Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ E ] / Eat up

Eat up перевод на турецкий

2,825 параллельный перевод
Eat up.
Herkes yesin.
There you go. Eat up. Eat up.
Ne var ne yok?
- Juliet : Everybody eat up. Come on.
- Soğumadan başlayın, hadi.
Eat up.
Al bunu.
He might eat up all your profits.
Kârinizin kökünü kurutabilir.
Eat up.
Yesene.
When following the kites when they will come on the roof.. .. they will eat up all that Tanu has made.
~ Ne zaman ki uçurtmaları izlemeye çatıya çıksalar Tanu'nun yaptıklarının hepsini yiyecekler. ~
Eat up, the food is getting cold
Tabağındakini bitir, yemeğin soğuyor.
Eat up, everybody.
Bol bol yiyin.
Eat up, we should go.
Yedi hadi, sonra gidelim.
Eat up.
Ye ye.
Eat up.
Ye.
I grew up eating animals like most people in our country, but once I started considering my food choices I recognized that I didn't want to eat animals.
Ülkemizdeki birçok kişi gibi hayvan yiyerek büyüdüm, fakat yemek seçimlerimi gözden geçirmeye başladığımda bir daha hayvan yemek istemedim.
And the kids eat that shit up.
Koşucular öyle bir bok yiyemezler.
Debbie's the only person I know wakes up earlier than I do, and I told her I never eat breakfast, but she said it's her favorite meal.
Benden önce kalkan bir tek Debbie var. Kahvaltı etmeyi sevmediğimi söyledim o da en sevdiği öğünün bu olduğunu söyledi.
Defense gonna eat'em up if they don't fall deeper into that pocket.
Savunma onlar yiyecek. Eğer o cepte daha derine gitmezlerse.
It's made up, pieces of paper with pictures on it so that we don't have to kill each other just to get something to eat.
Uydurma bir şey. Üzerinde resimler olan insanların birbirini öldürmeden iki lokma bir şey yemesi için yapılmış kağıt parçası.
- Shut the fuck up and eat.
- Kapa çeneni ve iç.
Oh, I made them drive too fast and eat like vikings, and then Luke threw up all over the car.
Çok hızlı sürdürüp Vikingler gibi yedirdim ve Luke tüm arabaya kustu.
- I just like watching you eat standing up.
- Ayakta bir şey yemeni izlemeyi seviyorum.
The film-festival judges are gonna eat this shit up.
Film festivali jürisi bayılacak buna, lan.
I think I'll take it up to my room to eat while I look over my new pamphlets.
Sanırım yeni broşürlerime bakarken odamda yiyeceğim.
Let Daddy get cleaned up and eat.
Babanız temizlensin ve yemeğini yesin önce.
That boy has a lot of growing up to do. We'd better go eat while it's still hot.
Bu çocuk büyürken çok şey yapması gerekir Yemek hâlâ sıcakken yesek iyi olur.
"I'm going to eat you up."
"Seni yiyeceğim."
Breathe, eat, sleep, wake up, and do it all over again until one day, it's just not as hard anymore.
Nefes alacağız, yemek yiyeceğiz, uyuyup uyanacağız ve bir gün bu eskisi kadar zor gelmemeye başlayıncaya kadar her gün bunları tekrar tekrar yapacağız.
Can we agree, if we end up having to eat each other down there, that she goes up first?
Aşağıda böyle birbirimizi yiyeceksek onun önce başlayacağı konusunda anlaşabilir miyiz?
It will eat you up.
Bu seni yer bitirir.
I could eat you up.
Yerdim sizi ben.
Eat and let's make up.
Ye ve toparlan.
I mean, doesn't that just eat you up?
Nasıl? Seni yiyip, bitirmiyor mu böyle yapmak?
But if a shark tries to eat one, those little guys, they puff up like a balloon.
Eğer köpek balığı onlardan birini yemeye kalkarsa o küçük şeyler bir balon gibi şişerler.
That shit'll eat you up.
Seni yer bitirir sonra.
- I'm trying to eat here. - Hey, what's up?
- Burada bir şeyler yemeye çalışıyorum.
Um, look, if you fancy it, I saw a reasonably good restaurant up there by the phones. Maybe we could get together for an hour and, you know, in an hour's time have something to eat?
Bak.. şurda restoran var istersen gidebiliriz
It's got these red berries on it that I guess taste sweet, and sometimes little kids eat them and wind up poisoning themselves, and that's it, nothing more.
Üzerinde böyle kırmızı meyveler varmış. Tatları güzel olduğundan herhâlde çocuklar ara sıra onları yiyip kendilerini zehirleyebiliyorlarmış. Bu yani.
"Shut up and eat, varmints!"
"Çenenizi kapatın be yiyin, serseriler!"
When we will fight, I will eat them up.
İş kavgaya dönüşünce, onları çiğ çiğ yerim.
"l tell the truth, when she came.." ".. there came a season to eat everyone up. "
Ben gerçeği söylüyorum, o gelince herkesin birbirini yeme mevsimi geliyor.
Well, I could pick up something and I could bring it back here, we could eat...
Ben birşeyler alıp getirebilirim, ve birlikte yiyebiliriz.
Oh. I could just eat you up.
Seni yiyebilirim.
You'll eat all the food she warms up. You won't go out to the balcony, not by any means!
lsıttığı bütün yemekleri yiyorsun balkona kesinlikle, ama kesinlikle çıkmıyorsun!
you can warm up and eat it.
Siz onları ısıtıp yersiniz.
♪ and now I'm gonna eat you up ♪
Şimdi yiyip bitirmeli seni. - Quinn?
♪ and now I'm gonna eat you up ♪
Şimdi yiyip bitirmeli seni
We should throw off our Cardinal's robes and take up arms before we are compelled to eat crêpes sucrées.
Kardinallerimizin cüppelerini kaldırıp silahlanmalıyız. Crêpes sucrées yemek zorunda bırakılmadan.
Shut up and eat your sausage.
Kapayın çenenizi ve sosislerinizi yeyin.
Yeah, I've seen your daily routine, bro- - Wake up at 7 : 00, shower, eat the same fiber-based cereal That is clearly geared towards menopausal women. "her choice crunch" is for everyone.
7'de kalkıyorsun, sonra duş sonra aynı lifli kahvaltılık gevreği ki o gevreğin, menopozlu kadınlar için yapıldığı çok belli.
You put your feet up and eat bon-bons, okay?
!
Well, it's the only thing I can eat that doesn't make me throw up.
Kusmadan yiyebildiğim tek şey bu.
They chop it up and feed it to a fungus that can eat grass.
Çimleri doğrarlar ve çim yiyebilen bir mantarı beslerler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]