Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ C ] / Case

Case перевод на турецкий

88,129 параллельный перевод
Anything about the case, anything about the investigation.
Davayla ilgili, soruşturmayla ilgili herhangi bir şey.
But without new evidence I'm never gonna get your case before the Review Commission.
Ama yeni kanıtlar olmadan İnceleme Komisyonundan önce davanı kesinlikle alamam.
Annie who tried to get over 40 law firms to take a look at Kevin's case.
Annie Kevin'ın davası için kırktan fazla hukuk firması denedi.
You wanna look at what case?
Hangi davaya bakmak istiyorsunuz?
Drop everything and find a case file from 2003 for a solicitor from London...
Her şeyi bırak ve Londra'dan bir avukat için 2003'ten bir dosyayı çıkar.
The case number is O21464487.
Dosya numarası O-21464487.
Had a cold case inquiry here six years ago.
Altı yıl önce burada eski bir davayı soruşturmuştum.
I'm taking a look at the case.
Davaya bir bakmak istiyorum.
So the case made him?
Onu dava mı yükseltti?
The Commission will have to re-open the case.
Komisyon davayı yeniden açacaktır.
Kevin, I know the review board would re-examine your case, and I believe your conviction will be overturned.
Kevin, İnceleme Komisyonunun davanı yeniden açacağını ve itirafını geçersiz kılacağını biliyorum.
Or have you been put so completely out to grass no-one takes your calls any more, in which case why the fuck should we bother to protect you?
Yoksa kimsenin telefonlarına bakmayacağı kadar çaptan düştün mü? Bu durumda neden biz hâlâ seni korumakla uğraşıyoruz?
This is your case now, so watch her.
Bu artık senin davan, izle onu.
She'll spot any mistake, and make the whole case turn on it.
Herhangi bir hata bulur ve bütün davayı bunun üstüne yıkar.
Yep. The new guy running the case.
Davaya yeni biri bakıyor.
His case is being sent to the Crown Prosecution Service.
Dosyası Kraliyet Kovuşturma Birimine aktarıldı.
That is ironic. What's the case?
İronikmiş gerçekten.
Because that would hurt your case more than you're hurting it already.
- Hayır. Çünkü bu davanıza şimdiye kadarkinden fazla zarar verir.
This, plus the photos of Linda, plus the family refusing the exhumation, which you need to prove your forensic anomalies, it's not a case you'll win.
Bu ve Linda'nın fotoğrafları ayrıca ailenin cesedin çıkarılmasını reddetmesi ki soruşturma anormalliklerini kanıtlamak için ihtiyacın var bunlarla davayı kazanamazsın.
Does it hurt your case?
- Davanı etkiliyor mu?
No, it hurts your case.
- Evet, senin davanı etkiledi.
This isn't my case any more.
- Bu artık benim davam değil.
Once we take a case or a client, they're ours for always.
Bir davayı veya müvekkili temsil ediyorsak sonsuza dek bizimdir.
Look, my case is with the Crown Prosecution Service but whatever they decide, my career's over.
Davamı Kraliyet Savcılığı yürütüyor. Karar ne olursa olsun, kariyerim bitecek.
Well, a spare set, in case the main set got lost or shut up in the school.
Yedek anahtarlar. Çünkü kaybolabilir ya da okulda kalabilir.
Case is closed.
Dava kapanmıştır.
However, she has contacted these solicitors with experience in your type of case who'll be happy to represent you.
Yine de, bu tür davalarda tecrübeli avukatlar önerdi. Seni savunmaktan gurur duyacaklar.
In case you can't do the math,
- Galiba anlamıyorsun.
You have to re-open the Linda Simms case right now.
Linda Simms davasını şimdi yeniden açmalısınız.
The Linda Simms case is closed.
Linda Simms davası kapandı.
The Kevin Russell case is now closed.
Kevin Russell davası artık kapandı.
I'll deny ever saying this, but if you were surveilled that one time, that is no longer the case.
Bunu söylediğime pişman olacağım. Bir kez takip edildiysen, artık davayla ilgisi yoktur.
But in this case, you're so wide of the mark, it's embarrassing.
Ama bu davada hedefi kaçırdın ve utanç verici.
Well, once the case is closed, present your second and name the place.
O halde şu mesele kapandığında bir iki mekânın adını verirsin artık.
My case is not closed.
Dava henüz kapanmadı.
I take it there's been a development on the super Max case?
Süper Max davasında bir gelişme mi oldu?
This moment is about finding a witness to help solve a case.
Şimdiki an, davayı çözmemize yardımcı olacak görgü tanığını bulmakla ilgili.
The lightness and clarity of mindfulness will help us solve the case.
Farkındalığın hafifliği ve berraklığı davayı çözmemize yardımcı olur.
In any case, a homeless man told us that...
Her durumda, evsiz bir adam bize dedi ki...
Just don't act like a gringa mental case, okay?
Çatlak beyaz karılar gibi davranma, tamam mı?
We discussed your case... came up with something that's almost unanimous.
Davan üzerinde konuştuk ve neredeyse oy birliğiyle bir karara vardık.
'Cause some mental case wants playmates?
Üşütüğün teki oyun arkadaşı istiyor diye mi?
And in this case, it's one of your people who did the shooting.
Ve adamı vuran, sizinkilerden biriydi.
Let's get him down into the pool so we have room to work, just in case.
Havuza koyalım, çalışacak alanımız olsun. Her ihtimale karşı.
So, either you're an asshole who knew that women in here are so desperate you could hook yourself an eight, or you're as batshit as Lorna, in which case, match made in heaven.
Ya buradakiler çaresiz olduğu için epey güzel bir kadın düşürebileceğini bilen bir götsün ya da Lorna kadar çatlaksın, ki o durumda mükemmel bir çiftsiniz.
But, no, I remember this case.
Ama hayır, bu vakayı hatırlıyorum.
In this case, her reproductive organs.
Yani üreme organlarını.
Also, I think Agent Seger here can help expedite going through all these case files.
Ajan Seger da vaka dosyalarını inceleyerek işimizi hızlandırabilir.
Now you see why this case is the longest and most expensive criminal investigation in Italy's history.
Şimdi bu vakanın niye İtalya'nın en uzun ve en pahalı soruşturması olduğunu görüyorsunuz.
I just found something in this case file.
Bu dosyada bir şey buldum.
The Yusef Attar case.
- Yusef Attar davası.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]