Considering the circumstances перевод на турецкий
107 параллельный перевод
You know, I've been thinking considering the circumstances and my present condition it would be well if you would assume command, temporarily.
Bilirsin, düşündüm de şartlar ve benim durumum gözönüne alındığında eğer geçici olarak komutayı üzerine alsaydı, iyi olurdu.
You know, you do rather well considering the circumstances.
Bliyor musun, koşulları düşünürsek, oldukça iyi iş çıkarıyorsun.
I think I did very well, considering the circumstances.
Bu şartlarda gayet iyi idare ettiğimi düşünüyorum.
And considering the circumstances, don't you think you should... get into something practical?
Koşulları göz önüne alınca, biraz pratik yapsan.
Their physical condition is good, considering the circumstances.
İçinde bulundukları durumu düşünürseniz, fiziksel durumları iyi.
In fact, considering the circumstances... I think advertising the existence of a place like this might be somewhat cruel.
Doğrusu, şuan ki durum altında... böyle bir yerin varlığını duyurmak iyi olmayabilir.
Considering the circumstances, I'd question that proposal at this time.
Bu şartlar altında, bu seferlik önerini sorgulamak isterim.
Considering the circumstances, how can she forgive me?
Bu şartlar altında, sanırım beni affetmesinin ihtimali yok!
A reasonable assumption considering the circumstances.
Şartlar düşünüldüğünde gayet makul bir varsayım.
But he's surprisingly healthy, considering the circumstances.
ama şartlar göz önünde bulundurulduğunda kendisi gayet sağlıklı durumda.
I guess I didn't really expect him to wait for me considering the circumstances.
Sanırım, böyle bir şart altında, beni bekleyebileceğini beklemiyordum.
I'm not sure if she's gonna be comfortable... considering the circumstances.
Ama durum göz önünde bulundurulunca o rahat eder mi bilemem.
Mr. Lenoir was found to be in an excellent state of health... considering the circumstances.
Bu şartlar altında, Bay Lenoir'ın sağlığının mükemmel olduğu kanısına varıldı.
How do you do? Considering the circumstances, we're doing all right.
Şartlar göz önüne alınırsa, gayet iyiyiz.
Considering the circumstances, maybe I shouldn't work at Cage and Fish.
Şartları düşününce, belki de Cage ve Fish'de çalışmamalıyım.
Considering the circumstances....
Durum göz önüne alınınca...
Considering the circumstances I think it's better if you don't come here.
Koşulları göz önüne alırsak, buraya gelmenin iyi olmayacağını düşünüyorum.
Considering the circumstances involving the night of May 2nd.
2 Mayıs gecesindeki durumu göz önünde bulundurursak
Considering the circumstances, we'd like permission to come aboard... as soon as possible.
Koşullar dikkate alınarak, Biz gemiye gelmek için izin istiyoruz... Mümkün olduğunca Çabuk.
But, you know, she's doing pretty good, considering the circumstances.
Ama, biliyorsunuz, o iyi oldukça yapıyor koşullar düşünüyor.
Remarkably well, considering the circumstances.
İçinde bulunduğu durumu düşünürsek oldukça iyi.
Considering the circumstances, let's lower the price.
Şartları göz önünde bulundurarak, fiyatı düşürelim.
Well, it's about 4000 light years away but considering the circumstances, I'd say it's a start.
Yaklaşık 4 bin ışık yılı uzaklıkta ama duruma bakılırsa en azından bir başlangıç olduğunu söyleyebilirim.
Considering the circumstances, I think the death benefit is more than generous.
Koşulları düşününce bence ölüm yardımı oldukça cömert.
However, we are quickly getting back on track, and maybe, considering the circumstances, you could cut us a little slack, give us a bit of an extension.
Ama çabucak toparlanıyoruz. Bu şartları göz önünde bulundurursak, bize biraz tolerans gösterebilir misiniz? Bize kısa bir uzatma süresi verin.
Didn't think you'd call, considering the circumstances.
Şartları dikkate alırsak, arayacağını pek sanmıyordum.
I mean, considering the circumstances.
Söz konusu durumu düşününce.
Considering the circumstances, I thought I could have you turn yourself in.
Şartları düşününce kendi içine dönmen gerektiğini düşünüyorum.
We've been overlooking it, considering the circumstances.
Onu gözden kaçırmıştık, koşulları düşünmemiz gerekir.
And you've been very kind, considering the circumstances.
Çok düşüncelisin...
Thank god I did it, considering the circumstances.
Şartları düşünürsek iyi ki de yapmışım.
Considering the circumstances.
- Şartlar bunu gerektiriyor.
I mean, considering the circumstances, why not?
Düşündüm de, neden olmasın?
I was gonna give it to you tomorrow but considering the circumstances, I kind of wanna give it to you today.
Yarın verecektim ama koşullar göz önüne alındığında bugün vermek istedim.
She's not as far as I would have thought, considering the circumstances.
Olayı göz önünde bulundurursak düşündüğümden fazla yanmamış.
Considering the circumstances, your lawyer requested that we offer you an explanation of what happened to your wife, and perhaps offer an apology.
Koşulları göz önüne aldığımızda, avukatınız isteği üzerine size karınıza ne olduğu hakkında bir açıklama sunuyoruz ve belki de bir özür sunacağız.
Considering the circumstances, I'd say he's handling it pretty well.
Durumu değerlendirmek gerekirse, bayağı iyi idare ediyor diyebilirim.
Considering the circumstances, I have tried with all of my strength to fight it.
Koşullar göz önüne alınırsa ona karşı tüm gücümle savaşmayı denedim.
But try and understand that considering the circumstances a misunderstanding was inevitable.
Ama bu koşullarda bir yanlış anlamanın kaçınılmaz olduğunu anlamaya çalışmalısın.
Anyway, it was great getting to spend time with you, Brooke, even... considering the circumstances.
İçinde olduğumuz şartlara rağmen, seninle vakit geçirmek güzeldi, Brooke.
Considering the circumstances, I want to end the session now.
Şartları da düşündüğümüzde bu seansı şu an bitirmek istiyorum.
Which is normal considering the circumstances.
Bu da bu şartlar altında oldukça normal.
- I know I'm supposed to feel pity for you, Mr. Simcoe, but considering the circumstances, excuse me if I don't.
- Size acımam gerektiğini biliyorum, Bay Simcoe ama şu şartlar altında, bunu yapamıyorsam beni affedin..
Considering the circumstances, I think we're showing admirable restraint.
- Bulunduğumuz şartlar düşünülürse, bence takdire şayan bir kontrol gösteriyoruz.
Well, considering the circumstances...
Peki, bu şartlar altında...
The Captain has the authority to try Ms. Torres here on the ship, considering the extenuating circumstances.
Koşulların bu şekilde onu gemiden atma gerekliliğine rağmen, kaptanın onu gemide tutma yetkisi var dır.
We do the best we can, considering... the circumstances.
Şartları göz önüne alırsan, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Extremely well, really, considering the extraordinary circumstances of her origin.
Son derece iyi. Kökeniyle ilgili olağanüstü gerçekler göz önüne alınırsa.
I find him quite amusing considering the dire circumstances.
Bu zor zamanımda onu çok eğlendirici buldum.
Considering the relatively benign circumstances Of the accident, none of it makes sense.
Kazanın tehlikesiz olması koşulunu göz önüne alırsak, bu hiç mantıklı gelmiyor.
Considering the special circumstances of this case.. .. this Court will exercise its discretionary powers.
Davanın özel durumu göz önüne alınarak mahkeme bir uygulama değişikliğine gidecek.