Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Do something for me

Do something for me перевод на турецкий

2,002 параллельный перевод
You know, I may need you to do something for me one day.
Bilirsin, bir gün işime yarayacak bir şey yaparsın.
First, you have to do something for me.
İlk önce benim için birşey yapman lazım.
Will you do something for me?
Benim için bir şey yapar mısın?
- Marcus, do something for me?
- Marcus, benim için bir şey yapar mısın?
If you want to do something for me... so do not be sick. Not ever.
Benim için bir şey yapmak istiyorsan hiç bir zaman hasta olma.
Yo, Luke, I need you to do something for me.
Luke, benim için bir şey yapman lazım.
I want you to do something for me.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
So I need you to do something for me.
Bu yüzden benim için bir şey yapman lazım.
I'm going to need you to do something for me, Boogie.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum, Boogie.
I need you to do something for me in that ring tonight, Ringo.
Benim için bu gece bu ringte iyi bir gösteri yapman gerek, Ringo.
Do something for me, fatso!
Benim adıma bir şeyler yapsana yağ tulumu!
Can you do something for me
- Benim için bir şey yapar mısın?
But you've got to do something for me, though.
Ancak benim için bir şey yapmanı istiyorum.
But I need you to do something for me.
Ama benim için bir şey yapmanı istiyorum.
Can you do something for me?
Benim için bir şey yapar mısın?
I need you to do something for me.
Benim için bir şey yapman gerekiyor.
I do something for you, you do something for me.
Ben senin için bir şey yaparım, sen de benim için.
I need you to do something for me.
Senden bir şey isteyeceğim.
I need you to do something for me.
Benim için birşey yapmanı istiyorum.
I, I need you to do something for me.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum.
- Sure. But you have to do something for me first.
Elbette ama önce, benim için bir şey yapmalısın.
Georgie, if I don't make it back, I want you to do something for me.
Dönemeyecek olursam, yapmanı istediğim bir şey var.
You do something for me, I'll let you go.
Eğer benim için birşey yaparsan, gitmene izin veririm.
Would you do something for me?
Sen benim için bir şey yapar mısın?
Get my father to do something for me?
Aileme bir şey verir misin?
Listen, I need you to do something for me.
Dinle, benim için bir şey yapmana ihtiyacım var.
If you're gonna help us, I need you to do something for me.
Eğer bize yardım edeceksen, yapmanı istediğim bir şey var.
And--and i could change--I-i wanted to do something for me, okay?
Bunu yaptım.. ben... Kendim için bir şey yapmak istedim, oldu mu?
I want you to do something for me now, Isabel.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum Isabel.
Then you got to do something for me.
O zaman benim için bir şey yapacaksınız.
Why don't you do something without me for a change, okay?
Neden bi değişiklik yapıp sen benim için bişeyler yapmıyorsun?
I want to go to the Greek Theatre and I want to save your job, and I want to perform for my fans and do something that ain't selfish,'cause this is not working for me as a lifestyle choice.
Yunan Sahnesi'ne gidip, senin işini kurtarmak ve hayranlarım için şarkı söyleyerek bencilce olmayan bir şey yapmak istiyorum çünkü bu yaşam biçimi hiçbir işime yaramıyor.
It is really hard for me to imagine doing something... that would do much damage to them. Do worse than what has been done to them already.
Onlara bu anlamda zarar gelmesi... istediğim en son şey olur.
but if you just let me do something for you,
Fakat bana, senin için bir şeyler yapma fırsatı verirsen bence seni şaşırtırım.
I need you to do something for me.
Benim için bir şey yapman gerek.
You're taking me back to be hanged for something I didn't even do.
Yapmadığım bir şey için beni idama götürüyorsun.
You know they're going to hang me for something I didn't even do.
Ruhunu satmışsın sen. İşlemediğim bir şey yüzünden beni asacaklarını biliyorsun.
I don't know how long we cried for, but then I realised just how much Mum wanted everything to be OK and for me to be well again... but that wasn't something she could do.
Ne kadar süre ağladık bilmiyorum ama o an annemin her şeyin düzgün olmasını ne kadar istediğini anladım. Benim tekrar iyi olmamı ama bu onun yapabileceği bir şey değildi.
Do you have something for me?
Benim için birşeyin var mı?
Perhaps it's me who could do something for you.
Belki de ben senin için bir şeyler yapabilirim.
Tell me something, Jacob. Why do I gotta be punished for your mistake?
Söylesene Jacob neden senin hatan yüzünden ben cezalandırılmak zorundayım?
Ask me to do something for you.
Senin bir şey yapmamı iste.
And so was I. And I might've learned something if you and everybody else in this family didn't do everything for me.
- Sonra ne olacak? - Justin, o daha altıncı sınıfta. Evet, bende öyleydim.
I went in looking for that one thing that I couldn't put my finger on that was going to help me to accomplish everything I wanted to do and Pat had that something.
İstediğim her şeyin üstesinden gelememe yardımcı olacak ve Pat'te bir şeyin olduğuna emin olmamı sağlayacak bir şeyler aradım durdum.
Try to do something nice for a nurse who's a little bit older than me, by the way.
Benden biraz yaşlı olan bir hemşireye kibarlık yapmaya çalışıyordum.
Unless you want me to do something else for you, Because honestly I will.
Tabi eğer benden başka bir isteğiniz daha yoksa çünkü yaparım.
You're asking me for something. What do you want?
Benden bir şey mi istiyorsun?
Something he has been unable to do himself since the beginning of time. If you help me achieve this victory for him,
Bu, kendisinin zamanın başlangıcından beri yapamadığı bir şey.
Do something else for me and I'll let her go.
Bir şey daha yap ben de gitmesine izin vereyim.
George, I need you to do something for me.
Benim için bir şey yapmanı istiyorum George.
But in exchange, I need you to do something for me. Okay.
Tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]