Cries out перевод на турецкий
209 параллельный перевод
How it... cries out and screams inside when I have to do it...
Bunu yapmak zorunda kaldığımda onun içimde nasıl çığlıklar attığını...
And then a voice cries out.
Ve sonra bir çığlık.
Yet, something in me cries out that this cannot be true... that one must live for oneself.
Ama yüreğim bunun doğru olmadığını haykırıyor. İnsan kendisi için yaşamalı diyor.
" for you know that your mother's heart cries out,
" çünkü annenin kalbi seslenmektedir sana,
My fate cries out and makes each petty artery in this body as hardy as the Nemean lion's nerve.
Kaderim çağırıyor beni! Nasıl çağırıyor yine, bakın!
- "and my heart cries out..."
- "... yine göğsüm kabardı... "
"cries out and keeps crying."
"... hıçkırıkla bağırmak istiyorum. "
No Hittite warrior cries out in pain.
Hayır. Ama Hitit savaşçısını inletiyor.
No longer are you my brother. My blood cries out to kill you.
artık benim kardeşim değilsin.
But wretched Jonah cries out to them to cast him overboard... for he knew that for his sake this great tempest was upon them.
Ama zavallı Jonah, bu büyük fırtınanın onun yüzünden olduğunu bildiği için kendisini denize atmaları için yalvarıyordu.
- Tosses all night, and cries out.
- Bütün gece kıpırdanıp çığlık atıyor.
Tonight, her soul cries out for release.
Ruhu... serbest kalmak... istiyor.
My soul cries out for relief.
Ruhum serbest kalmak için çırpınıyor.
Every time justice blunders, it's someone like you who cries out for help who rots in every jail, who hangs from every rope.
Adalet her sekteye uğradığında, yardım feryatları koparanlar kodeste çürüyenler, ipte sallananlar senin gibi insanlar oluyor.
Your body does her bidding, but your spirit cries out to be free.
Vücudun onun emirlerini yapıyor, ama ruhun özgür olmak için haykırıyor.
( Cries out ) A proclamation!
Dikkat, dikkat!
- Cannon? - ( cries out )
Ya toplar?
Thy form cries out thou art. Thy tears are womanish!
Görünüşün erkek diye haykırıyorsa da gözyaşların kadınca.
My body cries out...
Bedenim haykırıyor...
A comrade, a citizen, a fellow human being... cries out for our attention!
Bir yoldaş, bir yurttaş, bir insan sizin yardımınızı bekliyor!
"Return to me my sheep?" cries out the former singer strident.
"Koyunumu geri ver?" Yine o eski çığırtkanlık.
I've tasted life to the fullest... and still my soul cries out... in this hungry, tortured, wrecked quest, "More!"
Hayatı dolu dolu yaşadım... ve ruhum hala bu aç, işkence, verici, mahveden... soruyla parçalanıyor, "Daha!"
Such passion cries out for forgiveness
# Bu kadar tutku bağışlaman için haykırıyor. #
It cries out for something else.
Bu, başka bir şeye ihtiyaç duymaktadır.
Together we can listen if Bob cries out.
Bob'un ağlayıp ağlamayacağını dinlemek için kalırım.
Now the swamp cries out a warning.
Şimdi bataklık acı içinde uyarıyor.
In his dream he gets up and cries out,
Rüyasında ayağa kalkıp, haykırıyor.
The ghost of Sally Blake cries out for American justice.
Sally Blake'in ruhu, Amerikan adaleti diye haykırıyor.
On a day when the sacred mountain cries out... a golden God-child shall come from the depths of Gudjara.
Kutsal dağın bağırdığı günde, Gudjara'nın derinliklerinden altın bir kız çocuğu gelecek.
For as long as a single man is forced to cower under the iron fist of oppression, as long as a child cries out in the night, or an actor can be elected president, we must continue the struggle.
Bir tek insan bile baskının demir yumruğu altında ezildiği, geceleri bir çocuk ağladığı, ya da bir aktör başkan seçildiği sürece mücadeleye devam etmeliyiz.
Why he cries out in pain.
Neden acı içinde çığlıklar atıyor?
The whole world cries out, "Peace, freedom, and a few less fat bastards eating all the pie".
Bütün dünya "Barış, özgürlük, az sayıda şişman piç, " bütün pastayı yiyor. " çığlıkları atıyor.
So that every shriek of every child at seeing your hideousness will be yours to cherish. Every babe that weeps at your approach, every woman who cries out, "Dear, God, what is that thing?" will echo in your perfect ears.
... böylece iğrençliğini gören her çocuğun attığı çığlık hatıralarına kazınacak her bebeğin döktüğü gözyaşı ve "Yüce Tanrım, bu da ne böyle?" diye haykıran her kadının feryadı, o mükemmel kulaklarında çınlayıp duracak.
You can have a body that cries out "Look at me", "Admire me!"
Vücudunuz, "Bana bakın. Beni takdir edin." diyebilsin.
I hurt myself and Draupadi cries out :
Canım acıyor ve Draupadi bağırıyor :
You take me in straight, and as soon as I'm in view, you cries out.
Beni hemen içeri götür ve girer girmez şöyle seslen :
We'll show you. ( CRIES OUT ) Carolina.
Size göstereceğim.
The mind suffers and the body cries out.
Akılın cefasını, vücut çeker.
Killing one's husband cries out for punishment.
Kocasının ölümüne gözyaşı döken biri, cezalandırılamaz.
And as they both sink beneath the waves the frog cries out...
İkisi de dalgaların dibini boylarken boylarken kurbağa bağırmış.
Believe me, Jerry, somewhere in this hospital the anguished oink of pig-man cries out for help.
İnan bana Jerry, bu hastanede bir yerde domuz-adam acı dolu bir şekile'oink'liyor.
Bastian, can you hear me? ( Cries out )
Bastian, beni duyabiliyor musun?
Every night he cries out, vowing to find his killer.
Her gece, düşmanını bulacağını... haykırırdı.
Your nature cries out for it.
Doğan gereği, buna çok ihtiyaç duyuyorsun.
It's a children's story about a young shepherd boy who gets lonely while tending his flock so he cries out to the villagers that a wolf is attacking the sheep.
- Yalnız başına sürüsünü otlatan çoban hakkında bir çocuk hikayesi. Bir gün çoban "köylüler yetişin kurt geldi" diye bağırmaya başlamış.
And Jonah cries unto the Lord... out of the fish's belly.
Ve Jonah balinanın midesinde Tanrı'ya yakardı.
And the noise of the birds their horrible savage cries as they circled over the narrow black beach of the Encantadas while the new-hatched sea turtles scrambled out of their sandpits and started their race to the sea.
Bir de kuşların sesi yumurtadan yeni çıkmış deniz kaplumbağaları kum çukurlarından dışarı çıkmaya çabalayıp denize doğru yarışa başlarken Encantadas'ın dar siyah kumsalının üstünde dönerek attıkları korkunç vahşi çığlıkları.
Is this how you turned out? A Hollywood finocchio that cries like a woman?
Kadınlar gibi ağlayan bir Hollywood finocchio'suna mı dönüştün?
He cries whenever we take him out, so we just leave him in there all the time.
Oradan çıkardığımızda ağlamaya başlıyor. Bu yüzden hep orada bırakıyoruz.
[Grunts, Cries Out]
Hey!
I could see from afar, looking up between the trees how there were hundreds of thousands of people when they passed Hitler they were speaking completely delirious and they began to shout, this cries will never get out of my ears...
Amerika'da da öfekli kalabalığın gücü karşısında demokrasi tehdit altındaydı. Borsanın çökmesinin etkileri felakete yol açmıştı. Öfkeli kalabalık, felaketin sorumlusu olarak gördüğü şirketlere karşı öfkesini yöneltmiş, şiddet artmaya başlamıştı.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of nowhere 149
out of town 49
outstanding 214
out of 299
outside of work 17
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
out of nowhere 149
out of town 49
outstanding 214
out of 299
outside of work 17
out loud 97
out of respect 50
out like a light 17
out of my sight 38
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of my house 22
out of the way 896
out here 191
out of respect 50
out like a light 17
out of my sight 38
out of mind 55
out of time 18
out of love 16
out of my house 22
out of the way 896
out here 191