Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Different languages

Different languages перевод на турецкий

139 параллельный перевод
" They speak different languages, but we understand.
" Hepsinin dilleri farklı, ama onları anlayabiliyoruz.
In different languages.
Farklι dillerde yani...
But these twins, or perhaps I should say triplets, because I believe my associate saw another, were like the same people, but brought up with different languages.
Ama bu ikizler ya da belki üçüzler demeliyim, çünkü yardımcım bir tane daha görmüş olabilir. Onlar sanki aynı insan ama farklı lisanlar ile yetişmişler.
If we look at it, we see that it clearly represents the same text in three different languages.
Taşa baktığımızda açıkça görürüz ki aynı mesajı üç ayrı dilde anlatmakta.
There was a gold anodized disk with greetings from Earth in 54 different languages.
İçinde altın kaplama bir plak vardı... 54 dilde selamlama mesajları içeriyordu.
Learning different languages.
Bir sürü dil öğreniyorlar.
It's "Hello." I can say "Hello" in a lot of different languages.
Birçok farklı dilde "merhaba" demesini biliyorum.
He probably speaks seven different languages.
Değil mi? O 7 farklı dilde konuşuyor olabilir.
We're talking different languages, that's the problem.
Farklı diller konuşuyoruz, bütün sorun burda.
Did you know Jane speaks five different languages?
Jane'in beş farklı dil konuşabildiğini biliyor muydun?
It's more like being a military governor of a small, self-contained country with its own rules, 1000 different languages everyone coming and going at all hours.
Daha çok kendi kendine yetebilen, küçük, kendi kuralları olan binlerce dil konuşulan ve herkesin istediği gibi girip çıkabileceği bir ülkeyi yönetmeye benziyor.
"Marry me," in five different languages.
Beş değişik dilde "Evlen benimle" dediler.
It comes with a manual in three different languages.
Üç dilde kullanım kılavuzu var.
I'll audition the backup singers and learn to say "Can we try it topless?" in 40 different languages.
Yedek şarkıcıların hepsini elemeye tâbi tutacağım. 40 dilde "Bunu bir de üstsüz deneyebilir miyiz" demesini öğreneceğim.
They yell at each other... in totally fucking different languages!
Birbirleriyle tamamen farklı dillerde konuşup dururlar!
The chorus is the equivalent of our early morning news, except that it is broadcast in fifty different languages simultaneously.
Koro sabah haberlerimize eş değerdir, yalnız aynı anda elli farklı dilde yayın yapar.
- I speak 23 different languages.
- 23 dil konuşabiliyorum.
She gets a big kick out of different languages... and cultures and so forth.
Değişik diller ve kültürler onu çok heyecanlandırır.
Spare me, and I shall bless thee in five different languages.
Beni öldürmezsen seni beş ayrı dilde kutsarım.
You will scream in five different languages, horse thief!
Şimdi beş ayrı dilde bağıracaksın, seni at hırsızı!
People speaking different languages.
insanlar farklı dilleri konuşuyordu.
There's 10,000 files, 14 different languages.
14 farklı dilde 10 bin tane dosya var.
So she kept making u-turns and cutting off taxis... and we were being screamed at in so many different languages... that we just turned around and drove home... and bought a Hummel at the curio shop in Stars Hollow.
Sürekli U dönüşleri yaptı, taksilerin önünü kesti. Bir sürü dilde bize bağırdılar. Sonunda döndük.
Our calendars were written in different languages... we didn't even sleep together anymore.
Biz farklı türdeniz. Artık beraber uyumuyoruz bile. Beraber değiliz artık.
If your kids come here, they'll be miserable in four different languages.
Çocuklarınızı buraya gönderirseniz dört dilde konuşurlar, ama mutsuz olurlar.
Haven't you noticed that at this table we are all speaking different languages, and we all come from different countries?
Fark etmediniz mi? Bu masada hepimiz farklı ülkedeniz ama kendi dilimizde konuşuyoruz.
It's been translated into, like, 50 different languages.
Yaklaşık 50 dile çevrildi.
Sometimes speaking different languages.
Bazen farklı dillerde bile konuşur.
But that's exactly what the West does with Islam, as if one billion Muslims in 50 countries, with hundreds of different languages and countless ethnic groups are all one and the same.
Fakat Batı, İslam için aynen böyle yapıyor. Sanki elli ülkedeki bir milyar Müslüman yüzlerce farklı dil ve sayısız etnik grup aynı ve tek bir kişiymiş gibi.
Everyone comes here to learn different languages, even Jin.
Herkes buraya farklı diller öğrenmeye gelirdi tıpkı Jin gibi.
-... in different languages.
- Hem de farklı dillerde.
I had hundreds, and all of them from different backgrounds who spoke different languages.
Yüzlerce ama yüzlerce vardı ve hepsinin geçmişleri farklıydı farklı diller konuşurlardı.
I hear different languages.
Yine o çeşitli lisanları duyuyordum.
I had hundreds and hundreds and all of them from different backgrounds who spoke different languages.
Yüzlerce ama yüzlerce vardı ve hepsinin geçmişleri farklıydı farklı diller konuşurlardı.
I can actually apologize in 17 different languages.
- İstasyonu bağlayın.
Also one in which there were dozens of different languages.
ve bir çok farklı dil kullanılıyordu.
I can't understand you when you talk to me in two different languages.
Benimle iki ayrı dilde konuştuğunuzda sizi anlayamıyorum.
And he can bark in over six different languages.
Altıdan fazla dilde havlayabiliyor.
In your book, your partner's a former Olympic boxer who spoke six different languages.
Tamam, oldu, kitabında ortağın eski bir olimpiyat boksörü, Harvard mezunu ve altı dil konuşabiliyor.
The writing on the side here is in a bunch of different languages, offering a great reward for their capture.
Kenardaki yazılar bir sürü değişik dilde yazılmış yakalanmaları için büyük bir ödül öneriyorlar.
Different genres, different languages, even.
Değişik insanlar.. değişik diller hatta.
These two men might as well speak different languages.
Bunlar bile bu iki adamın farklı diller konuştuğunu gösterir.
We have 5600 newspapers... 35000 magazines in over twenty-one different languages... with a combined readership of over 1 20 million.
5600 tane gazete ve... 21 dilin üzerinde magazin dergimiz ve... yaklaşık olarak ta 120 milyon tane de okurumuz var.
Also heard that. That Muslims want to push Jews back to the sea. Over a billion and a half of Muslims worldwide, in different countries, with different languages, with different modes to see the world.
ayrica duyduguma gore muslumanlar yahudileri okyanusa surmek istiyormus dunyanin her tarafinda 1.5milyar musluman var, farkli ulkelerden ve farkli dillerde, farkli dunya gorusleri olan ve genelde insanlar diger insanlardan nefret eder.
Find the best doctors in the world, just to have them tell me they don't know what they're doing in four different languages.
Bunu bana dört ayrı dilde anlatmaları için mi dünyanın en iyi doktorlarını bulup getirdim?
Wouldn't a good beginning be better communication with terrestrial intelligence with other human beings of different cultures and languages with the great apes, with the dolphins but particularly with the whales?
Önce Dünyamızda yaşayan maymun, yunus ve özellikle balina gibi zeki canlılarla iletişim kurmanın yollarını arasak daha iyi olmaz mı?
The Timorese spoke 30 different languages and dialects amongst a group of 700,000 people.
Esas demokrasi budur. Sokaklardaki halkla ilişki içinde olmayı esas alan güdümlü seçimlerde adayın halkı etkileme yolunu bulduğu zamanlar da olmuştur.
Now the languages are all... they're all different...
fakat şimdi bütün diller.. farklı ve birbirine girmiş.
It says I know five different languages. I'm an expert sharpshooter.
Özgeçmişimde 5 dil bildiğim yazıyor.
At a time, when the world was turning more violent with every passing day, somewhere in India where there are 18 different official languages and as many varied religions a little red white bus was carrying two strangers back to their homes in the plains
Dünyanın her geçen gün daha çok şiddet içerdiği bir zamanda Hindistan'da bir yerlerde, on sekiz farklı resmi dil ve neredeyse bir o kadar da farklı dinin olduğu bir ülkede küçük kırmızı-beyaz bir otobüs iki yabancıyı düzlüklerdeki evlerine geri götürüyordu. ( Plains :
You know many languages from the different men you knew in the camp.
Kampta tanıdığın insanlar sayesinde bir sürü dil biliyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]