadar bakar kör olmadığını farzediyorum.
It can't be.
- Sorun olmaz.
If I can make Liz seem unstable enough, it would be indicated for me to put her on a ventilator in a medically-induced coma.
Başka? Eğer durumunu yeterince düzensiz gösterebilirsem onu solunum cihazına bağlayarak medikal komaya sokabiliriz.
It's still can be eaten after washing it.
Temizlersek yenebilir.
No, but it can be cooled down.
Hayır, fakat soğutula bilinir.
Dad, Dad, can you please be careful with that? It breaks really easily.
çünkü doların akışkanlığı net değil.
I mean, genes can be changed, so... now you know what you need to do to fix it.
Yani, genler değişebiliyor şimdi sen de nasıl düzeltebileceğini biliyorsundur.
And he can't be strung out when they do, or it's not gonna end well.
Ve geldiklerinde uyuşturucu etkisinde olamaz, yoksa bunun sonu iyi bitmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]