Covers перевод на турецкий
2,305 параллельный перевод
The light that travels against the aether and back again covers this journey in a different time to the light travelling across the aether.
Eter'e karşı hareket eden ve geri dönen ışık, ether boyunca yolculuk yapan ışığa göre bu yolculuğu değişik bir zamanda bitirir.
That, my friend, is 15 covers of "islands in the stream."
- Dostum bu "Island In The Stream" şarkısının 15 farklı versiyonu.
In the next few weeks, we'll be introducing a medical plan that covers illness, and a suggestion box that is no longer a guillotine for the hand.
Önümüzdeki haftalarda hastalıkları da kapsayan sağlık sigortası, ve el giyotini olmayan dilek kutusu gibi yenilikler getireceğiz.
Now we know that an eclipse of the Sun takes place just at new moon, when the Moon is even smaller than a crescent, when the Moon comes and covers the Sun.
Şimdi biliyoruz ki güneş tutulması sadece yeni ayda gerçekleşir, ay hilalden bile küçük olduğunda, gelir ve güneşi kaplar.
Two, it covers you with sticky slush drink.
İki, yapışkan buzlu içecekle kaplanırsınız.
Then the third comes in and covers the camera with gold spray paint.
Sonra üçüncü gelip, kamerayı altın rengi sprey boya ile kapatıyor.
I tipped over a paint can and threw up a little, But I think - - I think "thanks" about covers it.
Boya kutusunu devirip, biraz istifra ettim ama bir "teşekkürler" de olur.
You see any manhole covers?
Lağım kapağı var mı hiç?
I really hope per diem covers the 11-hour camel ride.
Umarım alacağım yolluk 11 saatlik deve yolculuğunu karşılar.
Look... employee discount covers immediate family members, also.
Bakın çalışanlara verilen iskonto sadece birinci derecedeki yakınları için geçerlidir.
A guy who, keep in mind, is a Ring operative, who knows our covers, where we live, where Castle is.
Hatırlatırım, kendisi ayrıca Ring ajanı. Yaşadığımız yeri, Kale'nin yerini biliyor.
Then I'd have TMU all over my ass instead of yours, and I'd be on magazine covers, huh?
O zaman T.M.U. benim peşimde gezer ve, dergi kapaklarına ben çıkarım.
That covers anything from farting in bed to killing a homeless guy.
Bu dediğin yatakta osurmaktan evsiz birini öldürmeye kadar her şeyi kapsar.
And every night when I used to tuck you in, you used to hide under the covers, and I'd say "Where's Riley?"
Seni her gece beşiğine yatırırdım ve battaniyenin altına saklanırdın ben de sana, "Riley nereye gitmiş bakalım?" derdim.
Our radio covers everything.
Radyomuz her şeyi karşılıyor.
" He got in it and Drew up the covers.
" O da içine girdi. Ve yorganı üstüne çekti.
Case books usually come in thick, hard covers.
Dava kitaplarının genelde kalın ve sağlam kaplamaları olur.
Even the folder needs to be picture-perfect, because the fact is, spies do judge books by their covers.
Dosyanın klasörü bile yaptığınız işin kalitesini yansıtmalıdır ; çünkü ajanlar, bir kitabı kapağına göre değerlendirirler.
Lights out, under the covers.
Işıklar kapalıyken, yorganın altında.
You should see how he hogs the covers.
Yorganı nasıl kendi tarafına çektiğini görmelisin.
She actually sews them in the vest and covers it with kevlar.
Yeleği diker ve üstünü Kevlar'la kaplar.
He covers up.
İz bırakmıyor.
Doctors typically have some say in who covers for them.
Doktorlar genelde kendilerinin yerine bakacak kimseler için bir iki kelâm ederler.
Next thing I know, little Georgie, his sister and the cat are all crammed in with us under the covers.
Sonra birden, küçük Georgie, kız kardeşi ve kedi bizimle yorganın altına girdiler.
Reveal the covers of all operatives?
Faal olan herkesin kimliğini açığa çıkarabilirler mi?
This is the floor she covers.
Bu katta nöbet tutuyor.
Boyhood nights, under the covers with a flashlight, making shadows on the ceiling dance, counting little lambs while you drifted off to sleep.
Çocukluk gecelerinde bir fenerle çarşafın altından tavanda dans eden gölgeler yapmak, uykudan içi geçerken küçük kuzuları saymak.
He covers his tracks.
İzini kaybettiriyor.
Sometimes I wish I could just go upstairs to my old room and crawl under the covers like I never left.
Bazen keşke sadece yukarıda ki eski odamda olmak istiyorum ve orada kalmak.
Ho-Yang, get up from under those covers!
Ho-Yang, şu örtülerin altından çık artık.
It covers Watt's adaptations to the steam engine.
Watt'ın buhar makinesi üzerindeki uyarlamalarıyla ilgili.
The girl gets up and covers herself with the towel while hollering at the dog :
Kız havluyla kendini örterek ayağa kalkar. köpeğe seslenirken :
They get the magazine covers.
Dergi kapaklarına onlar çıkar.
Now pretend to be a lesbian to get more magazine covers, like Lindsay Lohan.
benide bıçak kör olmasına rağmen hadım etmeyi başardı.
It covers everything.
Her şeyi kapsıyor.
- It covers everything.
- Hepsini kapsıyor.
You take all the covers.
Tüm örtüler senin.
He covers the entire distance running behind
Bütün yol boyunca motosikletin peşinden koşuyor.
Yeah, I doubt it covers acts of Claudia.
Evet, ve eminim Claudia'nın müdahalesini de kapsıyordur.
After 40, covers are a girl's best friend.
40'tan sonra, bir kadının en iyi dostu giysileridir.
- Manhole covers bring bad luck!
- Kanalizasyon kapağına basmak uğursuzluk getirir.
Surely your paycheck covers more than stuffing your face in the basement.
Grey ve Yang, eminim sizin maaşınız kendinizi bodruma gömmekten fazlasını karşılıyordur.
Unlike any other body in the solar system, liquid water covers nearly two-thirds of its surface.
Güneş sistemindeki bütün cisimlerden farklı olarak, sıvı su yaklaşık yüzeyinin 2 / 3'ünü kaplıyor.
No, 282 articles, most of which covers business relations to marriage life. And is closely related to issues concerning everyday life.
Büyük kısmı iş ilişkilerinden, evlilik hayatına kadar ve günlük hayatta karşılaştığımız sorunlarla ilgilidir.
I-I-I-I've tanned hide for the covers.
Kapaklar için deri tabakladım.
This covers the other day as well.
Geçen günkünü de alırsın.
I think the valve covers might be loose.
Supap kapakları gevşemiş olabilir.
Um... the valve covers might be loose.
Supap kapakları gevşemiş olabilir.
- We had to replace the covers twice.
- Kılıfları iki defa değiştirmek zorunda kaldık.
You let Paige borrow your car. I hope your insurance covers theft.
Paige'e arabanı ödünç verdin.
Yeah, that pretty much covers it.
Evet, bu olayı özetliyor.
cover 186
covered 59
covert affairs 56
cover up 75
cover fire 19
cover it 29
cover me 335
covered in blood 53
cover your eyes 45
cover yourself 44
covered 59
covert affairs 56
cover up 75
cover fire 19
cover it 29
cover me 335
covered in blood 53
cover your eyes 45
cover yourself 44