Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ D ] / Do you see them

Do you see them перевод на турецкий

513 параллельный перевод
Do you see them?
Onları görüyor musunuz?
Do you see them?
Gördün mü?
Where do you see them?
Ama neredeler?
Do you see them?
Onları görüyor musun?
Do you see them, father?
Onları görüyor musun, baba?
Do you see them often?
Peki onları ziyaret eder misin?
Do you see them?
Bu doğru, uzun uzun bak.
Do you see them often?
- Halkla sık sık iç içe misindir? - Evet.
Do you see them?
Görebiliyor musunuz?
- Do you see them often?
- Onlarla sık sık görüşüyor musun?
- Do you see them?
- Onları görüyor musun?
Do you see them?
Onları gördün mü?
But... do you really not see them anymore?
Gerçekten de artık hayaletleri görmüyor musun?
You don't see any callouses on them, do you?
Onlarda hiç nasır görüyor musun?
You mean, do I want to see them two fellas hung? I do.
Bu adamların asılmasını kastediyorsan, evet onaylıyorum.
Do you mind if I see them?
Onlara bakmamın bir sakıncası var mı?
Do you think I could see them, entertain them?
Ne dersin, onları tekrar görebilir miyim?
I'm going to hand them to you one by one... and all you have to do is tell me what you see.
Birer birer sana vereceğim. Sen de bana ne gördüğünü söyleyeceksin.
Anybody ever has any doubt about what you can do... with your hands, your arms or any other part of you... you send them along to me, do you see? Look here.
Bana bak.
Now, what would you think they gonna do, invite them for supper? May I see a moment? Please.
Ne yapacaklarını sanıyorsun onları yemeğe cağır bir dakika görebilirmiyim
- Do you want to see them?
- Görmek ister misiniz?
Do you feel them staring at you, see the blood on the floor, hear her screaming?
Sende gözüne çarpan bir şey olmalı, yerdeki kan izlerine bak ve kızın çığlığını duy?
But if you see or hear from them before I do, please have them check the detail down at the railroad station. It's very important.
Benden önce onları görürsen ya da onlardan haber alırsan, lütfen ayrıntıları demiryolu istasyonu ile paylaşın, çok önemli.
If I were like you, if I saw things the way you see them... took an interest in things the way you do... perhaps had your problems...
Senin gibi olabilseydim, her şeyi senin gördüğün gibi görüp senin gibi merak edebilseydim ya da senin sorunlarına sahip olabilseydim...
Now, I am sure there are some of you who don't want to see them do that.
Şimdi, eminim ki onların bunu yapmasını istemeyen birçok kişi var içinizde.
See if you can persuade them to let us do an autopsy.
Otopsi için izin verecekler mi bir bak bakalım.
You see, sir, if there's nothing wrong with them why do you want them destroyed?
Eğer onların hiçbir sakıncası yoksa neden yok edilmelerini istiyorsunuz?
WHAT DO YOU MEAN? I MEAN, WHEN YOU PASS PEOPLE ON THE STREETS OR SEE THEM IN A BANK
Caddede yanlarından geçtiğinde ya da bankta oturanları gördüğünde ya da yanından geçip gittiklerinde tanıdık gelen oluyor mu?
Can't you see I'm in a hurry? What do you think of them, Papa?
Çekilin yoldan, acelem olduğunu görmüyor musunuz?
Let them work for you and see how well you do!
Bakalım ne kadar iyisin.
You see the two boys? You cannot do for them what does without knowing...
O ikisinin bana verdiğini, sen veremezsin.
- Do you mind if I see them alone?
- Yalnız görüşmemin sakıncası var mı?
The show you will see today is a cross-section of the work we usually do with the dogs, to make them controllable in traffic.
Birazdan izleyeceğiniz gösteri, köpekleri trafikte kontrol edilebilir hale getirmek için yaptığımız çalışmaların bir parçası.
Trees? Do you see trees? Yes, a mile or two from the town... and Egyptians hanging from them- -
Oh, evet, kasabadan bir ve ya iki mil ötede, ve mısırlıları asıyorlar...
I do not know where they are But just as you fought day and night in order to see them your mother and wife must have waited for you too, day and night
Anneniz ve karınızın nerede olduğunu bilemiyorum lakin sizin orada gece gündüz onları görebilmek için savaştığınız kadar onlar da gece gündüz sizin gelmenizi beklemiş olmalılar.
When do you get to see them?
Ne zaman görüyorsunuz onları?
- I do not see them. - Where do you come from?
- Nereden geldiniz?
... Welllll, I don't see them, do you?
Ben onları göremiyorum, ya sen?
- Do you want to see them again?
- Onları tekrar görmek istiyor musun?
And his needs, grasshopper do you also see them through his eyes?
Peki ya ihtiyaçları çekirge bunları da onun gözleriyle görüyor musun?
Do you want to see them here or up on the big screen?
Onları burada mı görmek istersiniz yoksa yukarıda büyük perdede mi?
Do you think I could see them?
Acaba onları görebilir miyim?
Do not put a great burden on an old man who can't bear In your childhood, you were in my arms, I cannot see you hurt If you refuse them, they will hurt you
İhtiyar bir adama taşıyabileceğinden fazlasını yükleme... çocukluğun kollarımın arasında geçti incinmeni istemiyorum... eğer karşı gelirsen, kötülük ederler.
You don't see them throwing each other in the air, do you?
Birbirlerini havaya attıklarını hiç görmezsiniz ama, değil mi?
Do you see Molly, they're taking some of them away.
Görüyor musun Molly, bazılarını götürüyorlar.
When Daddy and Janina come, do you want them to see us like this?
Baban ve Janina geldiğinde bizi böyle görmelerini mi istiyorsun?
If you can't see them, how do you know they're in there?
Onları göremezsen orada olduklarını nasıl bilebilirsin?
- Do you ever get to see them?
Onları görüyor musun?
Why do you want to see them?
Niçin görmek istiyorsun?
Because God wants them to stay... and do his work and wait for the day... when you will take the long voyage to see them.
Çünkü Tanrı onları yanında istiyor. Tanrıya yardım edip... onları görmek için uzun bir yolculuğa çıkacağın günü bekliyorlar.
You see what you can do with them.
Onları ne yapacaksın görelim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]