Crushed перевод на турецкий
3,036 параллельный перевод
I suppose, yes, in a way, he was crushed by the machine- - Going through a divorce, his company collapsing. Your dad was in a dark place.
Bir bakıma evet, makinenin altında ezilmişti boşanma süreci yaşıyordu, şirketi batmak üzereydi.
And last up - - and I know you're gonna be crushed by this - -
Ve son olarak bunun sizi yıkacağını biliyorum,
It's gamer talk for getting crushed by a falling building.
Düşen bir bina altında kalmaya oyuncular öyle der.
Then it's up Rue des Martyrs, very aptly... for that takes him to Rue St. Georges... himself a famous martyr... who was boiled alive, peeled like a tomato... drawn and quartered... crushed on the wheel, then decapitated.
Daha sonra da, Martyrs sokağını tırmanacak ve eğer şansı varsa Saint Georges sokağını bitirecek. İşkenceyle öldürülen bu kişi, haşlanmış, domates gibi derisi soyulmuş parçalanmadan önce bir tekerleğin altında ezilmiş ve sonra da boynu vurulmuş.
But I caught up and I crushed you.
Ama sana yetiştim ve seni ezdim geçtim.
If we don't act quickly, we'll all be crushed.
Eğer hızlı davranmazsak, hepimiz ezileceğiz.
Mom's gonna be crushed.
Annem mahvolacak.
Then I crushed'em up and snorted'em.
Sonra ezdim ve burnuma çektim.
Any remaining resistance was crushed.
Herhangi bir karşı çıkma bastırıldı.
I'm crushed that you don't want me there.
Orada olmamı istememen beni kahretti.
It's not a problem. I want to start by giving you my word that we crushed this suit once, we're gonna to crush it again.
Bu davayı daha önce kazandık, yine kazanacağız söz veriyorum.
Spinal column's crushed.
Omurgası parçalanmış.
The crushed spinal column, the broken femurs.
Parçalanmış omurga, kırık uyluk kemiği...
Mm. They're gonna be crushed.
Mahvolacaklar.
How he crushed my soul and left my ego for dead?
Ruhumu nasıl parçaladığını ve egomu nasıl ölüme terkettiğini mi?
There's a lot of moving parts, and it's inevitable that some of the good ones are gonna get crushed by the bad.
Bir sürü şey olup bitiyor. Kötülerin arada iyi insanları halletmesi kaçınılmaz bir şey.
I can't believe you crushed my cellphone with a walkie-talkie.
Telefonumu bir telsizle parçaladığınıza inanmıyorum.
So, you rolled back and crushed your phone.
Yani bize doğru kayıp telefonunu ezdin..
You rolled back and crushed all of your things.
Geri kayıp tüm eşyalarını ezdin.
Rut had won the drag-race and hill challenge, and I'd crushed the high-speed test.
Rut kalkış yarışı ve tepe tırmanma müceledesini kazanmıştı, ben de yüksek hız testini kazanmıştım.
Because, sure, I could get a girl topless, no bra, with one hollowed-out papaya, some crushed ice and two fingers of rum, but then I grew up. Now I only want to make a drink that a coal miner would want.
Çünkü kendime üstsüz, sutyensiz birini bir oylum papatyasi ve içine iki parmak boyunda buzlu rom ile ayarlayabilirim ama büyüdüm artik. simdi tek istedigim bir madencinin istedigi içkiyi hazirlamak.
His left testicle, it was crushed when a supply van overturned and a giant can of peaches got loose.
Sol hayâsı bir kamyona çarptı. Koca bir kasa şeftali boşa gitti.
And how Vera's rescue resulted in the deaths of a dozen people when he crushed the train that hit her.
Vera'yı kurtarmaya çalışırken treni parçalaması da onlarca insanın canına mal olmuş.
The kind who hunted your friend down and strapped him to a board... and put a plastic bag on his head... and crushed his skull with a fire extinguisher.
Arkadaşını avlayıp onu bir tahtaya saran başına poşet geçirip yangın tüpüyle kafasını kıran cinstenim.
You've gotta go in there and crush Bradley like I crushed Henry Warren.
Oraya gidip benim Henry Warren'ı ezdiğim gibi, sen de Bradley'i ezip geçmelisin.
But I've never crushed anyone except accused witches.
Ama ben kimseyi ezmemişimdir, cadılıkla suçlananlar haricinde.
Skull's crushed.
Kafatası çatlamış.
I crushed his shell again.
Kabuğunu yine kırdım.
A strongman crushed a turtle.
Güçlü bir adam kaplumbağa ezdi.
This is wasteful, what is rejected after the catch, or fish who are crushed in our nets.
Avlandıktan sonra atılan canlılar veya ağlarımız arasında ezilen balıklar israftan başka bir şey değil.
You see, the exact same environment... that forged older brother into a warrior... crushed baby brother.
Gördüğünüz üzere aynı çevresel şartlar altında ağabey silah olarak dövülürken kardeş, hurdahaş olmuştur.
My legs and my pelvis are crushed.
Bacaklarım ve leğen kemiğim ezildi.
Help! I was right about Kaylie, and I crushed her.
Kaylie konusunda haklıymış, onu mahvettim.
Crushed on impact.
Çarpışmanın etkisi.
The pro-democracy movement will be crushed.
Demokrasi hareketi yok olacak.
He pretended he was crushed by Rafi's unjust murder.
Rafi'nin haksız ölümüyle yıkılmış numarası yaptı.
Her larynx is crushed.
Gırtlağı ezilmiş.
She was crushed.
Kız mahvolmuş.
Crushed him.
Ezdim onu.
The probe gave out just 100 miles in, crushed by pressure and fried by the incredible heat the pressure generated.
Sonda sadece 160 km derine inebildi. Basınç yüzünden parçalandı. Ve basıncın ürettiği inanılmaz ısı yüzünden kavruldu.
A sparse cloud crushed into a dense swirl of dust.
Seyrek bir bulut yoğun bir toz girdabına sıkıştı.
Any giant mountain will be crushed down by the force of gravity.
Dev bir dağ çekim gücü tarafından ezilir.
Then let's hope we crushed'em.
O zaman umalım da onları durdurmuş olalım.
You would be crushed beyond recognition in a moment.
Bir anda tanınmayacak bir şekilde ezilirdiniz.
She was floating in the lake with her head crushed.
Kafası ezilmiş bir halde göle atılmış.
Atrocitus couldn't have just been crushed in that tunnel, could he?
Atrocitus az önce o tünelde parçalandı, değil mi?
Ray was almost crushed.
Ray az daha eziliyordu.
Careful not to be crushed!
Kapıyı tutuyoruz. Kapı kapanacak!
Look at them, it seems kids crushed by their love.
Şunlara bak çocuk bu sevginin altında eziliyor.
Looks like someone will eventually crushed, right?
İyi gözüküyorsun hiç zarar görmemişsin.
Her cervical vertebrae and lateral malleoli are crushed.
Boyun omuru ve ayak bileği kırılmış.