Europe перевод на турецкий
7,392 параллельный перевод
You know, the lamps are going out all over Europe.
Biliyorsun, tüm Avrupa'da lambalar sönüyor.
Prince Max Lichnowsky blamed his oun Government for leading Europe to war.
Prens Max Lichnowsky, kendi devletini Avrupa'yı savaşa sürüklemekle suçladı.
I just got back from Europe.
Avrupa'dan yeni döndüm.
- Maybe even Europe somewhere.
- Belki de Avrupa'da bir yerdeler.
Could be in Europe or somethin'.
Avrupada falan olabilir.
Judges now have the option to gain a better insight in the new cocaine routes alliances and in whom distributes the South American cocaine as Italy and throughout Europe inundated by...
Hakimlerin artık yeni uyuşturucu anlaşmaları ve Kuzey Amerika'dan gelen uyuşturucuları, Avrupa'ya ve İtalya'ya kimin dağıttığı hakkında daha iyi bir bakış açısı kazanma fırsatları var.
Most of Europe couldn't read.
Avrupa'nın çoğu okuyamıyor.
To Europe.
Avrupa'ya.
Europe.
Avrupa.
Their fossils have been found in the tens of thousands, all over southern Europe.
Fosilleri Güney Avrupa'nın her yerinde bulunmuş, on binlerce.
Well, she's in Europe with a friend.
Bir arkadaşıyla Avrupa'da.
Did you forget that time he went to Europe with Rebekah after she ran his truck off the road?
Kamyonetini yoldan çıkardıktan sonra Rebekah ile beraber Avrupa'ya gittiği zamanı unuttun mu?
You laid waste to half of Europe.
Avrupa'nın yarısını yakıp yıktın.
He has more knowledge of recent surgical advances in Europe than any man in the country.
Avrupa'daki cerrahi gelişmeler konusundaki bilgisi ülkedeki tüm hocalardan daha fazla.
In fact, the harelip forceps he modified is now the standard in Europe.
Hatta yarık dudak için geliştirdiği forseps şu an Avrupa'da standart olarak kullanılıyor.
We could sail to Europe.
Avrupa'ya gidebiliriz.
Europe?
Avrupa?
They said we couldn't enter Europe without a blood test.
Kan tahlili yaptırmadan Avrupa'ya gidemezsiniz dediler.
They just left for Europe four days ago.
Daha dört gün önce Avrupa'ya gitmek için ayrılmıştı.
For Europe.
Avrupa'ya.
He said that clothing designers in Europe would love us for their shows.
Avrupa'daki tasarımcıların bizi defilelerine çıkarmak isteyeceklerini söyledi.
Did he say where in Europe? No.
- Avrupa'da neresi olduğunu söyledi mi?
This already happened for people in Europe.
Avrupa'daki insanlar bunu çoktan gördü.
The reawakening to science that took place in Europe, hundreds of years later, was kindled by a flame that had been long tended by Islamic scholars and scientists.
Yüzlerce yıl sonra Avrupa'da gerçekleşen bilimsel uyanışı Müslüman alimler ve bilim insanları tarafından uzun süredir canlı tutulan bir alev tutuşturmuştu.
Eighty-two percent of starving children live in countries where food is fed to animals in livestock systems that are killed and eaten bymore well-offindividuals in developed countries such as the U.S. and Europe.
aç çocukların yüzde seksen ikisi ülkelerde yaşamaktadır Hayvanlarında beslenir hayvancılık sistemlerinde Öldürüldü ve yenir o daha iyi-off kişiler tarafından Gelişmiş ülkelerde ABD ve Avrupa gibi.
He, uh... he lives in Europe...
Avrupa'da. Paris'te yaşıyor. Modacıdır kendisi.
We are celebrating our six-month anniversary with a whirlwind trip all over Europe.
Tüm Avrupa'yı seri bir şekilde gezerek altıncı ay dönümümüzü kutluyoruz da.
Sir, we're 50 miles off the coast of Europe and still no contact with French Naval Command.
Efendim, Avrupa kıyılarına 50 mil uzaklıktayız ancak hâlâ Fransa Deniz Kuvvetleri ile irtibatımız yok.
My dad said back to Europe, in the dark ages.
Babam, Avrupa'ya karanlık çağlara gittiğini söyledi.
Our sources have traced the sample through Europe to an estate in Markovia.
Kaynaklarımız numuneyi Avrupa'dan Markovia'da bir konağa kadar takip etti.
Rumors of your husband's death are spreading panic amongst our investors in Europe.
Kocanızın ölümü hakkındaki dedikodular, Avrupa'daki yatırımcılara korku salıyor.
- They love boobs in Europe.
Yemekten sonra alışverişe gideceğiz. Avrupa'da memeye bayılıyorlar.
The rock is huge in Europe.
Brian.
In Europe, everyone goes topless.
Ona hiç üstsüz fotoğrafını vermedin mi?
In Europe, everybody lets their kids have a little nip or two now and then.
Avrupa'da herkes ara sıra çocuklarının birkaç yudum içmesine izin veriyor.
There are two more in Europe and South America that seem to match... Elian Vega and Susanna Delacroix.
Avrupa ve Güney Amerika'dan iki kişi daha var bu duruma benzer şekilde Elian Vega ve Susanna Delacroix.
Five hours later, I'm on a flight to Europe with Mr. Blanket Cover-Up to testify in some sort of international court.
5 saat sonra, bir uluslararası duruşmada ifade vermek için Avrupa'ya giden bir uçakta Bay "Battaniye ile Üstünü Ört" ile birlikteyim.
Israeli criminals control Europe's MDMA trade.
İsrailli suçlular Avrupa'nın ekstazi trafiğini yönetiyorlar.
Made my way to Europe...
Avrupa'ya gittim.
Unfortunately, since you are a legal US citizen, I can't do what I really want and extradite you back to Europe.
Maalesef, artık yasal olarak Amerikan vatandaşı olduğun için sana istediklerimi yapıp, Avrupa'ya iade edemem.
Favourite to become Europe's first woman Prime Minister, Margaret Hilda Thatcher.
Favori Avrupa'nın ilk kadın Başbakan'ı olacak Margaret Hilda Thatcher.
The postmarks are from Europe.
- Posta damgası Avrupa'dandı.
Because they've never been on a plane before or to a big city or even with you for more than three consecutive nights, but now you want to trot them off to Europe for six weeks.
Çünkü daha önce hiç uçağa binmediler, büyük şehre gitmediler seninle ardı ardına üç geceden fazla bile kalmadılar. Şimdi de kalkmış, onlarla altı haftalığına Avrupa'ya gitmek istiyorsun.
So they'd be missing two weeks, and they get a chance to see Europe.
Ayrıca Avrupa'yı görme şansı elde edecekler.
So they swap one Christmas for six weeks in Europe?
Yani bir Noel'i Avrupa'da altı haftaya değişiyorlar.
First Europe and now St. Louis.
Önce Avrupa, şimdi de St. Louis.
You just had them for six weeks in Europe.
Zaten onları Avrupa turu için altı haftalığına aldın.
We've been backpacking through Europe for the past 3 months.
Avrupada son 3 ay boyunca bu sırt çantaları hep yanımızdaydılar.
I don't know, like Canada or Europe or something?
Bilmiyorum, Kanada veya Avrupa yada başka bir yer.
They do it all over Europe.
Bütün Avrupa bunu yapıyor.
To Europe?
- Avrupa'ya?