Did he suffer перевод на турецкий
83 параллельный перевод
Did he suffer too much?
Çok acı çekti mi?
Did he suffer much?
Çok acı çekti mi?
Did he suffer on the cross for nothin'?
Bir hiç uğruna mı o acıları çekti?
For not only did he suffer the shock of losing both his parents, but, and in circumstances no less tragic, the loss of his only brother.
Anne babasını kaybetmenin yanı sıra yine çok acı bir olayda kaybettiği tek erkek kardeşinin ölümüyle sarsıldığı için.
- Did he suffer when he destroyed our love?
Aşkımızı yok ettiğinde acı çekti mi?
Did he suffer any, or was it quick?
O acı çekti mi, yoksa aniden mi oldu?
Did he suffer?
- Acı çekti mi?
- Did he suffer?
- Acı çekti mi?
The professor... did he suffer?
Profesör, acı çekmiş mi?
Did he suffer?
Acı çekti mi?
Did he suffer trauma and extensive blood loss? – Yes.
Kendisinde travma ve fazla kan kaybı var mıydı?
- Thank you. - Did he suffer?
Acı çekmiş mi?
Did he suffer?
Acı çekmiş midir?
- Did he suffer any head trauma?
- Herhangi bir beyin travması geçirdi mi?
~ Did he suffer?
- Acı çekmiş mi?
Did he suffer any blows to the head?
Başına herhangi bir darbe almış mı?
Did he suffer?
Acı çekmiş mi?
Did he suffer?
Acı çekerek mi bari?
When did he ever suffer?
Ne efkârı var ki dağıtsın?
According to the coroner's report, he did suffer from a cerebral hemorrhage.
Savcının raporuna göre, beyin kanaması geçirmiş.
Did he not say, " Suffer the little children
O demez mi... "bırakın çocuklar"
If he did suffer, that was like 40 years ago.
Acı çekmişse bile, bu 40 yıl önceymiş.
What was unusual in my dream is that he did not appear to suffer
Rüyamda garip olan şey, acı çekiyor gibi görünmüyordu.
I wouldn't want to suffer the way he did.
O küçük çocuğun çektiği acıyı çekmek istemezdim.
He buys this nice pizzeria, and sends his sons to school, so that they'll never have to suffer like him. So that they'll learn not to submit as he did.
Bu güzel pizzacıyı satın alır ve çocukları da kendisi gibi sürünmek zorunda kalmasınlar, başkalarının önünde el bağlamasınlar diye onları okula gönderir.
He wants her to suffer for what her husband did to him. And he's not gonna quit until he gets Matthew too.
Kocasının ona yaptıkları yüzünden, Martha'nın acı çekmesini istiyor Matthew'u da ele geçirene kadar gitmeyecek.
- Anson didn't suffer, did he?
- Anson acı çekmedi değil mi?
He did not suffer.
Acı çekmedi.
He really did suffer because first of all he was drinking too much and he, the fact that he might skip a day without writing was just a terror for him.
Alo? Çocukla beraber bir yere gitti, bana da kızgın.
Do you want to suffer as he did?
Onun gibi ıstırap çekmek mi istiyorsun?
Made a lot of sacrifices so that I would not have to suffer the way that he did,
Onun gibi acı çekmemem için çok büyük fedakârlıklarda bulundu.
A man that did go back to tell his part... and brought the horse that he set loose... to them that he caused to suffer... paid respect for the pain that he couldn't fix.
Geriye dönüp yaşananları anlatan... elinden kaçırdığı atı geri götüren... onlara göre acıya sebep olan adam... çare bulamayacağı acılara saygı göstermelidir.
He did it to me because he wants everyone to suffer just like he did.
Bunu bana o yaptı çünkü herkesin kendisi gibi acı çekmesini istiyor.
He did, however, suffer a mild heart attack and we're going to have to run some tests
Ama ne de olsa bir kalp krizi geçirdi, bundan dolayı bir takım tahliller yapmalıyız,
The late Emperor was a thrifty man but I am not going to suffer the way he did
Merhum İmparator tutumlu bir adamdı ama yaptığının cefasını ben çekmeyeceğim.
the man who did this. he needs to suffer like she did.
Bunu yapanı. O kız gibi o da acı çekmeli.
Did he suffer?
Acı çekiyor muydu?
I hope you made him suffer for what he did.
İnşallah yaptıklarının acısını çıkarmışsınızdır.
I wish ill for no man, but Ames deserves to suffer for what he did.
Yaptıklarından dolayı acı çekmeyi Ames'ten fazla hak eden yok.
He died on impact, he did not suffer.
Çarpışmada öldü. Acı çekmedi.
He did not suffer.
Acı çekmedi. Hiç acı çekmedi.
No, if anything, his ideation tended toward self-contempt... toward the suicidal... although he did suffer from some psychosis... when his delusions were florid.
İntihara meyilliydi. Ancak hayalleri gösterişli olduğu zaman biraz ruhsal denge bozukluğu yaşamıştı.
He swore that no one would ever suffer at his daughter's hands as he did at her mother's.
Annesinin kendisine çektirdiği acıları kızının kimseye çektirmeyeceğine dair kendi kendine söz verdi.
He did not suffer.
Acı çekmemiş.
Yes. I mean, he did suffer a serious head injury, memory loss could be possible.
Yani, demek istediğim, başında çok ciddi bir yarası var hafızasını kaybetmiş olabilir.
But we should take comfort in the fact That he did not suffer When his moped hit the side of that arby's.
ama şu bizi rahatlatmalı o acı çekmeyecek gönlümüzde olduğunu bildiği sürece.
What he did in the past life causes him to suffer in this life.
Geçmiş hayatında her ne yaptıysa bu hayatında ona acı çektiriyor.
He did not suffer, no pain
Hiç acı çekmemiş.
- He wants Martin to suffer as he did.
- Martin de onun gibi acı çeksin istiyor.
Jesus did not suffer for our sins, he was, in fact, very high.
İsa, bizim günahlarımız için acı çekmedi, aslında kafası güzeldi.
Mm. He did recently suffer from a mild, uh...
Son zamanlarda bir çeşit...
did he 1350
did he now 35
did he tell you 55
did he die 35
did he hit you 36
did he just say 44
did he tell you that 56
did he do it 47
did he leave 22
did he touch you 28
did he now 35
did he tell you 55
did he die 35
did he hit you 36
did he just say 44
did he tell you that 56
did he do it 47
did he leave 22
did he touch you 28